ADANA - Adana Mustazaf-Der, Mekteb-Der, Şura-Der, Anadolu-Der, Akid-Der, İhya-Der, Umut-Der, Bilge-Der, Çağrı Der, Suffa-Der, İlim-Der, Osiyad, Mersin Mustazaf-Der, Osmaniye Mustazaf-Der, Tarsus Mustazaf-Der'in oluşturduğu İnsani Hürriyetler ve İnanç Platformu, yaptığı basın açıklamasıyla Mustazaf-Der'in kapatılma kararını kınadı. Açıklamayı platform sözcüsü Yılmaz Gencer okudu.

11 Eylül 2004 yılında kurulan Mustazaf-Der'in halkın teveccühüne mazhar olan binlerce faaliyete imza attığını belirten Gencer, "Hedefine üstad Bediüzzaman'ın işaret ettiği fakirlik cehalet ve ihtilafları koyan Mustazaf- Der, toplumsal sıkıntıların kaynağı olan bu üç düşmana karşı marifet ilim ve sanat silahı ile kuşanmış verdiği mücadele ile toplumsal barışa katkı sağlamış ve mezkûr sıkıntıların önüne geçerek bu sıkıntıların insanımızın kaderi olmadığını tüm halkımıza göstermiştir" dedi.

Derinler Düğmeye Bastı, Saldırılar Başladı
Halkın beğenisini kazanan tüm hayırlı çalışmalara rağmen Mustazaf-Der'in, karanlık odakların hedefi olmaktan kurtulamadığı ifade edilen açıklamada, özellikle Diyarbakır'daki saygı mitinginden sonra derinlerden düğmeye basıldığı ve bu tarihten sonra birçok şubenin karanlık çetelerin taşlı Molotoflu, silahlı saldırılarına maruz kaldığı belirtildi. Bu saldırılar da birçok Dernek üye ve gönüllüsünün yaralandığı, 5 Mayıs 2011 tarihinde ise Hakkâri/ Yüksekova şube başkanının hunharca katledildiği hatırlatıldı.

Emniyet Yapılan Saldırıları Önleyemedi
"Devletin emniyet gücü Mustazaf-Der camiasına yapılan bu saldırıları önleyemedi, failleri ortaya çıkarmadı, çıkarmak istemedi" diyen Gencer, Dernek üyelerinin saldırılar sırasında yakalayıp polise teslim ettiği saldırganların dahi, polis ve yargı tarafından serbest bırakıldığının altını çizdi. Mustazaf-Der'in tüm bu saldırılar esnasında sağduyulu hareket ettiğini dile getirilen Gencer, Mustazaf Der'in bu tavrıyla olası bir çatışma sürecinin de önüne geçtiğini, çatışma ve kaostan beslenenlerin heveslerini kursaklarında bıraktığını belirtti.

Tüm baskı, tehdit, şantaj, yıldırma ve yıpratma faaliyetlerine, gözdağlarına rağmen Mustazaf-Der'e yönelen teveccühe engel olamayanların niyet okuma ve komplolarla hazırladıkları uydurma delillerle, Mustazaf-Der'e kapatma davası açtıkları dile getirilen açıklamada şu ifadeler yer verildi;

"Kapatma Kararıyla İstenen Amaca Ulaşılamayacak"
"Her ne kadar rejim savunucuları bu hizmetlerimizi tehlikeli addedip, bu nedenle Mustazaf-Der'i kapatsalar da halkımız yapılan çalışmaları takdir etmiş, Mustazaf-Der'i bağrına basmış ve etrafında kenetlenmiştir. Kapatma kararı ile ulaşmak istedikleri amaçlarına ulaşamamışlardır ulaşamayacaklar da.

Derneğin Kapısına Kilit Vurulabilir Ama Mefkûresine Kilit Vurulamaz
"Mustazaf-Der'in kapısına kilit vurulmuş olabilir ama mefkûresine kilit vurulamaz. Mustazaf-Der, kapatılmış olabilir ama misyonu devam ediyor. Bu misyonu sürdürmemize hiçbir güç engel olamayacaktır. Mazlum ve mustazaf halkımızı, zalim ve müstekbirlerin insaflarına terk etmeyeceğiz" denildi.
Kapatma kararının keyfi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "İdeolojik ve siyasi bir o kadarda hukuksuz olan bu kararı kınıyoruz" denildi.

28 Şubatçılar Tutuklandı Ama Uygulamaları Devam Ediyor
Gencer son olarak Gaziantep'te okula alınmayan başörtülü kızının hakkını savunduğu için bir anneye ceza verilmesiyle ilgili olarak da, "Ayrıca Gaziantep'te kızının başörtülü olarak okumasını isteyen ve bu kapsamda mücadele verirken hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan Güllü çevik ablamız çıkarıldığı mahkemece 2 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. 28 Şubat aktörlerinin yargılanmaya başlandığı bu günlerde verilen bu karar 28 Şubatçıların tutuklandığını ama fiillerinin devam ettiğini gösteriyor.

Dindar bir nesil yetiştirmek isteyen hükümetin bu olay karşısında takındığı olumsuz ve duyarsız tavrı da ayrıca kınıyor yüzde 99'u Müslüman olan bir ülkede alınan bu kararın bir hukuk garabeti olduğunu belirtmek istiyoruz" dedi. (Ahmet Sarıbulak - İLKHA)