Hüseyin Kaya / Haber-Yorum

Başlıktaki sözler, belki inanmazsınız; ama Kemal Kılıçdaroğlu’na ait.

Yani CHP genel başkanına.

Eskiden TSK’nın açıklamalarına, hatta muhtıralarına “demokratik hak” yorumunda bulunuyordu.

Şimdi Gandi Kemal TSK’ya durması gereken yeri gösteriyor.

Tam da “takdir edilmesi gerekir” diye düşünüyorsunuz ki, haberin ayrıntılarını görüyorsunuz ve vazgeçiyorsunuz.

Evet, her zamanki gibi hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.

Kemal Bey, TSK’nın siyasete müdahale ya da basına ve yargıya ayar verme yönündeki bir açıklamasına tepki göstermiyor.

Neye tepki gösteriyor biliyor musunuz? Darbeci baroyu biliyorsunuz.

Baro başkanının darbecilikten uzaklaştığı için aşağıladığı bir TSK var.

Bir de herkesi aşağılayan Bekir Coşkun adındaki zat-ı namuhteremin “Paşa” ve “köpek” benzetmesi ile ettiği hakaretler.

TSK bunlara karşı bir açıklama yapmış.

“Olmaz!” diyor Kemal Bey.

TSK bildiri veremez!

Aslında “veremez” değil de “bu konularda veremez” diyor.

Mesela Necdet Özel de İlker Başbuğ gibi yapsaydı.

Hatırlarsanız İlker Başbuğ açıklamasını bir Tarabzon’da bir fırkateynde yapmıştı. Üzerinde kamuflaj elbiseleri ayağında postal vardı. Çevresindeki fon da iyi düzenlenmişti.

Herkesi tehdit etmişti.

Ne olurdu yani şimdi başkan da öyle bir şey yapsaydı.

Necdet Özel de iki tankın arasına geçip siyasi iktidara yüklenseydi,

Kağıt parçası ve boru yerine mesela “Üç yıldızlı otel gibi hizmet verdiğimiz Diyarbakır cezaevi için kimse işkence yeri diyemez!” diye gürleseydi,

İnanın bana Kemal Bey hiç kızmazdı.

Hatta şunları söyleyeceğini bile tahmin ediyorum: “TSK ülkemizin en önemli kurumlarından biridir. En demokratik hak olan cevap hakkını tabii ki kullanacaktır.”

Yani mesele şu: Asker bana yakınsa konuşsun, bana yakın değilse konuşmasın!

Ama hepsi bir yana size bir şey daha söyleyeyim. Türkiye’de gerçekten bir şeyler değişmiş. Barolar da gazeteciler de siyasiler de askere laf atıyor.

On yıl önce böyle bir şey hayal edebilir miydiniz?