• DOLAR 32.512
  • EURO 34.958
  • ALTIN 2433.538
  • ...
Kuşatmadaki Siyonist Rejim
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Bu açıklama Mısır’daki son gelişmelerden sonraya geliyordu. Özellikle de Siyonist rejime gaz akışının kesilmesi ve Mısır’ın Siyonist rejime ihraç ettiği gazla ilgili anlaşmanın bozulmasının ardından bu rejimin endişeleri daha fazla artmaya başladı.
Ancak, Siyonist rejimin yöneticilerinin tümünün bu görüşte olduğu söylenemez. Siyonist rejimin başbakanı Netanyahu ve savaş bakanı Ehud Barak birinci tehlikenin her zaman İran olduğunu ileri sürüyorlar. İran’ın nükleer programını gündemde tutup günün konusu yapmaya çalışıyorlar. Ancak bir yıldan fazladır devam eden İslami uyanışın Siyonistleri büyük ölçüde rahatsız ettiği ve sıkıntılarını arttırdığı gözlerden kaçmamaktadır. Hatta bu gelişme, İran’ın nükleer programının Batı gündeminin ikinci planına itilmesine neden oldu. Batı dünyasının dikkatleri daha çok Arap ülkelerindeki gelişmelere ve İslami uyanışlara kilitlendi.

Bununla birlikte İsrailliler, İran’ı kendileri için en büyük tehlike görmeye devam ediyorlar. Bir kez daha dikkatleri İran’ın nükleer programına yönlendirmeye çalışıyorlar. Bunun için yoğun propagandalar yapıp kargaşa çıkarıyorlar. Ancak Liberman gibi Arap dünyasındaki İslami gelişmelerin çok daha tehlikeli olduğunu düşünenlerin sayısı da az değildir.
Siyonist rejimin başbakanı Netanyahu, yeni bir holocaustun yolda olduğu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Eğer İran’ın önü alınmaz ve nükleer programı engellenmezse yakınlarda büyük bir Yahudi katliamının gerçekleşeceğini ileri sürmektedir. Bu tür yalanlarla kargaşa çıkarmakta ve Batı toplumuna İsrail’in sabrının sona erdiğini, Batı dünyasının İran’a karşı ciddi bir duruş sergilememesi durumunda İsrail kendi başına ve tek taraflı olarak İran’a karşı saldırı gerçekleştireceği mesajını vermeye çalışmaktadır.

Arap dünyasında gelişmeler Siyonistleri gafil avladı. Değişikliğin hızı ve yoğunluğu Siyonist rejimin araştırma ve güvenlik merkezlerinin bütün vakitlerinde bunları izlemelerine neden oldu. Arap ülkelerinde, özellikle de Siyonist rejime komşu olan Mısır ve Suriye’de olası değişiklikleri ve bunların hangi yöne doğru gideceği öngörüsünde bulunamadılar.
Ancak ani gelişmeler büyük bir şaşkınlığa gömülmelerine neden oldu. Siyonist rejimin bugünkü şartlarda İran’a saldıramayacağının sebeplerinden biri Arap dünyasındaki İslami gelişmelerdir. Etrafındaki güvenlik halkası her geçen gün zayıflayan Siyonist rejimin bugünkü şartlarda İran’a saldırma gibi büyük bir riskin altına girmesi mümkün görünmemektedir. İran’a saldırması için ortamın hiç de müsait olmadığını görmektedir. Sınır güvenliğinin temin edildiği ve güvenliğini tehlikeye atacak herhangi gelişme olasılığının bulunmadığı durumda İran’a saldırma ihtimali düşünülebilir.

Ancak bugünkü şartlarda Siyonist rejimin yöneticilerinin kafası müphemliklerle doludur. Mısır, Suriye, Ürdün ve hatta Libya ve Yemen gibi daha uzak ülkelerdeki muhtemel her gelişme Siyonist rejimin aleyhine işlemektedir. Haber kaynaklarına yansıdığına göre Kaddafi’nin düşmesi ve Libya ordusunun yıkılmasıyla bu ülkenin gelişmiş bazı silahları Gazze’ye aktarıldı. Bu gelişmelerin Siyonist rejimi ciddi şekilde endişelendiği görülmektedir. Özellikle bu ülkelerde İslami hareketlerin iktidarı ele geçirme aşamasında olması endişelerin tavan yapmasına yol açmıştır. Bu tür karmaşık ve müphem ortamlar Siyonistleri çelişkili açıklamalara zorlamaktadır. İslami hareketlerin tehlikesini çok fazla önemseyenler Mısır’daki değişikliklerin Siyonist rejimin güvenliğini ciddi şekilde etkilediğini ileri sürüyorlar.

Bununla birlikte, İslam dünyasındaki gelişmeler Siyonist rejim için ciddi şekilde tehdide dönüşmektedir. Müslümanların en fazla oyu alıp iktidara gelmesi bu gelişmelerin bir kısmını göstermektedir. Birbirleriyle ihtilaf içinde olsalar dahi İslami hareketlerin ittifak ettiği en önemli konu Siyonist rejime düşmanlıktır. Dünyanın hiçbir yerinde mezhep ve düşüncesi ne olursa olsun İslami hiçbir hareketin Siyonist rejimi dost kabul ettiği görünmemiştir. Bununla birlikte İhvan-ı Müslimin ya da Selefilerin seçimlerde önemli miktarda oy almaları gerçeği, Siyonist rejimin endişelerini arttırmakta ve bunu büyük tehlike olarak nitelendirilmektedir. Çünkü Siyonist rejim, bu grupların Siyonist rejime karşı harekete geçip güvenliğini tehlikeye düşürecek potansiyele sahip olduklarını çok iyi bilmektedir.

Diğer taraftan Arap ülkelerinin bir kısmında eski rejimlerin yıkılmasından sonra İslami gruplar iktidara gelmemişse de, buralarda ciddi bir karışıklığın yaşandığı görünmektedir. Bu karışıklıklar bile Siyonist rejimin aleyhinde gelişmektedir.
Örneğin Mübarek rejimi Sina çölünde Siyonist rejimin güvenliğini sağlıyordu. Mısırdaki gelişmeler bu yapının bozulmasına neden oldu. Bununla birlikte İslamcılarla İran arasında olası bir anlaşmaya varılması korkusu Siyonist rejimi daha fazla endişelendirmektedir. Bu tür gelişmeler Siyonist rejim karşıtı güçlerin ellerini güçlendirirken, bu rejime ait sınırlarda faaliyette bulunmalarına imkan tanımaktadır. Eskiden aradaki anlaşmalar gereği Mübarek rejimi, Gazze şeridinde ve Sina çölünde Siyonist rejimin güvenliğini sağlıyordu. Hatta 22 günlük savaşta Mısır’ın Siyonist rejimin güvenliğini temin etmekle kalmadığı, Filistin kuşatmasını kamil hale getirdiği ortaya çıkmıştı.

İslam dünyasındaki gelişmeleri tehlikeli gören Siyonistler büyük bir endişe içine girerken, tehlikenin her geçen gün arttığını ve Siyonist rejimi zor bir geleceğin beklediğini korku içinde izlemektedirler.

Yazan: Dr. Mesut Esedullahi
Kaynak: İrdiplomacy
Çeviren: Hanefi Aydın
/ doğruhaber
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir