• DOLAR 32.389
  • EURO 35.097
  • ALTIN 2326.831
  • ...
Ya Büneyye
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hani Lokmân oğluna öğüt vererek şöyle demişti:
“Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.” (Lokman, 13)
 

Oğulcuğum!
Ya Binni değil, ya Büneyye; ey oğlum değil, ey oğulcuğum, ey evladım değil, ey yavrum diye şefkati ve sıdkı, hakikati ve güvenilirliği, esası ve özeli ifade eden bir üslup ile Lokman oğluna sesleniyor… Aslında Lokman kendi şahsında tüm babaların yerine oğluna “Büneyye” diye hitap ediyor. Bu hitap tarzı samimiyeti ve sahiplenmeyi barındırması dolayısı ile gerçekten önem arz etmektedir. Çünkü evlatların ekserisi babalarının kendilerine olan şefkat ve merhametinde ki samimiyeti ve sahiplenmeyi hakiki manada anlayamıyorlar. Lokman evladına “Büneyye” diye seslenerek evlatların bunu anlamalarını sağlıyor. Aynı zamanda babaların evlatlarına karşı hitap şeklini de belirliyor. Günümüzde de bu hitap tarzı genel olarak iki sebepten dolayı kullanılır.
Birincisi: Söylenilecek sözlerin ve emirlerin, etkisini ve korunmasını sağlamak için muhataba şefkati ve merhameti hatırlatır. Şöyle ki; Bir isteğin yerine gelmesi ancak emir fiili ile mümkün olur. Bu emir ise iki şekilde muhataba aktarılır. Ya istibdadı, cebri ve zorlamayı ifade eden emir fiili tek başına kullanılarak muhataba istek aktarılır ki bu isteğe karşı yapılan itaat kalıcı olmaz. Ya da şefkati, samimiyeti ve hakikati ifade eden “-ciğim, -cığım” eki ismin sonuna getirilerek emir fiili ile istek muhataba aktarılır. Dolayısıyla zorla, cebirle ve istibdatla elde edilen itaatte samimiyet olmadığından geçicidir, etkisizdir ve korunamaz. Ama şefkatle ve samimiyetle elde edilen itaatte aklın ve kalbin kabulü ön planda olduğundan muhatabın etkilenerek emre itaat etmesi ve bu itaattin muhatap tarafından korunması kaçınılmazdır.
 

İkincisi: Söylenilen sözlerin ve emirlerin, işitilmesini ve itaat edilmesini sağlamak için muhataba tehdidi ve cezayı hatırlatır. Şöyle ki; Bir isteğin defalarca söylenmesine rağmen yerine gelmemesi istek sahibini kızdırır. Kızmayı son çare olarak tercih eden istek sahibi, isteğinin yerine gelmemesi durumunda ceza ve tehdit ile muhatabını son kez şefkatle uyarma gereği hisseder. Bu uyarı ise ancak ismin sonuna “-cığım, -ciğim” ekinin getirilmesiyle mümkündür. Böylece defalarca söylenmesine rağmen emri yerine getirmeyen muhatap; emri yerine getirmenin gerekliliğini fıtri, akli ve vicdani olarak kabul eder, geç olmadan kendisinden istenilen şeyi yapma yolunu seçer.
 

Hülasa: Lokman’ın oğluna “Ya Büneyye” (Ey Oğulcuğum) diye seslenişi aslında bir babanın evladına karşı kullanması gereken üslubu belirlemiştir. Nitekim bu üslup; şefkat ve merhametle beraber söylenilecek sözlerde doğruluğu ve samimiyeti, söylenilen sözlerde ise tehdidi ve cezayı ifade etmektedir. Bu ifade tarzı ile evlat; babasının sözlerinde ki doğruluğu ve samimiyeti, cezayı ve tehdidi iyi idrak etmelidir. Çünkü hiçbir baba sözleriyle evladını aldatmaz, aldatmayı düşünmez. Doğru veya yanlış, hak veya batıl; daima evladına yol göstermeye çalışır, onun gelişimi için çaba sarf eder.
İşte… Ey; ölü veya diri, malum veya meçhul bir babaya sahip olan insan! Bil ki dünya hayatında fani olarak senin yegane destekçin ve koruyucun babandan başkası değildir. Sen daha annenin rahminde iken senin sağlığını düşünerek uykusunu bozup hastahanelere giden babandan başkası değildi... Senin üzerinden, gelecek ile ilgili hayaller kuran babandan başkası değildi... Ve yine daha sen doğmadan lisan-ı hali ile "Ya Rabbi, bana kendi katından temiz bir soy bahşet. Doğrusu sen duayı işitirsin. " (Ali İmrân, 3/38) diye nida eden babandan başkası değildi... Bu yüzden sana şefkat ve samimiyet duygularıyla yaklaşan babanda su-i zan ve su-i niyet araman büyük bir hatadır. Baban sanden hoş olmayan birşeyi istiyor olsa bile su-i zan veya su-i niyet dolayısıyla istemediğinden emin olmalısın.
 

Aslında senin oğul olma serüvenin Adem ile Havva’nın "Bize salih, bedence kusursuz bir çocuk verirsen, and olsun ki, şükredenlerden oluruz" (el-Âraf, 7/189) duası ile başlamıştır. Nitekim senin, babanın, dedenin ve atalarının varlığı Adem ile Havva’nın dualarının kabul olduğunu belgeleyen örneklerdendir. Öyleyse senin varlığına sebep olan Adem ile Havva’ya yakışır bir evlat olman asıl vazifendir. Bu vazifeyi hakkıyla eda edebilmen için bir baba olarak evladına seslenen Lokman’ın nasihatlerini iyi dinlemelisin. Çünkü Lokman, kişinin; Rabbine, ailesine ve topluma karşı nasıl davranması gerektiğini veciz ve net bir şekilde evladına öğütlüyor.

 

Muhammed İhya / Diyarbakır - Yaş: 25

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!

Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfadan az olsun. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir