• DOLAR 32.602
  • EURO 34.814
  • ALTIN 2497.565
  • ...
`Duygularımızı Sömürüyorlar`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

VAN- Son zamanlarda Van merkez`de dilencilikle uğraşan insanların artması dikkatlerden kaçmazken bunların çoğunun başka illerden geldiğini söyleyen vatandaş bu konuda yetkililere çağrıda bulundu.

Van otogarı esnaflarından Kasım Akkuş, Van`da dilenciliğin had safhada olduğunu belirterek "Özellikle otogarda her gün en az 10 dilenciyle karşılaşıyoruz. Çoğu değişik illerden olmakla beraber yabancı ülkelerden de gelen var. Bu ülkelerden biri de Suriye… Suriyeli bu aileler, Suriye rejiminden kaçtıklarını söyleyerek bizden yardım talebinde bulunuyorlar. Van halkı da özellikle depremden sonra duygu yoğunluğu yaşadığı ve dini hassasiyetlerinden dolayı yardım ediyor." diyerek dilencilerin duygu sömürüsü yaptıklarını ifade etti.`

Bazı Dilenciler Günde 250-300 Lira Para Kazanıyor
Otogarda esnaf olması nedeniyle bazı dilencilerin yanına gelip para bozdurduğunu söyleyen Akkuş, "Bazı dilenciler günde 250-300 lira para getiriyor. Halkımız da hâlâ onlara acıyıp para veriyor. Bazı dilenciler de var ki toplu halde dükkânlara girip esnafı dolandırmaya çalışıyorlar. Miktarı fazla paralar vererek: `sen para üstü vermedin, ben bu kadar vermişim` gibi sözlerle esnafı hengâmeye getirip dolandırmaya çalışıyorlar. Bütün esnaf bundan dert yanıyor. Vatandaşımıza böylelerine itibar etmemelerini ve dikkatli olmalarını tavsiye ediyoruz." dedi.

Dilencilik konusunda belediyenin tutumunu eleştiren Akkuş, belediye zabıtasının hiçbir müdahalede bulunmadığını belirterek, "Yetkililerden ricamız toplumun sorunu haline gelmiş bu sorunu bir an önce hal etsin. Böylece hem vatandaş rahat etsin hem de esnaf rahat etsin." ifadelerini kullandı.

"Bunu Meslek Haline Getirmişler"
Zeki Avcı isimli esnaf ise, dilenciliğin, tembellik ve halkın yardım duygularını istismardan başka bir şey olmadığını söyleyerek; dinimizin çalışmayı emrettiğini, bunun yanında tembelliği ve dilenciliği kötülediğini kaydetti.

Avcı" Böyleleri İslâmiyetin tevekkül anlayışını da kendi düşünceleri açısından değerlendirmekten çekinmezler. Onlar, çalışmadan oturup başkalarından bir şeyler beklemeyi tevekkül sayıyor. Şehrimizde bulunan dilencilerin bir kısmı Van`da yaşayan bir kısmı da diğer şehirlerden gelip bu işi meslek haline getirmiş kişilerdir. Maalesef iş yerimize günde ortalama 4 yada 5 ayrı dilenci gelip bizlerin vicdanına, duygularına hitap eden sözler sarf ederek, tavırlar sergileyerek istekte bulunuyorlar. Bu durum karşısında vermenin doğru olmadığını bile bile bazen bozukluk veriyor bazen de olmadığını söyleyerek gönderiyoruz." diyerek bunu alışkanlık haline getirilmesinin kendilerini rahatsız ettiğini bildirdi.

Belediyenin dilencilere müsamaha gösterdiğini söyleyen Avcı, "Belediye, çoğu konuda sınıfta kalmış olduğunu gösterdiği gibi bu durum karşısında da pasif davranıyor. Umarım bu konuda olumlu bir çalışma yaparak bu sıkıntıyı ortadan kaldırır" ifadelerine yer verdi.

Fakirlik ve dilenciğin ortadan kaldırılması için mücadele eden Van Rahmet Eli Gıda Bankası ve Muhtaçlarla Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Yıldırım da; dilenciliğin adeta bir mesleğe dönüştürüldüğünün altını çizerek bu konuda yerel yönetimleri eleştirdi.

Yıldırım, dilencilerin genel olarak bayanlardan oluştuğuna dikkat çekerek "Bayanlar sabahtan akşama kadar çocuklarıyla beraber sokak sokak insanlardan dileniyor, kocaları ise sabahtan akşama kadar boş boş oturuyor. İnsanların duygularını sömürerek, insanların bazı zaaf noktalardan yakalayarak; örneğin `Allah çocuğunun acısını göstermesin, Allah sevdiğine kavuştursun` gibi sözler sarf ediyorlar. Bu şekilde insanların manevi duygusunu sömürerek bunu manevi bir kazanç kapısı yapıyorlar." dedi.

Dilenci Ama; 3 Katlı Evi Var!
Dilencilere güvenilmemesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, yaşadıkları bir olayı şöyle anlattı: "Kendisinin dilendiğini haber aldığımız bir bacağı sakat bir vatandaşımız derneğimize müracaat etti. Kendisinin ev tespitini yaptıktan sonra derneğimize çağırdık. Kendisine, yaptığının güzel bir şey olmadığını söyledik. Bunun üzerine kendisi de bu konuda mustarip olduğunu, insanların kendisine bir şey vermediğini ve bu konuda rahatsız olduğunu beyan etti. Biz de daha sonrasında bu fiili terk etmesi karşılığında evin bütün masrafını karşılayacağımızı, çocukların kırtasiye malzemelerini, giyimlerini, aylık gıda erzakını hatta harçlığına kadar her şeyi karşılayacağımızı beyan etmemize rağmen, vatandaş kısa bir duraksamadan sonra sinirlenip; `istemiyorum sizin yardımınızı, benim kaydımı silin.` şeklinde mazeretler uydurarak teklifimize ret cevabı verdi."

Kendilerine başvuran bir dilencinin tespitler sonucunda 3 katlı bir eve sahip olduğunu da söyleyen Yıldırım, bu konuda yerel yönetimleri eleştirerek, "Bu konuda yasal hak yerel yönetimlerindir. Eğer bir memlekette dilencilik had safhaya gelmişse öncelikli olarak bu insanları, eğer ki hak sahibiyseler, doyurmamanın vebali yerel yönetimlere aittir. İnsanların manevi duyguları istismar ediliyorsa belediyelerin buna bir an önce kalıcı bir çözüm bulmaları lazım. Yasal yaptırımlar ortadadır. Bu insanlar belli bir noktadan sonra gaspçı durumuna düşüyorlar. Fakir- fukaranın hakkını gasp ediyorlar. Fakirlere ulaşması gereken zekât, fitre ve sadakanın önüne geçiyorlar." sözlerine yer verdi. (Fırat Arslan-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir