• DOLAR 32.553
  • EURO 34.884
  • ALTIN 2436.837
  • ...
Dönemin Devlet Başkanı `Kürt Diye Bir Millet Yoktur`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

27 Mayıs darbesinin 52’inci yıldönümü geride kalırken, darbeler tarihinin en önemli mağdurlarından olan Kürtler için 27 Mayıs darbesinin öncesi ve sonrasında da yargı, ceza ve sürgün vardı. Kürtlere dair inkârcılık, devletin geleneksel politikasının, Kürtlerin yok olduğu anlayışının, Kürtleri ötekileştirme ve tarih dışında görmenin dönüm noktalarından biri hiç şüphe yok ki 27 Mayıs 1960 darbesidir.  1960 yılına ait bu gazete sayfası darbecilerin kürtlere bakış açısını çok iyi öztlemektedir.

Kürt diye bir millet yoktur. Ziya Gökalp Peygamber

Diyarbakır`da yayın yapan Sesleniş Gazetesi (ki darbecileri savunan bir gazetedir) 25 Ekim 1960 tarihli sayısında devlet ve hükümet başkanı Cemal Gürsel`in Diyarbakır gezisinin ayrıntılarını sayfalarına taşımıştır.

Darbeden yaklaşık beş ay sonra 24 Ekim 1960’da Diyarbakır’a bir ziyaret gerçekleştiren devlet ve hükümet başkanı Cemal Gürsel son derece talihsiz ve çirkin bir konuşma gerçekleştirerek, Ziya Gökalp’in kendileri için milli bir peygamber olduğunu ve Kürt diye bir milletin de olmadığını söylemiştir.

24 Ekim günü Gaziantep’ten havayoluyla Diyarbakır’a gelen Cemal Gürsel, doğruca belediyeye geçerek, belediye önünde toplanan Diyarbakırlılara şu talihsiz konuşmayı yapmıştır:

“Diyarbakır’ın mümtaz bir mazhariyeti ve bu mazhariyetiyle övünmek için bir talihi vardır. Yarın doğum yıldönümü yapılacak olan Ziya Gökalp dünya çapında bir mütefekkirdir. Türk ulusuna nur tutan, ışık tutan büyük bir insandır. Diyarbakır onunla ne kadar iftihar etse yeridir.

Sözüme Ziya Gökalp’tan başlamaktan elbette bir maksadım vardır. Türk milletine milli bir peygamber olacak kadar büyük bir adamdır. Türklere yol gösteren, hepimizin tabi olması lazım gelen bir mürşittir.

Bol paraları olan bedbahtlar bu memlekette bir Kürtlük davası çıkarmaktadırlar. Bu memlekette ve bütün şarkta Kürt diye bir millet yoktur. Bu bizi parçalamak, lokma lokma yutmak içindir.

Daha evvel bölgeye gelmiştim. Şu anda gördüğüm manzara, bana hususi olarak gösterilen alaka gayretlerinin beyhude olacağını gösteriyor. Aklımızı başımıza almalıyız. Güya sureti haktan görünüp bizi sapıtmak isteyenlere karşı birleşmeliyiz.

Fısıltı ile bizleri yoldan ayartanların yüzlerine tükürünüz. Hayır deyin bu memlekette herkesin aslı Türktür. (Seslaniş, 25 Ekim 1960, sayı: 831)

www.tahahaber.com

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir