• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2498.11
  • ...
Rakamlar Mezarlığı Şehitleri
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bize mücahit ve fedai olarak veda eden bu kahramanlar şehit olarak döndüler. Allah’ın kendilerini rahmetine gark etmesini, bizi onlarla Firdevs cennetlerinde Nebi, sıddîk, şehit ve salih kimselerle buluşturmasını diliyoruz.

Siyonist işgal yönetimi yıllar önce şehit olanların kemiklerini rakamlar mezarlığından çıkarıp bize teslim etmekle herkese iyi niyet gösterdiğini, kınanacak bir durumda olmadığı imajını vermek istiyor. Hâlbuki yıllardır kadın, çocuk ve yaşlı demeden onlarca, yüzlerce hatta binlerce Filistinliyi katleden, katlettiklerinin cesetlerini yıllarca ailelerine teslim etmeden yanında tutan cinayet rejimi olmasına rağmen hak sahibiymiş gibi davranıyor. Siyonist rejimin Filistin halkını hapsettiği üç cezaevi var. Biri şehit olanları tuttuğu mezarlıklar, ikincisi diri olanları tuttuğu onlarca cezaevi, üçüncüsü ise Batı Yaka halkını içine alan açık cezaevidir.

Siyonist işgal yönetimi Filistin halkına karşı birçok alanda savaş sürdürüyor. Askeri, siyasi ve ekonomik savaşı herkesçe biliniyor ve Filistin halkı da buna alıştı artık. Çünkü bunlar açıktan açığa yapılıyor. Ancak alışmadığımız savaş psikolojik savaştır. Bu, yukarıda ifade ettiğimiz üç savaştan daha zor, daha ağır ve daha şiddetli. Yıllarca şehit cesetlerini Rakamlar Mezarlığında tutan işgal yönetimi, birden onların isimlerini ailelerine haber veriyor ve kemiklerini teslim ediyor. Bir kısmının kimliği bile bilinmiyor. Çünkü işgal yönetimi yıllardır onların şehit olduğunu bildirmemiş ve bu şekilde rakamlar mezarlığına defnetmiştir. İşgal yönetimi direnişçileri şehit etmekle ailelerine işkence yaptığı gibi, cesetlerini yanında tutarak da aile fertlerini defalarca öldürmüş oluyor. 23 yıldır Rakamlar Mezarlığında medfun olan Şehit Abdunnasır El-Buz’un hikâyesi bu türdendir. Yine 2004 yılında yaptığı eylemle dört Siyonist’i öldüren şehid bayan direnişçi Rim Salih Er-Riyaşi’nin hikâyesi de böyledir. İşgal yönetimi şehid Er-Riyaşi’den kalma iki kg. et ile saçları daha önce ailesine teslim etmişti. Şimdi ise ondan kalan kemikleri teslim etti. İşgal yönetimi belki bununla “bana karşı gelen veya vatandaşlarıma karşı feda eyleminde bulunanın sonu budur” mesajını vermek istiyor. Ancak Esma binti Ebibek’in (r.a) dediği gibi “koyunun derisini yüzmek, boğazladıktan sonra ona acı vermez”.

Fakat cevabı açık olan soru şudur: İşgal yönetimi şehitlerin cesetlerini elinde tutmakla neyi amaçlıyor? İki yıl önce İsviçreli gazeteci Donald Bostrom’un işgal askerlerini “öldürdükleri Filistinlilerin organlarını çalmakla” suçlaması büyük bir gürültü koparmıştı. Bostrom’u destekleyen Filistinli aileler, işgalciden teslim aldıkları şehitlerin cesetleri üzerinde dikiş izleri gördüklerini, birçoğunun cesetlerinin açıldığını ifade etmiştiler. Adli Tıp idaresinden ve Ebu Kir Enstitüsü Müdürü’nden Siyonist basına, buraya düşenlerin ailelerinin muvafakati olmadan denek durumuna düştüğüne dair bilgiler sızmış, buradaki cesetlerden, yaralanan ya da yanan Siyonist askerler için ciltlerinden parçalar alındığı, bunun yanında göz ve iç organlarının da çıkarıldığı ifade edilmişti.

İşte, iyi niyet gösterdiğini iddia eden işgal rejiminin ahlakı budur. Bunu da manevra için, taviz koparmak için yapıyor ki başlayacak barış görüşmelerinde eli daha güçlü olsun, durum karşısında bindiği ağaçtan mahcup bir şekilde inecek Filistin yönetiminden istediği kadar taviz koparabilsin. Elinde bulunan 317 şehidin cesedini veya kemiklerini bunun için kullanıyor. Yoksa işgal yönetimi neden şehitlerin kemiklerini teslim etmekle iyi niyetten bahsetsin ki? Esirlerin direnişi ve haklı taleplerinin kabul edilmesine rağmen işgalcinin bu anlaşmaya riayet etmediği bir dönemde daha dikkatli olmak durumundayız. Şimdi işgalci baskı ve şantaj yapmak ve iğrenç yüzünü göstermek için yeni bir konuyu; şehitlerin Rakamlar Mezarlığındaki cesetlerini kullanmak istiyor.

Kuşkusuz şehitlere ait ceset ve kemiklerin yakınlarına teslim edilip onlara yakın yerlerde defnedilmesini küçümsemiyoruz. Biz, bir zerre kadar da olsa Filistin’e ait olan her şeyin geri verilmesini istiyoruz. Ancak daha önemli olan, dirilerin daha önce şehit olmuş olanların izini takip etmesidir. Burada, işgal yönetiminin alıkoyduğu şehitlerin cesetlerini geri vermesi karşısında, işgalcinin şehitlerin organlarını çalıp kendi insanına nakletmede kullanmasını veya uluslararası organ borsasında satmasını resmi ve sivil her türlü platformda anlatma; kimseden korkmadan, çekinmeden istediğini yapan bu azgın, kanun dışı, hukuksuz varlığın kirli çamaşırlarını ortaya koyma hakkından geri durmamalıyız.

Dr. Eymen Ebu Nahiye / filistinhaber

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir