• DOLAR 32.558
  • EURO 34.984
  • ALTIN 2422.833
  • ...
Balkan Tarihi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Balkan kelimesi Türkçe bir kelime olup; ağaçlarla kaplı dağlar silsilesi anlamına gelir. Önceleri sıradağların adı olarak kullanılan Balkan ismi, daha sonraları tüm bölge için kullanılmıştır. Bugün özellikle Batıda Balkan kelimesi yerine Güneydoğu Avrupa (Southeastern Europe)kullanılmaktadır. Bence her ne kadar Balkan demekten kaçınılsa da o coğrafya için Balkan“ aslında bir ruh halidir diyebiliriz. Peki Balkanlar nereden başlar sorusuna; Avusturya eski Şansölyesi (Başbakanı) Metternich Balkanlar Rennweg den başlar“ cevabını verir. Rennweg bugünkü Viyana`nın doğusuna düşen bir bölgedir. Filozof Slavoj Zizek`e göre; Balkanların nerede başlayacağı ülkeden ülkeye değişiklik arz eder.

Örneğin Almanlara göre Balkanlar Avusturyadan başlar, İngilizlere göre Balkanlar Brükselden başlar, Sırplar için Balkanlar Kosova veya Bosna dan başlar.

Barbara Jelavich in kaleme aldığı iki ciltlik Balkan Tarihi (History of The Balkans) adlı kitap, 18,19 ve 20.y.y Balkan Tarihini ele alır. Bu dönemi anlatırken pek doğal olarak Habsburg`dan,Osmanlıdan ve Sovyetlerden bahsedilmemesi düşünülemezdi. Özellikle 19. y.y sonlarında ve 20.y.y başlarında Osmanlı ve Habsburg İmparatorluğu’nun zayıflamasıyla birlikte; Sovyetler,Fransa, İngiltere, Çin, İtalya ve ABD’nin bölgeyi ele geçirme ve söz sahibi olma çabaları vuku bulmuştur.
Bu nedenle Balkanları anlamak için bu ülkelerin konteksini de iyi bilmek gerektiği inancındayım. Özellikle bölgede yaklaşık 5 asır gibi uzun bir dönem kalan Osmanlıyı ve sonrasında bölgede etkin bir güç konumuna gelen Habsburg İmparatorluğunu. (C.2, S.109) Şunu da belirtmek gerekir ki hem Habsburg hem de Osmanlı çok kültürlü yapılarıyla asırlarca tarih sahnesinde büyük roller oynamış, büyük medeniyetler kurmuş imparatorluklardır.

Osmanlı yönetimde çok rahat davranmış ve diğer milletlerden olan halklara kendi yönetiminde en üst düzeylerde makamlar vermiştir. Bununla birlikte Balkan halklarından yöneticiler en üst mevkilere kadar gelebilmişlerdir. Örnek vermek gerekirse; Arnavut Köprülü ailesindenMehmet ve Ahmet paşa ile Sırp asıllı eski adı Sokoloviç olan Mehmet Sokulludur.

Osmanlının Balkanlardan çekilmesi 1683`deki Viyana kuşatmasındaki başarısızlıktan sonra başlar. Akabinde Budin ve Belgrad savaşlarla kaybedilen ilk topraklar olur ve Balkanlarda Osmanlı gerilemesi resmen başlar (C1, S.71). Sonrasında gerçekleşen savaşlar ve Karlofça antlaşması ile Osmanlı tarihinde bir dönüm noktası başlar. Bu antlaşma modern Avrupa tarihinin önde gelen bir barış antlaşmalarından biridir. Antlaşma ile Osmanlı Balkanların bir kısmını Habsburglulara terk eder. (C.2, S.2)

Bilindiği üzere Habsburg imparatoru hem Kral ve aynı zamanda Kutsal Roma imparatoru unvanını taşımaktadır. Buna rağmen, Habsburglar Balkanlara 17. y.y sonlarında yerleşmeye başlamıştır. Özellikle kendileri gibi Katolik olan Hırvatlar ve Slovenlerin Habsburg yönetimi altına girmeleri, Habsburgların bölgeye yerleşmesinde büyük bir kolaylık sağlamıştır. Habsburgda Katolik olmayan Ortodoks Sırpların ve Romenlerin hareket kabiliyetleri hayli sınırlıydı. Kayser 2.Joseph‘in iktidara gelmesiyle Habsburgların yönetimindeki Balkan halklarında inanç ve dil konusunda büyük bir özgürleşme yaşanmıştır. (C.1, S.161 ve 179)

19. y.y başlarında Balkanlarda büyük bir hareketlilik görülmüştür. Bu dönemde artık sadece Habsburg ve Osmanlı devletleri etkin olmamış bilakis diğer devletler de Balkanlarda paysahibi olmak için isyanlar çıkarıp, çıkan isyanları desteklemişlerdir. Bu dönemde ulusları etkileyen en önemli olay şüphesiz ki Fransız ihtilalidir. Bunun sonucunda 1878 yılında Berlin antlaşması yapılmış ve Osmanlı Balkanlardaki en önemli sancağı olan Bosnayı, Avusturya-Macaristan imparatorluğuna bırakmıştır.

Berlin antlaşmasından sonra Çarlık Rusyasının bölgede etkinliğini arttırdığını görebiliyoruz. Sonrasında Balkan savaşları ve akabinde gelen birinci. ve ikinci Dünya savaşları ve yaşananlar büyük kayıpların verilmesine sebep olmuştur. Savaşlardan sonra ülkelerdeki egemenlik alanları yeniden oluşurken, aynı zamanda siyasal yapılarda da büyük değişimler yaşanmıştır.

Balkanlarda Yugoslavyanın kurulmasından sonra bölgede yeni devletlerin şekillenme süreci başlamıştır. Bununla birlikte komünizm bölgeye yerleşmiş ve sonrasında hakim ideoloji olarak balkanlarda uzun yıllar kalmıştır. Barbara Jelaviche göre „Yugoslavyada halkın büyük bir kısmı Komunist rejime karşı dır“ (C.2, S.287) iktidarı ele geçiren yönetimler çin ve Sovyetlerin desteğiyle Komünizmi devlet ideoloji olarak dikte ettirmişlerdir. Bunun sonucunda dünya tarihinde garip bir örnek olarak Arnavutluk devlet başkanı Enver Hoca tarafından ilan edilen Ateist bir devlet ilanına varmıştır.

Kitaba bir proje olarak başlayan Jelavich, gerçekten Balkan Tarihi için önemli bir eser yazmıştır. Kitap sadece tarihi anlatılarla değil, siyasi, felsefi ve ekonomik teorilerle de desteklenmiş bir balkan baş yapıtıdır. Kronolojik sırasıyla 17 y.y dan 1980 yılına kadar BalkanTarihini ele alan eser, günümüz balkanlarını ve uluslararası ilişkileri anlamak için dikkate alınması gereken bir çalışma.

Balkan Tarihi 12
Yazar Barabara Jelavich
Küre Yayınları, 2. Baskı 2009

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir