DİYARBAKIR - Tango Med Dans ve Sanat Merkezi tarafından Diyarbakır`ın tarihi Keçi Burcu`nda düzenlenen "Tango Gecesi"ne tepkiler gelemeye devam ediyor. Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi ile Hizmet Der`in ardından bir sert tepki de Sahabe Kültürünü Yayma, Yaşatma, Eğitim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Sahabe Der)`den geldi.

Sahabe Der Başkanı Abdulhakim Avut, Keçi Burcu`nda birkaç kişinin bir araya gelerek yapmış olduğu tango çirkefliğini Kürtçülüğü savunan ve karanlık odaklarca organize edildiğine inandıklarını ifade ederek, bu ahlak dışılığı şiddetle kınadı.

Müslüman bir beldede ve özellikle sahabeler şehri olan Diyarbakır`da böyle bir çirkefliğin yapılmasını provokasyon olarak değerlendiren Avut, bunun halkı sokağa dökme anlamına geldiğini ve kimsenin halkın sinir damarlarıyla oynamaya hakkı olmadığını söyledi.

Amaçları Halkı İslam Kültüründen Uzaklaştırmaktır
Sahabe Der Başkanı Abdulhakim Avut, Sahabeler şehri Diyarbakır surlarındaki Keçi Burcu`nda birkaç kişinin bir araya gelerek tango diye adlandırılan ahlak dışı çirkef hareketleri sergilemeleri ve bunu bin beş yüz kişi ile sokak ortasında sokak tangosu adı altında gerçekleştirmek istemeleri kabul edilemez olduğunu söyledi.

Avut sözlerini şöyle sürdürdü; "1400 seneyi aşkın bir süreden beri İslam`ın kültürü, ahlakı ve sanatı ile yetişen Diyarbakır halkının bu izzetli konumunu alçaltmak isteyen batı hayranlarının düzenlediği tango melaneti Müslüman Diyarbakır halkının kültürüyle, ahlakıyla ve sanatıyla asla uyuşmaz. Nitekim tango sapkınlığı ilk olarak 1800`lü yıllarda Amerika kıtasında bulunan Arjantin`in kenar mahallerindeki genel evlerinde kadınların ve içki düşkünü erkeklerin teselli bulmak için başvurdukları bir çirkeflik olup `dokunmak` manasına gelmektedir. Hal bu iken İslam`ın filizlendiği ve şehid sahabelerin medfun bulundukları ve `abdestsiz girilmeyen şehir` olarak bilinen Diyarbakır`ımızın bu ahlaksız tango çirkefliği ile dillendirilmesi Amed halkı için utanç verici bir durumdur. Bu tür çirkefliklerin kapalı yerlerden tarihi ve açık alanlara taşınmak istenmesi ise daha vahim bir durumdur. Elbette ki bu çirkefliğin asıl amacı sanat olmayıp, Diyarbakır halkını sahip olduğu İslam kültürü ve ahlakından uzaklaştırmaktan dejenere ve asimile etmekten başka bir şey değildir."


Bu Çirkefliğin Diyarbakır`da Yapılması Provokasyondur
Bu tür faaliyetlerin Allah`a ve Peygamber`ine karşı çıkmak ve isyan etmek manalarını barındırdığına dikkat çeken Avut, "Aynı zamanda İslam ve bu bölgenin Müslümanları ile alay etmektir. Çünkü bu faaliyetlerde alenice fuhşa teşvik edilmekte ve işlenen bu günahlar sanat şapkası altında övülerek birer meziyetmiş gibi halka servis edilmektedir. Doktor olan, Öğretmen olan, öğrenci olan bu güruh Geçmişte Sodom, Gomore ve Pompei halklarını tümüyle helak eden bu çirkefliklerin kalıntılarından hiç mi ders çıkarmıyorlar? Bu halkların helakine sebep olan bu tür sapıklıkları araştırmaya ve ibret almaya hiç mi ihtiyaçları yok? Açıkça şunu belirtmek istiyoruz. Müslüman bir beldede ve özellikle sahabeler şehri Diyarbakır da böyle bir çirkefliğin yapılması provokasyondur. Halkı sokağa dökmektir. Huzursuzluk yaratmaktır. Kimse halkın sinir damarlarıyla oynamasın. Halkımız bu çirkefliğe asla izin vermeyecektir" diye konuştu. 


Tango Çirkefliğini Şiddetle Kınıyoruz
Avut sözlerini şöyle bitirdi; "1400 küsur senedir şeytanın cirit atamadığı, fuhşun hiçbir zaman alenileşmediği, içinde sahabe-i kiram hazretlerini barındıran mübarek şehrimizde bu çirkefliklerin düzenlenmesi bu şehrin kendisine ve sakinlerine karşı büyük bir edepsizlik ve terbiyesizlik olup hakaretin ta kendisidir. Bu nedenle Güzel ve mübarek şehrimizin İslam tarihine ve Şehid sahabelerine şahitlik eden surlarımızın Keçi Burcu`nda birkaç kişinin bir araya gelerek yapmış olduğu tango çirkefliğinin Karanlık odaklarca organize edildiğine inanıyor ve bu ahlak dışılığı şiddetle kınıyoruz." (M. Salih Keskin - İLKHA)