• DOLAR 32.525
  • EURO 34.803
  • ALTIN 2420.878
  • ...
Kuran ve Sünnet..
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bizleri karanlıklardan aydınlığa çıkaran, umutsuz ve çaresiz bir zaman da insanlığımızı bizlere geri kazandıran, bizlere doğru yolda kılavuzluk eden yegane rehber ve bu uğurda mücadele veren, hakim ve kanun koyucu olarak yalnız Allah’ı (c.c) tanıyan, İnsanların en şereflisi olan Hz. Muhammed (aleyhiselatuvesselam)’a ve onun tertemiz Ehli Beytine binlerce salat ve selam olsun. Yüce İslam davası için canlarını ve mallarını hiç tereddüt etmeden Allah yolunda veren o muhteşem sahabilere selam olsun. Bizleri Hak ve Batıldan ayrımında doğru yola ileten Rabbimize hamd-u senalar olsun.

 

Bugün Dünyada ki küfür, İslam dinini kendi özünden uzaklaştırıp nokta nokta irdeleyip “ Ilımlı İslam, Modern İslam, Kalbe dayalı İslam” ve bunun gibi birçok hurafelerle insanları İslamiyetin gerçek akidelerinden koparmak için büyük bir gayret göstermiştir. İslamda özellikle cihad ruhu vurgulanırken, bugünkü İslamcılar bu kelimeyi neredeyse unuttu / unuttular. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v) bir Hadis-i Şeriflerinde: “İnsanların en üstünü Allah yolunda canıyla ve malıyla cihad eden kimsedir” buyurmuştur. Müslümanların bir ortak özelliği de kardeş olmalarıdır. Bu kardeşlik tüm dünyada ki Müslümanları kapsar. Ve bunun en büyük örneğini Peygamberimiz (s.a.v)’in Mekkeden Medineye hicret ettiği zaman aralarında kan davası bulunan, Evs ve Hazreç kabilelerini yıllar süren bu düşmanlıkları ve kan davalarından Müslüman olduktan sonra kardeş kılıp aralarında ki husumete son vermiştir.

 

Bugün İslam coğrafyasında Müslümanlar parçalara bölünerek zulüm ve ölümle karşı karşıyadırlar. Bunlara en basit örnek Afganistan, Filistin ve Çeçenistandaki Müslümanlara yapılan zulümlerdir. Müslümanım diyen insanların “Kardeşlerinden” ve bu feryaddan bu kadar uzak olması pek şaşılacak bir durum değildir. Çünkü günümüzde, İslamın hiçbir şekilde kabul etmediği hayat tarzı, yaşantı ve yaşantılar bir İslam Ülkesinden ne kadar uzak olduğunu gözler önüne sermektedir. İş sadece burada bitmiyor tabi. Küfür bu alanlarda olduğu kadar diğer konularda da en belirgin şekilde kendini gösteriyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in ahir zaman alametlerinden biri olarak haber verdiği: “Dini ilmi olmayan insanların bir Alim gibi vaaz veya fetva vermesi” de yaşadığımız bu dönemin Ahir zaman olduğunun da delilidir.

 

Peygamber Efendimiz (aleyhiselatuvesselam)’ın hayatına bakıldığı zaman onun, Devleti yönetirken haksızlıklara ve zulme karşı hüküm verirken,toplumun yaşantısını belirlerken Kur’an-ı örnek aldığı ve en keskin kararlarını onun hükmüne göre verdiğini görüyoruz. İşte bizleri gerçek manada İslam ile buluşturan da Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz (s.a.v)’in sünnetidir. Çünkü Kur’anı Kerimi pratize ederek Dünyevi konularda onu baz aldığını , Asr-ı Saadetin yaşanılmasından görüyoruz. Bugün beşeri kanunlara boyun eğenlere cevap olarak, kesin ve net hükmü Allah (c.c) Ali-İmran suresi 105.ayette mealen şöyle açıklamaktadır: “ Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ihtilafa düşenler (yahudi ve Hristiyanlar) gibi de olmayın! Hem işte onlar yok mu, kendileri için pek büyük bir azab vardır.” işte bu ayetin varlığı doğrultusunda, bizim sadece Allahın indirdiği Kur’ana ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in sünnetine ensar gibi yapışmamız gerektiği ve bundan başka hiçbir görüş veya anlayışı kendimize örnek almamamız özellikle belirtilmiştir.

 

Ama maalesef bugün İslamı gerçekliğinden uzaklaştırıp birtakım hurafelerle insanlara farklı bir din sunmaya çalışan küfür, bunu en iyi şekilde yapmaktadır. İslam topluma zarar verecek olan her davranış ve yaşantıyı yasaklamış ve insanların barış içinde yaşamalarını sağlamak en temel unsur olmuştur. Bir zamanlar sadece İslama hizmet eden ve Allahın hükmünün geçerli olduğu bu topraklar, bugün ne yazık ki beşeri kanunlarla toplum, dinin gerekliliklerinden uzaklaştırılmış ve özellikle de kadınlarımız “Modern” olma cahilliğiyle kandırılmış, mahrem diye bir kavram kalmamıştır. Avrupai özenti öyle bir boyuta varmış ki, neredeyse artık Avrupanın buraya tabi olacağı bir duruma gelinmiştir. Çünkü bu Ülkede yaşananların Avrupada bile yaşanılmadığı kanaatindeyim. Dini hassasiyetlerin gözetilmediği, toplumsal faciaların ardı kesilmediği, insanların ruhsal bunalım geçirdiği, güvensizlik duygusunun arttığı, zulümlere karşı sessiz kalındığı sözde “İslam Ülkesi” işte burası.

 

Allah (c.c) Kuran-ı Kerimi insanların rahat bir hayat sürdürmesi ve hak yoldan ayrılmaması için indirmiştir.Ve yine Allah (c.c) Maide suresi 50.Ayette mealen şöyle buyuruyor: “Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?” Yani İnsanlar, hangi zaman ve hangi mekanda olursa olsunlar, Ya tek bir meselede bile taviz vermeden Allah’ın şeriatına göre hükmedecekler, Onu kabul edecekler ve Ona tam olarak teslim olacaklar ve böylece Allah’ın dinine girecekler. Yada, Insan aklının ürünü olan bir kanuna, bir Ideolojiye göre hükmedecekler, Bu durumda da Câhiliyye’ye mensup olacaklar. Böyle yapanlar, Ideolojisi doğrultusunda hüküm verdikleri kişinin dinindedirler.Allah’ın şeriatını reddeden, Câhiliyye sistemini kabul ediyor ve Câhiliyye’yi yaşıyor demektir. Allahın hükmüyle hükmetmeyen ve Cahiliyye devri gibi yaşayanlar hüsran içindedirler. Kuran’ın Kerim’in bu kadar açık ve net olarak belirlediği hükme uymayarak, İnsanoğlunun yazmış olduğu beşeri kanunlara boyun eğerek aynı zamanda bu kanunlarla insanlara zulmederek, Allahın emirlerine itaat etmeyerek bir nevi kendi sonlarını hazırlıyorlar. Allahın ahdi mutlaka gerçekleşecektir. Ve yarın Mahşer-i Kübrada her nefis yaptıklarının hesabını verecektir.

 

Vesselam...
 

İstanbul

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!

Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber. com. tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfadan az olsun. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir