• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
İstanbul İlke Der: Darbe Zihniyeti İş Başında
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
İSTANBUL - Mustazaf-Der`in kapatılması ve Gaziantep`te kızının başörtüsüyle okuması için kızına destek olan Güllü Çevik`e verilen hapis cezasına çığ gibi büyüyor. İstanbul İlke-Der Şirinevler Meydanında saat 17,30’da gerçekleştirdiği kitlesel basın açıklamasıyla Mustazaf-Der`in kapatılmasını ve Güllü Çevik`e verilen hapis cezasını kınadı. Tekbirlerin eksik olmadığı programda "Zalimler İçin Yaşasın Cehennem, Başörtüye Uzanan Eller Kırılsın" sloganları atıldı.

SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRİYORUZ
Basın açıklamsından önce bir konuşma araştırmacı yazar Murat Filiz, son dönemde yargı eliyle bir dizi hukuksuzlukların yapıldığını dile getirerek Mustazaf-Der’in yaptığı hizmetlerden dolayı kapatıldığına dikkat çekti. Mustazaf-Der’in kapatılma kararının ardından onlarca ilde yüzlerce kitlesel basın açıklamasının gerçekleştirildiğini ifade eden Filiz, “binlerce kişi meydanlara inip verilen kararların hukuksuzluğunu haykırıyor. Ancak hükümet, medya ve sivil toplum kuruluşları bunu gündeme dahi getirmiyorlar. Biz bu açıklamaları yapmakla ne Mustazaf-Der’e verilen kapatma kararını ne de Güllü Çevik baçımıza verilen hapis cezasını geri çekemeyiz. Ama yapılan zulme sesisiz kalmanın zulme ortak olmak anlamına geldiğini de biliyoruz. Bu sebeple dilimiz ve kalbimizle buradayız ve hukuk eliyle verilen hukuksuz kararları kınıyoruz. AKP ve Sivil Toplı,um Kuruluşları ise yaşanan hukuksuzluklar karşısında üç maymunları oynamaya devam ediyorlar. Ellerini gözleri ve kulaklarının önüne bırakarak ‘görmedik, duymadık, bilmiyoruz’demeye devam ediyorlar. Biz onları halkımıza şikayet etmek için buradayız ve onları halkımıza şikayet ediyoruz. Ayrıca sessiz kalarak sorumluluktan kaçamayacaklarını da hatırlatmak istiyoruz. Tüm hesapların görüldüğü günde yaşanan zulümlerin hesabı onlardan sorulacaktır”

YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ
Filiz sözlerini şöyle sürdürdü; “Bizler islami bir STK’yız. Ve bu güne kadar halkımıza hizmeti ilke edindik ve bu yolda mücadele ettik. Derneğimizin kapatılması bizi yolumuzdan alı koyamayacaktır. Çünkü bizler hakkı söylemekle, mazlumun yanında durmakla, ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmakla memuruz. O sebeple diyorum ki Allah’ın izniyle hayırlı faaliyetlerimize ara vermeden devam edeceğiz. Ayrıca hukuksuzluklara karşı da meşru dairede mücadelemizi sürdüreceğiz. Güllü Bacımıza verilen yaklaşık üç yıllık hapis cezasına gelince, bizler başörtüsünün her alanda her yaşta serbest olması talebimizi yineliyor, özgür kalana dek de mücadelemize devam edeceğimizi haykırıyoruz. Bu uğurda başörtüsü sebebiyle mahkum edilmemiz bizim için onurdur.”

DEVLET ALIŞKANLIKLARINDAN VAZ GEÇMİYOR

Murat Filiz’in konuşmasının ardından İstanbul İlke Der yönetim kurulu başkan yardımcısı Erdal Elibüyük basın açıklamasını okudu. Halkın teveccühünü kazanmış bir sivil toplum kuruluşu olan Mustazaf-Der`in gayri ciddi gerekçelerle hukuksuz bir şekilde kapatıldığını belirten Elibüyük, “Bu kapatma kararı ile sivil çalışmaya, yargı eliyle bir kez daha darbe indirildi ve devlet eski alışkanlıklarından vazgeçmediğini bir kez daha gösterdi" dedi.

"Mustazaf Der`i kapatma kararının Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesiyle, bireylerin örgütlenme özgürlüğü hakkı bir kez daha ihlal edilmiş oldu" diyen Elibüyük sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye`de yargı, sivil ve siyasal alanı genişletici, sosyal barışı sağlayıcı kararlar alması gerekirken, hukuksal normları oldukça dar yorumlayarak özgürlükleri ortadan kaldırıp, toplumsal huzursuzluk ve kargaşalara sebep olacak kararlara imza atıyor. Bu ülkede barış, huzur ve kardeşlik isteniyorsa, devlet ve hukuk adamlarının normatif düşünme modlarına sahip olması ve toplumu şiddet sarmalına sürükleyecek kararlar, yerine günün koşullarını kavrayacak, toplumsal sorun ve beklentilere cevap verecek içtihatlar üretmesi gerekir. Fakat ne yazık ki İstiklal Mahkemeleri ve DGM`leri aratmayacak bu kararla, örgütlenme özgürlüğü konusunda statükonun çizdiği sınırlar dışında farklı bir düşünme biçiminin istenmediği, örgütlü topluma karşı reaksiyoner yargısal tutumların ve baskıcı eski devlet reflekslerinin korunduğu görülmüştür."

MUSTAZAF DER’İ KAPATANLAR KARDEŞLİĞE KARŞI OLANLARDIR
Bu kapatılma hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, toplumsal barışa, hizmet etmediği gibi hak hürriyetini ve örgütlenme özgürlüğünü açık bir ihlali olduğunun altını çizen Elibüyük, Mustazaf-Der`in asıl kapatılma gerekçelerini de şöyle özetledi: "Mustazaf Der`i kapatanlar, bu ülkede halkın fakirliklerinden, cehaletlerinden, ihtilaflarından beslenenlerdir. Toplum içindeki kavgaların, fakirliğin ve cehaletin bitmesini istemeyenlerdir. Türk`ün, Kürt`ün ve diğer halkların İslam çatısı altında kardeş olmasını istemeyenlerdir. Tüm bunları istemeyenler, baskı, taciz, tehdit, saldırı, komplo, iftira, dernek üye ve yöneticilerini cezalandırmakla yapılan hayırlı çalışmalara engel olamayacaklarını anlayınca, çareyi Mustazaf Der`i kapatmakta buldular. Kısacası Mustazaf Der`i kapatanlar islam`a, insanlığa, kardeşliğe, adalet ve özgürlüğe düşman olanlardır."

ALLAH’TAN KORKUN
Güllü Çevik’e verilen hapis cezasını da kınayan Elibiyük, "Bir annenin kendi evladına sahip çıkmasından ve onu koruma refleksinden daha doğal ne olabilir ki? Antepli anne Güllü Çevik de hem İslami endişe taşıyan bir anne olma hem de kızının kendi hür iradesiyle okula örtülü gitme hasebiyle kızının örtülü derslere alınmaması karşısında doğal olarak harekete geçmiş. Okul idarecileriyle görüşmüş ve bir veli olarak tepkisini ortaya koymuştur. Okul yöneticilerinin işgüzarlığı karşısında dayanamayan anne de inanç olarak onlara, `Allah`tan korkmaları, vicdanlı olmaları ve cehennem azabıyla korkutma` noktasında bazı sözler sarf etmiştir, işin garabeti ve hukuk faciası sayılacak cinsten bir kararla, bu doğal tepki tehdit algısı sayılmış ve Güllü Çevik, bu insafsızca cezayla cezalandırılmıştır" şeklinde konuştu.
 
(Emrah Tel - İLKHA)
 
 
 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir