• DOLAR 32.503
  • EURO 34.971
  • ALTIN 2423.94
  • ...
Üçüncü İntifada An Meselesi mi?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Nekbe’nin yıldönümünde esirlerin intifadası ve kazandıkları zaferle, Hamas ve Fetih hareketlerinin geçen Şubat ayında imzaladıkları uzlaşı anlaşmasının hayata geçirilmesi için yeniden görüşmelere başlaması ve bölgede meydana gelen değişim, üçüncü intifadanın başlayıp başlamayacağı sorusunu gündeme getiriyor.

Üçüncü intifadayı konuşurken, Siyonist rejimin insanlara, toprağa ve kutsal değerlere saldırması sebebiyle Filistin’de gergin bir havanın yaşandığı; Abbas yönetiminin yaşadığı ekonomik dar boğaz ve sözde barış ortağı olan Siyonist tarafın şimdiye kadar Filistin tarafına bir şey vermemesinin yansıttığı olumsuz atmosferin hâkim olduğu bir süreçten bahsediyoruz.

Üçüncü intifadanın başlayabileceği konusunu irdelerken iki önemli hususu zikretmek gerekir. Birincisi: Filistinlilerin içerde gösteri, yürüyüş, eylem çadırı etkinlikleri ve bazı noktalarda işgalciyle yaptıkları çatışmalarla esirlere karşı gösterdikleri ilgi, alaka ve dayanışmanın boyutu; Hamas mensuplarının bu vesileyle yeniden siyasi arenaya çıkmayı başarmaları ve birçok cezaevi önünde eylemler gerçekleştirmeleri ve işgalciyle çatışmalarıdır. Buna paralel olarak dünyanın dört bir yanında sosyal medya aracılığıyla yapılan esirlerle dayanışma eylemleri de içerde yapılanlar destek eylemleri kadar önemliydi ve fazlasıyla ses getirdi.

İkincisi, Filistinli esirlerle haklı taleplerine uluslararası boyutta verilen destek, işgalcinin kirli çamaşırlarını deşifre eden etkinlikler, işgalcinin yaptığı vahşi, barbar ve hukuksuzlukların derhal durdurulması için resmi ve sivil alanda yapılan çağrılardır. Dünyanın dört bir yanında yapılan bu etkinlikler işgal rejiminin enerjisini bir hayli tüketti ve diplomasisini de fazlasıyla yordu.

Şunu da söylemekte fayda var. İntifada düşüncesi Filistin’de iki şekilde karşılanıyor.

Karamsar tablo çizenlere göre böyle bir şey mümkün değildir. Çünkü işgal yönetiminin Abbas yönetimiyle gerçekleştirdiği koordinasyon ve işbirliğiyle ortaya çıkan tablo böyle bir direnişi engelleyecektir. En son Nekbe ve esirlere destek için yapılan gösterilere katılanların takip edilmesi, ifadelerinin alınması, bazılarının tutuklanmasıyla bu koordinasyonun nasıl işlediğini herkes gördü.

Meseleye olumlu ve iyimser bakanlar ise, intifada için zaman ve zeminin oldukça müsait olduğunu düşünüyor ve bu dönemden daha müsait bir zamanın olamayacağını savunuyor. Şahsen ben de üçüncü bir intifadanın an meselesi olduğunu düşünüyorum. Filistin şu anda uzlaşı için son fırsatını yaşıyor. Bu gerçekleşirse özellikle Batı Yaka’daki güçler tarafından savaşla karşılık bulacaktır. Son olarak Cenin şehrinde meydana gelen olaylar, şimdiye kadar elde ettikleri makam, para ve konforu bırakmak istemeyen bu güçlerin nasıl kargaşa ve anarşi çıkarabileceğini, siyasiler fikir birliğine varsa da onların çıkarlarından asla vazgeçmeyeceğini açıkça gösterdi.

Filistin dışındaki duruma gelince, işgal yönetiminin etrafı adeta yanıyor. İşgalcinin bu ateşten uzak durması mümkün değildir. Arap devrimlerinin yaşandığı ülkelerde İslami kesimin giderek ağırlık kazandığı, devrimin henüz yaşanmadığı ülkelerde de çok önemli aktörler haline geldiği bir dönemde işgal yönetiminin kendini bundan koruması imkânsızdır.

Üçüncü intifadanın başarı veya başarısızlığı Filistinlilerin iki önemli dosyaya göstereceği tavra bağlıdır.

Birincisi uzlaşı dosyası ve bunun gerektirdiği hususların pratiğe yansıtılması. Batı Yaka’daki güçlerin uzlaşı sürecini sabote etmek ve sekteye uğratmak için elinden geleni yapacağını daha önce belirtmiştik.
İkinci husus ise birinci şıkka bağlıdır. O da Filistin yönetiminin bütün kurumlarını lağvettikten sonra herkesi içine alacak ulusal bir liderliğin oluşmasını hazırlayacak yeni bir aşamaya hazırlık yapmak ve buna hazır olmaktır.

İzzuddin Ahmed İbrahim / filistinhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir