• DOLAR 32.519
  • EURO 34.814
  • ALTIN 2425.856
  • ...
`Arakan Konusunda Türkiye Ağırlığını Koymuyor`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
DİYARBAKIR - Myanmar`ın batısındaki Arakan bölgesinde Budistlerin saldırısına uğrayan Müslümanlar kan ağlıyor. Hemen yanı başımızdaki Suriye`de ise Müslümanlar iki ateş arasından kalmış… Bu iki ülkede yaşanan olayları ve bundan sonra yapılması gerekenleri Mustazaflar Hareketi sözcüsü Av. Hüseyin Yılmaz ile konuştuk.

Budistler Katlediyor, Devlet Seyrediyor
Arakan`da son dönemlerde ciddi ihlallerin olduğunu hatırlatan Yılmaz, Budistlerin kontrolünde olan devletin de Müslümanları kabul etmeyerek topraklarından çıkartma projesini devreye soktuğunu söyledi. Budistlerin katlettiklerini devletin ise sadece seyrettiğini ifade eden Yılmaz, "Arankanlı Müslümanlar hunharca katlediliyor, diri diri yakılıyor, kesici aletlerle doğranıyor, kadın ve kızlar tecavüze uğruyor, dünya ise sadece seyrediyor. Budist zulmünden kaçarak komşu ülkelere sığınan muhacirler ise geri gönderiliyor. Bu sorunun çözülmesi gerek ve muhacirlerin acil ihtiyaçları biran önce karşılanmalıdır" dedi.

BM Ağır Davranıyor
Birleşmiş Milletlerin (BM) olaya müdahale etmesi gerektiğine işaret eden Yılmaz, korunaklı ve güvenli bölgelerin oluşturulması gerektiğini söyledi. BM`nin biran önce harekete geçerek katliama dur demesini isteyen Yılmaz, "bu olayda etkin rol oynayacak BM`dir. Ama BM, söz konusu Müslümanlar olunca ağır davranıyorlar, göz yumuyorlar. Aslında bu gibi durumlarda haclı zihniyeti olanlardan medet ummak İslam ülkelerinin bir ayıbıdır" diye konuştu.

Türkiye Ağırlığını Koymuyor
Türkiye`nin devlet olarak ağırlığını ortaya koyması gerektiğini dile getiren Yılmaz, Türkiye, Suriye`nin geleceği konusunda harcadığı çabanın 10`da 1`ini Burma`daki Müslümanların geleceği içinde harcamış olsaydı şuan durumun çok farklı olacağını söyledi. Yılmaz, "Türkiye hükümeti, STK`ların yaptığı veya bizim hareket olarak yapabileceğimiz çağrıları yapıyor. İşte `Birleşmiş Milletler buna müdahil olsun ve katliamı durdursun.` Bunu ben hareket olarak söylerim, ama devlet olarak söylenecek bu değildir. Suriye konusunda `Esed halkına zulmediyor` diyorsun, Burma`ya gelince bunun niye söylemiyorsunuz, üstelik Suriye`dekilerin elinde silah var, ama Burma`daki halkın elinde hiçbir şey yok" ifadeleri kullandı.

İslam Ülkeleri Kendi Özel Gücünü Oluşturmalı
Halkı Müslüman olan ülkelerin biran önce kendi güçlerini oluşturmaları gerektiğine işaret eden Yılmaz, bunu yapmanın yolunu şöyle anlattı, "önce her ülke kendi sınırları içerisinde birliği ve beraberliği sağlamalıdır. Müslümanlar grupçuluk, mezhepçilik, meşrepçilik yaoarak bir yere varamaz, bölük pörçük olan yardım çalışmaları etkili olamaz. Önce Müslümanlar kendi aralarındaki sorunları çözmelidir. Her tarafta Müslümanlara baskı yapılıyor. Batıdaki Müslümanlara baskı yapılıyor, batıyı Müslümanlar acısından yaşanmaz hale getiriyorlar."

Esed Gitmemeye Muhalifler Devirmeye Kararlı
Suriye`de Esed güçleri ile muhalifler arasında çatılmaların halen devam ettiğini ve bunun kanlı bir şekilde sürdüğünü ifade eden Yılmaz, her gün bölgeden çatışma haberlerinin geldiğini söyledi. Esed`in gitmemeye, muhaliflerin ise devirmeye kararlı oldukları görüldüğünü belirten Yılmaz, bu ikisinin çatışmalarında mağdur olan her zaman olduğu gibi yine halk olduğunu söyledi.

Suriye Kürtlerin Varlığı İnkâr Edilemez
Gelinen nokta itibariyle Esed`in PKK`nin birlikte çalıştığı PYD ile anlaştığını hatırlatan Yılmaz, anlaşmalı olarak Esed güçlerinin bazı bölgelerden çekilerek kontrolü PYD`ye bıraktığı ileri sürüldüğünü söyledi. Yılmaz, "Suriye`de Kürtlerin varlığı inkâr edilemez, Eğer Suriye`de yaşayan Kürtler, `bizler bağımsız olmak istiyoruz` deseler bu onların tercihidir, onların talepleridir. Buna dış dünyanın da saygı göstermesi lazımdır" dedi.
(M. Salih Keskin - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir