• DOLAR 32.556
  • EURO 34.919
  • ALTIN 2430.07
  • ...
Muhammedî Sevdayı Sürekli Ve Görünür Kılmak
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Gelinen son noktada bu ülkenin büyük bir bölümünde ‘Peygamber Sevdalıları’ olarak platformlar oluşturarak Allah’ın Rasûlüne (s.a.v) olan muhabbetimizi, bağlılığımızı, onun getirdiği nizamı hayatımıza yansıtma arzumuzu ortaya koymuş bulunmaktayız.

Biz bu gerçeğe güçlü bir şekilde inanmışızdır ki, Müslümanlığımızı teoriden gerçeğe aktarmanın en kestirme ve doğru yolu, Rasûlullah’ın (s.a.v) sevgisiyle donanmak, sünnetini günlük yaşantımıza taşımak ve hayatın bütün alanlarında görünür kılmaktır.

Ve şu acı gerçeğe de üzülerek hep şahit olmuşuzdur ki, söz ve teoride Müslüman oldukları halde Hz. Muhammed Aleyhisselam’ın sünnetini ve siyretini hayatlarına pratikte uygulamayanlar, ona karşı soğuk ve mesafeli olanlar asla başarılı olamamışlardır.

şimdi yeni bir merhaleye ulaşmış bulunuyoruz. Hayatımızda ciddi bir şekilde yer vermemiz gereken şu Nebevî ölçüyü asla unutmamalıyız:

“Amellerin en faziletlisi, az da olsa devamlı olanıdır”

Prensip olarak Muhammedi Sevdayı bu şekilde diriltmek, diri tutmak için attışımız adımları güçlendirmek için, sadece nisan ayıda değil, bütün günlerimizde her birimizin bir Peygamber Sevdalısı olduğumuzu göstermeliyiz.

Bunun için Efendimiz Aleyhisselam’ın günlük sünnetlerinden gücümüzün yettiği kadarını ifa etmeye çalışmalıyız. O’nun sünnetine bağlılığımızdaki titizliğimizi tartışmasız bir şekilde yaşamalıyız.

Toplum içerisinde sünnete bağlılık hususunda her zaman önde olmalıyız.

Birilerinin küçük ve basit gördüğü bir takım nafile ibadetleri, dua, zikir ve günlük virdleri bizler asla ihmal etmemeliyiz.

Özellikle insanlarla olan münasebetlerimizde nelerin sünnet olduğunu bulup hayatımıza yansıtmalıyız.

Süreklilik çok farklı bir şeydir. Küçük de olsa bir güzelliği bir ömür boyu sürdürebilmek çok müthiş bir başarıdır. Belki bizi biz yapan bunlar, bu küçük şeyler, günümüzün tabiriyle bu detaylar olacaktır.

Muhammedî Sevdayı sürekli kılmak diyoruz buna.

Bir de görünür kılmak var.

Muhammedî Sevdayı zahir kılmak, üstün kılmak, gözler önünde kılmak diye de bir yükümlülüğümüz vardır.

Kitab-ı Kerimimizin üç ayrı sûresinde tekrar edilen şu ayet-i celile üzerinde dikkatlice durdunuz mu hiç?

“O Allah ki, müşrikler hoşlanmasalar da dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, Rasûlünü hidayetle ve hak dinle gönderendir.” (Tövbe 33, Saff 9, Fetih 28)

Tevbe ve Saff sûrelerindeki geçtiği bölüme baktığımızda, Hıristiyanların ve Yahudilerin söz edildiği bir noktada ve ayrıca “müşrikler istemese de” tabirini kullanarak islam’ı bütün din ve ideolojilerden üstün kılacağını belirtiyor. Bunu Fetih Sûresinde zikrettiği bölüm ise bambaşka bir ihtişama sahip.

Benim asıl dikkat çekmek istediğim nokta, bu ayet-i celilerde kullanılan ‘liyuzhirahû’ kelimesidir. Bu kelimenin anlamı sadece üstün ve güçlü kılmak değil, özellikle zahir kılmak, yani görünür kılmak, gözler önünde kılmak, ızhar etmektir.

Hem söyleyin, hangi din ve ideoloji mensupları kendi dinlerini, ideolojilerini ve felsefelerini görünür kılmak istemez ki?

Şöyle bir baksanıza yaşadığınız dünyaya. Çarşılar, pazarlar, meydanlar, ekranlar ve özellikle kurumlar ve kuruluşlar böyle bir yarış alanı değil mi? Egemen olanlar dinlerini “en görünür” kılma mücadelesini vermiyorlar mı?

O halde Peygamber Sevdalıları olarak bizler de bu Muhammedî Sevdayı görünür kılma, hem de en görünür kılma mücadelesini vermekle mükellefiz.

Çünkü yeryüzü ancak o zaman en güzel rengine boyanmış olacaktır, en doğal görünümüne bürünmüş olacaktır.

Sakın bunu bir şov yarışı, basit dış görünüm arzusu, vitrin sevdası zannetmeyin.

İyi biliniz ki, bir beldenin, bir ülkenin Darül İslam oluşunun en büyük göstergesi, orada yaşayanların her an Allah Teala’yı hatırlayabilmesidir. Darül İslam’ın en müthiş özelliği, oradaki bütün levhaların, bütün iğaretlerin Allah’ı hatırlatıyor olmasıdır.

Evet, öyle bir diyarda nereye baksanız, kiminle muhatap olsanız hep Rabbinizi hatırlarsınız. İsteseniz de Allah Teala’yı unutamazsınız.

Çünkü öyle bir diyarda sadece belli bir takım noktalar değil, ekranlar da Allah’ı hatırlatır, okullar, öğretmenler ve öğrenciler de Allah’ı hatırlatır, mahkemeler, teraziler, metreler ve bütün ölçüler de size Allah Teala’yı hatırlatır.

Allah Teala’yı hatırlamanın ve hatırlatmanın en kestirme yollarından birisi de, O’nun Rasûlünün yaşantısını yaşantımızla özdeşleştirmektir.

Şimdi biz böyle bir merhalenin önüne gelmiş dikilmiş bulunuyoruz.

Mehmet Göktaş / İnzar Dergisi Nisan 2011
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir