VAN - Yaşanan ilk depremden sonra vatandaş, hasar tespit sonucunu merakla beklerken yaşanan ikinci deprem sonrası, ilk hasar tespit sonucu iptal olmuştu. Aylardır beklenen hasar tespit sonuçları geçtiğimiz nisan ayında nihayet açıklanmıştı. Ancak sanılanın aksine hasar tespit sonuçları hiç de beklenen gibi değildi. Vatandaşlardan bazıları dilekçe yazarak tekrar hasar tespitin yapılmasını isterken bazıları da hasar tespitin trajikomik sonuçlarına dikkat çekti.

Çadır, Konteyner Kentin Görüntüsünü Bozuyormuş!
Tek katlı toprak bir evde kaldığını söyleyen esnaf Abdulmuttalip Altın, ilk ve son raporda da kaldığı eve az hasar raporunun verildiğini ifade ederek bundan sonra dilekçe yazmayacağını belirtti. Altın, "Toprak eve nasıl oluyor da az hasar veriliyor anlamadık. Hâlbuki yetkililer toprak evlerin tamamının yıkılacağını söylemişlerdi" diyerek aradaki çelişkiyi gözler önüne serdi.

Depremden sonra kendi imkânlarıyla yaptıkları çadırda kaldıklarını belirten Altın, "Daha sonra çadırımızın olduğu alana konteyner kent kuruldu. Konteyner kent kurulduktan sonra da çadırın içinde kalıyorduk; ama daha sonra vali yardımcısı gelip görevli polislerle görüşmüş. Çadır, konteyner kentin görüntüsünü bozuyor diye kaldırılmasını istemiş. İki gün süre verdiler, biz de mecburen çadırı kaldırdık. Şu an toprak evde kalıyoruz" dedi.

İlk depremden sonra hasar tespit için evine kimsenin gelmediğini söyleyen Cemaleddin Toker, ikinci depremden sonra tespit için müracaat ettiğini ve tespit sonucu olarak orta hasar verildiğini bildirdi. Toker, " Evim iki katlı olmasına rağmen, sadece tek bir katına orta hasar verilmiş. Oysa evimde hemen hemen hiç hasar yok. Orta hasar kararı neye göre verilmiş bilemiyorum. Bu konuda gereken itirazı da yaptım ama halen bir sonuç çıkmadı" diyerek yetkililere seslendi.

Üçüncü Kata 'Ahır' Raporu Verilmiş!
Osman Kiyat adlı esnaf ise evine, ilk hasar tespit sonucunda 'orta hasar' sonucu verdiklerini, ikinci hasar tespitinde ise 'ağır hasar' verdiklerini ifade buyurdu. Evinin üç katlı olduğunu söyleyen Kiyat, "En üst kata az hasar, ikinci kata ve zemin kata ağır hasar, orta kata da hem ağır hem de 'ahır' raporu vermişler" diyerek birinci ve ikinci kata konut raporu, üçüncü kata ahır raporu verildiğini sözlerine ekledi.

Tespitlerin ilginç ve biraz da komik sonuçlarını ortaya koyan Kiyat, kaldığı evin sadece bir katının kendi adına kayıtlı olduğunu; diğer katların ismine kayıtlı olmamasına rağmen hasar tespit raporlarında kendi adına kayıtlıymış gibi gözüktüğünü belirterek, bir başka karışıklığı ortaya koydu. Bu gibi, birçok karışık raporun olduğunu ifade eden Kiyat, yetkililerden bir an önce bu karışıklığın giderilmesini istedi.

Topaktaş köyünden Ramazan Özgökçe ise evinin tamamıyla hasarlı olduğunu, ancak tespit sırasında evde bulunmadığı için hasarsız raporu verildiğini söyleyerek hasar tespit sonuçların ne kadar baştan savma yapıldığını gözler önüne serdi.

Başkalarına Verilen Hak, Bize De Verilsin
Devletin konut verme şeklini eleştiren Özgökçe "Devlet gelip bize konut yapıyor; ama konutun değeri 40 bin liraysa bizden istediği para yaklaşık 85 bin Lira. Bu parayı ben nasıl devlete ödeyebilirim. Bizden aylık istedikleri para ise 400 lira kadar. Bir de devletin depremzedelere yardım ettiği söyleniyor! Nasıl bir yardım anlayışıdır bu?" dedi.

Aynı köyden Hüsamettin Kina ise evinin yıkıldığını ancak tapunun kendi adına değil de yaşayan babasına ait olduğunu belirterek kendisine konut yardımında bulunulmadığını söyledi. Kina "Köyümüzde babası ölmüş ve veraset sistemiyle konut sahibi olanlar var. Ben ise konut sahibi olamıyorum. Konut sahibi olmam için ille de babamın ölmesi ve veraset sistemine geçmem mi lazım?" diyerek başkalarına verilen hakların aynısının kendisine de verilmesini istedi. (Fırat Arslan-İLKHA)