• DOLAR 32.596
  • EURO 34.863
  • ALTIN 2495.215
  • ...
Mustazaf Der`in Kapatılması Protesto Edildi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
BİNGÖL - Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından Mustazaf Der`in kapatılması ve Gaziantep`te kızının başörtülü olarak okumasını destekleyen Güllü Çevik`e verilen 2 yıl 10 ay hapis cezası, düzenlenen kitlesel basın açıklaması ile protesto edildi.
 
Bingöl`de Peygamber Sevdalıları Platformuna üye dernekler, Cuma Namazı çıkışında Mustazaf Der`in kapatılmasını ve Güllü Çevik`e verilen cezayı protesto etti. Kitlesel basın açıklamasına platforma üye olmayan birçok STK` da destek verdi. Basın açıklamasına katılan vatandaşlar attıkları sloganlar ile hukuksuzluklara tepki gösterdi.
 
Allah Nurunu Tamamlayacaktır
Basın açıklamasından önce kısa bir konuşma yapan kapatılan Mustazaf Der`in İstanbul Şubesi başkanı Said Şahin, "Allahın nurunu söndürmeye çalışıyorlar, ama hiç bir güç, kuvvet Allahın nurunu söndüremez. Allah elbette nurunu tamamlayacaktır. Bu Allahın vaadidir."dedi.
 
Mustazaf Der`in kapatılması kararına tepki gösteren Şahin "Bunlar kapatacak yer mi bulamadılar ? Halkın fakir, halkın kimsesizlerine sahip çıkan, halkın dinsizliğine, ahlaksızlığına; ahlak taşıyan, din taşıyan, ihtilaflarına kardeşlik taşıyan Mustazaf Der gibi, peygamberlerin yolunu sürdüren, Peygamber efendimizin hayatını öğreten, Kutlu Doğum etkinliklerini tertipleyen bir kurumu kapatıyorlar.
 
Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin meyhaneleri mi bitti, bu ülkenin gazinoları mı bitti, bu ülkenin kadın pazarlayan, şehvet pazarlayan mekânları mı bitti, bu ülkenin uyuşturucu, alkol satan toplumun huzurunu bozan, yerlerimi bitti mi? Mustazaf Der gibi hayır kurumlarını kapatıyorlar. Bu ülkede kendi elleriyle kızlarını pazarlayan anneler mi bitti, babalar mı bitti? Hayasıyla başörtüsüyle çocuğunu yetiştirmek isteyen anne cezalandırılıyor… Değerli kardeşlerim kime destek verdiğinizi, kimlerin yanında yer aldığınızı iyi kontrol edin ve uyanık olun!"
 
Peygamber Sevdalıları Platformuna üye dernekler adına basın açıklamasını Araştırmacı Yazar İbrahim Dağılma okudu. Dağılma`nın konuşması sık sık tekbirler ve sloganlarla kesildi.
 
Mustazaf Der Mazlumların Yanında Mustekbirlerin Karşısındaydı

Mustazaf Der`în "Sosyal, kültürel ve ekonomik yönden mahrum ve Mustazaf bırakılmış halkımızın kaybettiği değerleri inşa etme yolunda, "Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun… " (Ali İmran-104)" düsturu ve şuuruyla 11 Eylül 2004 tarihinde kurulduğunu hatırlatan Dağılma, Mustazaf Der`in mazlum ve mustazaf halkın yanında olduğunu söyledi.
 
"Mustazaf Der, Hakkın emrinde, Müslüman halkın duygularına tercüman olmuş, hizmetten geri durmamıştır. Gerek muhtaçlara yaptığı yardımlar ve gerekse düzenlediği etkinliklerde yüz binleri buluşturmasıyla Müslüman halkın gönlünde yer etmiştir. Çalışmalarıyla mazlumların yüzünü güldürüp sevindirmiş, zalim ve müstekbirlerin korktuğu bir camia olmuştur" diyen Dağılma, "Camianın hayırlı hizmetlerini hazmedemeyen kirli ve derin güçler, farklı zaman dilimlerinde derneğin faaliyetlerini engellemek için değişik, tuzaklar kurmuş ve komplolar tezgâhlamışlardır. İktidarlarını sürdürebilmek için çıkardıkları kaos ve kargaşa ortamına Müslümanları da dahil etmek için sürekli olarak Mustazaf camiasına saldırmışlardır. Bu saldırılara karşı sürekli itidal çağrısında bulunulmuş kurulan tuzakları ve tezgâhları boşa çıkarmıştır" şeklinde konuştu.
 
Kamuoyunu Yanıltmak İçin İtham ve İftiralar Atıldı
Derneğin faaliyet ve etkinliklernin, illegal faaliyetlermiş gibi gösterildiğini ifade eden Dağılma, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Kamuoyunu yanıltmak için itham ve iftiralar gerçekmiş gibi yandaş medyaya servis edilmiştir. Yandaş yargı da, ısmarlama kararlarıyla bu tezgâha ortak olmuşlardır. Hiçbir surette gerçeği yansıtmayan ve varsayımlardan öteye geçmeyen iddialar, niyet okumalarla verilen bu kararlar hukukilikten uzak olup, tekçi zihniyetin farklılıklara tahammülsüzlüğünü göstermektedir.
Son olarak çalışmaları hazmedemeyenler tarafından derneğin feshi için açılan dava, yakın bir zamanda Yargıtayca onandı. Bu onamanın Peygamber Sevdalıları`nın milyonlara hitap eden kutlu doğum etkinliklerine denk getirilmesi kararın hukuki dayanaktan yoksun ve tamamen gözdağı vermek amaçlı olduğunu göstermektedir. Bu yargılama ve cezalandırma tarzı, İstiklal mahkemeleri uygulamalarını aratmamaktadır. Resmi idelojiyi koruma refleksli uygulamaları Devlet Güvenlik Mahkemelerinde görmeye alışmıştık. Öyle görünüyor ki, bundan böyle yargı zulmünü, Asliye Hukuk Mahkemelerinde ve Yargıtayda sıklıkla göreceğiz.
 
Mustazaf Der Kurulduğundan Beri Kolluk ve Yargının Baskısı Altında Kalmıştır
Mustazaf-Der kurulduğu günden beri kolluk ve yargının tacizi, baskısı ve tehdidi altında olan dernekleri ve üyeleri hakkında soyut iddialarla, niyet okumalarla sık sık davalar açılıp cezalar verilmektedir. Faaliyetleri göz önünde olan ve tüm çalışmaları resmi çerçevede yapılan bu derneğin özgürlüklerin en geniş çerçevede düşünüldüğü ve konuşulduğu bir zeminde bu şekilde insafsızca bir karara maruz kalması zulmün nasıl da katmerleştiğini gözler önüne sermektedir. Bu güne kadar gerçekleştirdiği binlerce faaliyet ve etkinliklerinde kimsenin burnu dahi kanamadı. Hiç bir müessir fiil gerçekleşmedi. Suç teşkil edecek hiçbir konuşma yapılmadı. Dernekleri defalarca denetlemelerden geçti, hukuk dışı, yasadışı bir husus tespit edilmedi.
 
Mustazaf Der On Binlerce Muhtaç Aileye Yardım Yapmıştır
Bu güne kadar dernek ve şubelerince on binlerce muhtaç aileye yardım yapılmıştır. Yardım yapılan muhtaçlarla görüşen herkes, adil bir şekilde yardım yapıldığını görecektir. Yardıma muhtaç bir insanın fikrine, zikrine bakılmadığı dernekler müdürlüğü yetkilileri dâhil, herkes biliyor. Buna rağmen, yardımlar sadece bir kesime yapılıyormuş gibi gösterilip kapatmaya gerekçe oluşturulmuştur. Velev ki bu böyle olsa da tutuklu olan kişiden dolayı yakınlarının da cezalandırılması hangi vicdana sığar ve hangi kanun bunu yasaklayabilir? Yardıma muhtaç olan bir tutuklu veya hükümlü ailesine yardım etmek, ne zamandan beri suç sayılmaktadır?
 
Bazı dernek üyelerinin daha önceden tutuklanmış veya hüküm giymiş olması, örgüt bağlantısı olarak değerlendirilmiş. Böyle birisi, illegal çalışmayı bırakıp, fikirlerini tamamen legal bir çerçevede ifade ediyor ve hukuki zeminde hareket ediyorsa bunun neresi yanlıştır? Hangi hukuk devletinde, legal çalışan kişilere, illegal örgüt üyesi deniyor. Derneklerin yasal faaliyetleri cezalandırılıyor, kapısına kilit vuruluyor. Bu mantığın hukukta yeri var mı? Yoksa siz insanların kalbinde olanı geçeni tespit edecek niyet okuyucu bir buluş yaptınız da bizim mi haberimiz yok ifadelerini kullanan dağılma,
Hukukun dışına çıkıp dernekleri kapatanlar, üyelerine ceza verenler ve verdirtenlere sormak lazım. Hazımsızlığınızın gerçek nedeni şu faaliyetler olmasın? Sakın.
Allahın kitabına ve peygamberin sünnetine sarılmak,
Peygamber sevdalısı yüz binleri bir araya getirmek,
Resmi ideoloji yerine, İslam`ı referans almak,
Müslüman halkın dertleriyle dertlenmek,
Ahlaksızlığa bulaştırılan gençleri o bataklıklardan kurtarmak ve onlarla ilgilenip onları camilere müdavim etmek,
Gençlerin ahlakını bozmak için kızlı erkekli etkinlikler yapma yerine, haremlik ve selamlığın uygulandığı etkinlikler yapmak.
Ahlaki yozlaşmaya engel olmak,
Toplumun ıslahı için çalışmak fitne ve fesada, toplumu ifsad etme projelerine mani olmak olmasın sakın?"
 
Yargının "Güllü Çevik" Kararı Anne Babalara Gözdağı mı?
Kızını başörtülü olarak okutmak istediği için yargılandığı mahkeme tarafından Güllü Çevik`e verilen 2 yıl 10 ay hapis cezasına da tepki gösteren Dağılma, "Ayrıca kanımızı donduracak türden başka bir hukuksuzluğu ve insafsızca yargılamayı kızı başörtülü olarak okula gittiği ve bir anne olarak doğal olarak kızının arkasında duran Gaziantepli anneye verilen 2 yıl 10 aylık cezada da gördük." dedi.
 
Güllü Çevik kararının kızını başörtülü olarak gönderen diğer baba ve annelere bir gözdağı mı? Olduğunu soran Dağılma, " Galatasaray`ın kupa almasındaki mağduriyetini birkaç saatte çözenler, başörtüsünü sorununu çözmek için acep daha neyi bekliyorlar? Eğer başörtülü olarak kızını okula göndermek suçsa haberiniz olsun ki, sizin nazarınızda suç olan bu fiili inancımızdan dolayı yapmayı bir izzet olarak görüyoruz. Bu yapılan hatadan bir an önce dönülmesini bekliyoruz." Şeklinde konuştu.
 
Halk İle İslam Arasına Girme Çabası, Boştur!
Dağılama açıklamalarına şöyle devam etti. "Sonuç olarak deriz ki; Müslüman halk ile aramıza girmek için, İslami camialara komplo ve tuzak kurmaktan, iftira ve karalamalarınızdan vazgeçin. Halk ile İslam`ın arasına girme uğraşısı boştur. Sesimizi kesme, başörtülü okumayı engelleme, bacılarımızı cezaevlerine atma ve derneklerin kapılarına kilit vurma yerine, sesi olduğumuz halkın, inancı ve kimliği ile barışın.
 
Ey adaleti ve hukuku öncelediğini söyleyen hükümet, sen de adil ve tarafsız ol! Akredite camialara yapılan hukuk dışı uygulamalara karşı çıktığın gibi, böylesi hukuk dışı uygulamalara da karşı çık! İslami dernek ve kurumlar üzerindeki baskıyı kaldır! Müslüman halkımızın dini ve dili üzerindeki engelleri kaldıracak kalıcı düzenlemeleri bir an evvel yap!
 
Ey mazlum ve Mustazaf halkımız "Biz istiyoruz ki, mustazaflara lütfedelim, onları yeryüzünde varisler kılalım!" diyen Rabbimizin vaadini gerçekleştirmek için yanınızda olmaya, Hakk yolda sizlere yardımcı olmaya devam edeceğiz."
 
Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen kitlesel basın açıklamasına kente faaliyette bulunan bir çok muhafazakar STK da destek verdi.

Kitlesel basın açıklamasından sonra toplanan kalabalık sessizce dağıldı.
(Nihat Kanat-İLKHA)

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir