• DOLAR 32.587
  • EURO 34.81
  • ALTIN 2512.563
  • ...
Bir Yılda 100 Bin Şiddet Sahnesi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Fatih Üniversitesince düzenlenen ``1. Çocuk Gelişimi Eğitim Günleri``nin açılışında, RTÜK`ün çocuklar için yaptığı düzenlemeler hakkında bilgi verdi.

RTÜK`ün Türkiye`de görsel ve işitsel medya alanındaki düzenlemeleri yapmak, bu düzenlemeler çerçevesinde denetlemeleri gerçekleştirmek amacıyla oluşturulmuş idari bir kurum olduğunu ifade eden Dursun, ``Artık toplumlarda çocukların eğitimi ve gelişimi konusunda en etkili araçlardan biri görsel ve işitsel medya araçları oldu`` diye konuştu.

Dursun, görsel ve işitsel medya araçları ile çocukların gelişimi arasında doğru orantı olduğunu, bu nedenle RTÜK`ün çocuklara son derece yakın bir kurum olarak algılanması gerektiğini söyledi.

Çocukların toplumların geleceği olduğunu kaydeden Prof. Dr. Dursun, görsel ve işitsel medyanın çocuklar üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri bulunduğunu, bunun bilimsel çalışmalarla ortaya koyulduğunu belirtti.

Dursun, ``Medya çocukların ve gençlerin eğitimini, çalışmalarını, eğlencelerini, sosyalleşmelerini, yetişmelerini, çevresiyle ilişkilerini etkilemektedir. Çocukları artık medya eğitiyor. O sebeple medyanın etkisini tartışırken nasıl bir gençlik, gelecek yarattığı konusunda da önemli hususlara işaret etmek gerekir`` dedi.

Medyanın olumsuz etkilerinden çocukları korumak için ulusal ve uluslararası pek çok tedbir alındığını ve ortak çalışmalar yapıldığını bildiren Dursun, bilimsel çalışmalarda medyanın tüketim toplumu bireyi olunması, cinsel kimliğin oluşması ve karşı cinsle ilişkiler, anne, baba, şiddet eğilimi, okuma, düşünme ve başarı, kültürel yabancılaşma, dildeki yozlaşma ile çocukluğun yitirilişi ve masumiyetin yok oluşu gibi kavramlar üzerinde de etkisi olduğunu belirtti.

``ÇOCUKLAR GÜNDE ORTALAMA 3 SAAT TELEVİZYON İZLİYOR``

Dursun, çalışmaların verilerine göre, çocukların günde ortalama 3 saat televizyon izlediğini, bunun yanı sıra yüzde 82`sinin televizyon izlemekle ilgili kararlarını kendilerinin verdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

``Çocukların televizyon izleme kararlarını büyük oranda kendilerinin vermiş olmaları, izleyecekleri programlar konusunda kendilerine zararlı nitelikteki programları seçebileceklerini ifade ediyor. Bir başka çalışma da çocukların yüzde 30-35`inin bağımsız odaları olduğunu belirtiyor. Bu odaların çoğunda çocukların kendilerine özel televizyonları var. Bir başka önemli tespit, çocukların okul dışındaki birinci etkinliği televizyon izlemektir. Bu çalışma 2006 yılında yaptığımız bir çalışmaydı. Muhtemelen bugünlerde böyle bir çalışma yaparsak belki bunun yerine internetin öne geçtiğini tahmin edebiliriz. Çocuklar yılda ortalama 900 saati okulda, bin 200 saati televizyon karşısında geçiriyor. İlköğretim çağını tamamlamış bir çocuk 100 bin kadar şiddet sahnesi, 8 bin kadar ölüm veya öldürme sahnesi izlemektedir. Düşünün 100 bin şiddet sahnesi izleyen birinin beyninde şiddet nasıl bir yer alıyor? Öldürme, ölme sahnesi seyreden bir insanın ölüm karşısındaki tavrı ne olabilir? Bunları sormamız lazım. Çocukları bu görsel ve işitsel bombardımandan korumak için ne yapabiliriz? Asıl soru bu bence.``

RTÜK Başkanı Dursun, Avrupa Konseyi`nin Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi`ne Türkiye`nin de taraf olduğunu, geçen mart ayında yeni RTÜK yasasında AB`nin yönergelerini uygulamaya çalıştıklarını söyledi.

`MEDYA OKUR YAZARLIĞI DERSİ`

Çocukları televizyon karşısında bilinçlendirmek için yarışmalar yaptıklarını belirten Dursun, sözlerini şöyle tamamladı:

``Bunlar resim, kompozisyon, şiir yarışması gibi. Çocukların sıkça ziyaret ettiği ve medya konusunda çocukları bilinçlendirdiğini düşündüğümüz bir sitemiz var. `Medya Okur Yazarlığı` diye bir web sitemiz var. Bu da aynı amaca hizmet ediyor. `İyi Uykular Çocuklar` diye bir projemiz var, uygulanmaya devam ediliyor. Bu uygulamayla çocuklara bir tür hatırlatma yapıyoruz. Burada aileleri de uyarmaya çalışıyoruz. Bu projenin çok başarılı olduğunu düşünüyoruz. Bu kadar toplum tarafından benimseneceğini tahmin etmiyordum. Bunda elbette ki televizyon yayıncılarının da çok ciddi katkısı var. `Medya Okur Yazarlığı Dersi` projemiz var. 2006`dan beri okullarda seçmeli ders olarak uygulanan bir proje. Milli Eğitim Bakanlığıyla iş birliğiyle devam ediyor. Dileğimiz bu dersin lise dahil zorunlu hale getirilmesidir. Bu dersin medyanın yapısını ve işleyişini, en önemlisi kurguyu gerçekten ayırarak kurgulanmış içeriği değerlendirmeyi ve medyayı eleştirel izlemeyi öğrenmeyi sağlayacağını varsayıyoruz.``
 

Ajanslar

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir