• DOLAR 32.506
  • EURO 34.57
  • ALTIN 2495.575
  • ...
Özeleştiri, Güllü Ana, Mustazaf-Der
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
“Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir.” Şüphe yoktur ki bunu anlayabilecek ve daha iyi farkedebilecek/kavrayabilecek bir asırda yaşamaktayız. Ancak buna rağmen tedbir almıyor, geçicilikten ebediyete intikal edeceğimiz, hakikatin dünyası için ‘azık’ hazırlamıyoruz. Bundan kendimizi bilerek/bilmeyerek ya da isteyerek/istemeyerek beri tutmanın hesaplarını yapıyoruz. Namaz kılmanın, oruç tutmanın yeterli olacağı kanısında, tembelliği ifade edecek bir yapıda uzlaşmışız görüntüsü çiziyoruz. Özellikle gençliğin tehlikeli gidişatını görmezden geliyoruz. Genç Müslümanların bu duruma tepkisiz kalması, gençleri hakikate yönlendirme konusunda duyarsız kalışları ve özellikle üniversite içlerinde ‘bana bir şey olmasın da ne olursa olsun ‘ türü düşüncelerle İslami çalışmalarda pasifleşmesi, bundan uzak durması ise izaha yer bırakmayan bir tutumdur.

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze ‘Müslümanlara savaş’ açan ve hedefi ‘muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak’ olan zihniyetin devamı niteliğindeki Adalet Mahkemeleri!, bu seviyeye ulaşma noktasında ‘İslam’ ve ‘Başörtüsü’nü engel olarak görmeye devam ediyor. ‘Tecelli’ Makamına olan inancımız onlara ve bu zulme seyirci kalanlara çetin bir azapla mukabele edeceğinden dolayı kalplerimiz ne kadar ferah da olsa, annemize reva görülen bu zulüm yüreğimizi yakmaktadır. Farziyeti evladının kalbine nakış nakış işlemekten dolayı suçlu! olan annemiz şunu bilsin ki, İslam’dan habersiz evlat yetiştirenler kendisine gıpta edeceklerdir.

Hayırda yarışı ve insanlığı, özellikle Müslümanları tek çatı altında barış ve kardeşlikte birleştirmeyi kendisine şiar edinen, 2004’ten bu yana mağdur ve mustazaf halkımıza bir umut, ışık olan, gerek Türkiye geneli ve gerekse de Avrupa’da “Muhammedi” bir çağrı ile milyonları tek bir yürekte buluşturan, “Mustazaf Der” kirli odakların “tahammülsüzlüğünden” dolayı kapatıldı. ‘Türkiye’nin devlet olarak daha demokratik, barışçıl ve feraha giden bir yola girildiğinin! haykırıldığı ve özellikle bunu Avrupai aydınların! dillendirdiği bugünlerde, böyle bir gelişmenin anormalliğinden söz etme hakkı olduğu gerçeği yadsınamaz şüphesiz. ‘Tek’leştirme zihniyetinin ne dereceye vardığını da belki bizlerin daha iyi görebilmemize de vesiledir aslında. Sanılanlara inat, daha da büyüyeceği ve sahipleneceği bilinmesine rağmen, bilhassa kabul göreceği gerçeği görülmesine rağmen, ısrarla ve gayri vicdani bir şekilde silahın namlusunu bu Müslümanlara çevirmenin ne kadar ahmakça olduğunu süreç bizlere gösterecektir. Bizlere asıl garip gelen ise, her platformda ‘hak’tan ve ‘hukuk’tan dem vuran kesimlerin sessizliğidir. Galiba milliyetçilik kavramının gerisinde bakmakla yetinen ve şuurunu böylesine yitirenlerin daha sonra da konuşmaya hakkı olmayacaktır. Bizler sadece Allah’u Teala’nın buyruğuna binaen “La Tahzen” diyoruz… Üzülmüyoruz… Çünkü, Allah bizimledir…
 

Hüseyin Çetinkaya/ Silvan / Yaş:24

Bu haberler de ilginizi çekebilir