GAZİANTEP-Panele eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Müsiad eski Başkanı Ömer Bolat, Yeni Akit Gazetesi Müessese Müdür Osman Nuri Karahasanoğlu konuşmacı olarak katıldı. Panele, Mustazaflar Cemiyeti Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Kaya, Umut-Der başkanı Yusuf Kiraz, milletvekilleri Mehmet Erdoğan, Derya Bakbak, Oğuzeli Belediye Başkanı Bekir Öztekin, Milli Eğitim Müdürü Ekrem Serin, Şahinbey İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdulhalim Ünverdi, Müsiad Gaziantep Şube Başkanı Kurt Ali Kılçık, AK Parti Yönetimi, Saadet Partisi yönetimi, Has Parti yönetimi ve çok sayıda davetli katıldı.

Panel Fatih Mansur hocanın Kuran-ı Kerim Tilaveti ile başlayıp Gaziantep Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Mithat Sevin`in açılış konuşmasıyla devam etti.

Yeni Akit Gazetesi Genel Müdürü Osman Nuri Karahasanoğlu, konuşmasında; \"Zalimlere, hortumculara, darbecilere, millet ve din düşmanlarına karşı dimdik durduk sağımıza, solumuza bakmadan bunlara en sert bir şekilde cevabı Akit Gazetesi olarak verdik. O tarihlerde hatırlıyorum bize yakın olan dostlar `ya Nuri Bey sizin arkanızda kim var Amerika mı var, siz bu cesareti nereden alıyorsunuz?` Hakikaten bizde kendimize soramadan edemiyorduk. 70 yaşındaki amca bile `biraz yavaş olun bir şeyler olacak` diye dile getirirlerdi\" dedi.

Karahasanoğlu, \"Biz bu davaya gönül vermiş insanlarız Akit Gazetesi 28 Şubat konuşmasının siz sonradan bakmayın televizyonlarda çıkıp lom lom konuşanlara onların hepsi bir yerlerdeydi. Bazı samimi insanlar vardı, işte onlarda burada. `Bir vampir savaşımız vard`ı diyordu ki `Akit Gazetesini mevcut kanunlar çerçevesinde susturmamız mümkün değil. Yunanistan`dan kanun ithal etmemiz lazım diyordu. Diğer taraftan mevcut cunta köşe yazılarında inançlı insanlara bir linç kampanyası başlattılar ve bunları mağdur ettiler. Akit Gazetesi ise bu inançlı insanlara bir kalkan gibi karşılarında durdu. Bir albay utanmadan Akif`i eleştiriyor. Üst düzeydeki bazı kişiler gazetemize geldiler bize dediler ki: `bu böyle gitmez bu yazılara biraz çeki düzen verin` dediler. `Biz elçiyiz elçiye zeval olmaz` dediler. Bizler de şu cevabı verdik: `Gidin onlara söyleyin, bu baş bu gövdeden ayrılmaz bu can bu bedende olduğu sürece yayınlarımızda taviz vermeyeceğiz` dedik. Bunlar bu mesajı aldıktan sonra, 15-20 gün sonra kaleşnikof silahlarla gazetemizi taradılar. Bu bir mesajdı. Biz bunlardan yılmadık. Çünkü biz gücümüzü imanımızdan desteğimizi siz okurlarımızdan alıyorduk.\" Şeklinde konuştu.

Eski Bakanlardan Hasan Celal Güzel ise, 28 şubat`ın tankların, topların kullanıldığı bir darbe olduğunu belirterek \"28 şubat bal gibi darbedir. Tankta vardı top da vardı, bal gibi cunta da vardı. İfade için meclise çağrıldığımda, darbenin babası Süleyman Demirel`dir. `Siz Demirel`in evine giderken biz mağdur olduğumuz halde bizi meclise çağırıyorsunuz, sanki 28 Şubat`ı biz yapmışsız` dedim.\" İfadelerini kullandı.

28 şubat döneminin amacının İslami değerlerinin kökünü kazımak olduğunu belirten Müsiad eski Başkanlarından Ömer Bolat \"Gümüş yüzük takanları, başörtüsü takanları. İnşallah, maşallah Allah nasip ederse diyenleri irticacı, mürteci denilerek fişlediler. 28 şubat çok zalim ve çok kalleşce idi, bunların amacı 1 aylık, 1 yıllık değildi, bin yıllık proje idi bu, 2002 yılında Ak Parti iktidara geldiğinde 28 şubat zihniyeti devam ediyordu. Bunlardan bazıları Balyoz`du, Özden Örnek günlükler, Islak İmza, Kafes Eylem Planı, Abdurrahman Yalçınkaya`nın kapatma davasının amacı neydi? 28 Şubat burada da devam etti.\"dedi.

28 Şubat süreçlerinin devam edebileceğinin altını çizen Abdurahman Dilipak ise; \"Biz kazandık. Bir bedel ödememiz gerekirdi ve küçük bir bedel ödedik. Allah servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirir çevirir. Siz kendinizi değiştirmedikçe Allah sizin hakkınızdaki hükmünü değiştirmez. Her toplum layık olduğu gibi idare edilecek. Şu olmasaydı bu olurdu bu konulara ümit bağlamayın. Hz. Ali Allah`ın aslanıydı ilmin kapısıydı, Allah ona iktidar vermedi. Yakup (as)`ın 13 çocuğu vardı. 11 kardeşleri Yusuf`u kuyu`ya atmak için birleştiler ama firavunun sarayında Hz.Musa,Hz. Harun,Hz.Yuşa ve Hz. Asiye büyüdü.İmtihan oluyoruz; mallarımızla, canlarımızla ve sevdiklerimizle ve bu imtihan kıyamete kadar hep böyle devam edecek.Onun için kimse rehavete kapılmasın,kimse korkmasın kimse çok da umutlanmasın. Havf ile reca arasında bir yerde durmamız lazım. Tarih övgü yada sövgü kitabı değildir. Tarihten ders alınır\" şeklinde konuştu.(Şefik Mert-İLKHA)