• DOLAR 32.328
  • EURO 35.096
  • ALTIN 2282.344
  • ...

Girdi maliyetlerinin büyük oranda artışının çiftçiye zor günler yaşattığını belirten Batman Ziraat Odası Genel Sekreteri Bekir Doğan, çiftçiyi rahatlatacak tedbirlerin alınmaması durumunda üretimin ciddi oranda durabileceğini söyledi.

Yem, gübre, ilaç, mazot ve elektrik gibi önemli girdi maliyetlerine 2018 yılı içinde büyük oranda zam geldi. Tarım ve hayvancılık sektörü bu olumsuzluktan ciddi manada etkilendi. Asgari ücret yüzde 26 oranında artarken, enflasyon rakamları yüzde 20,30 oldu. Çiftçinin ödediği prim miktarının yüzde 31,10 oranında artırılması ise çiftçiyi mağdur etti.

2018 yılında 583,84 TL olan çiftçi/tarım BAĞ-KUR primlerinin 2019 yılı için 764,84 TL'ye çıkarıldı. Prim borcu olmayanlar ve primlerini düzenli ödeyenlerin ödediği prim miktarı ise 499 TL'den 654 TL'ye çıkarıldı. Primini düzenli ödeyenlerin ödediği prim miktarı bile en az 150 TL artmış oldu. Tarımla uğraşan kesimlerin sürekli azaldığı bir dönemde, çiftçi BAĞ-KUR primlerinin teşvik edilmesi gerekirken, asgari ücret ve enflasyon oranından daha yüksek bir oranda zamlanması tarım ve hayvancılık sektörünü daha da zor durumda bıraktı.

Konu hakkında İLKHA'ya açıklamalarda bulunan Batman Ziraat Odası Genel Sekreteri ve Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Batman Şube Başkanı Ebubekir Doğan, tarım girdilerinde ve tarımsal üretimde bir daralmanın yaşandığını ve bu nedenle zarara uğrayacağı endişesiyle çoğu çiftçinin üretimde tereddüde düşeceğini söyledi.

İleriki yıllarda gıda temini ve ekilecek alanlar konusunda sıkıntıların yaşanacağı uyarısında bulunan Doğan, atıl durumdaki meraların kullanışlı hale getirilmesi çağrısında bulundu.

"Girdilerin yükselmesi üreticinin tarımsal üretime kuşkuyla bakmasına neden oldu"

2018 yılında dövizde ciddi bir dalgalanma, bir kriz yaşandığını ve bu krizin tarımsal girdilere de yansıdığını belirten Doğan, "Gübre ve ilaç gibi bazı tarımsal üretimin temel girdisi olan girdilerde yüzde 100'e varan artış söz konusu oldu. Sonradan dövizin bir nebze gerilemesiyle fiyatlar geriledi, ancak tarımsal girdiler olan gübre, mazot ve ilaçta o oranda bir gerileme yaşanmadı. Bu tarımsal üretimin daralmasına sebep oldu. Üreticinin zorlanmasına sebep oldu. Üreticinin tarımsal üretime kuşkuyla bakmasına neden oldu. Bu anlamda 2019 yılı içerisinde girdilerde, tarımsal üretimde bir alan olarak daralma olacağını düşünüyoruz. Çiftçi gerçekten maliyetin, üretim girdilerinin çok yüksek olması, kar marjının düşmesi ve hatta zarara uğrayacağı nedeniyle üretime önemli oranda vazgeçecektir." dedi.

"Markete satarken 2 TL, marketten satılırken 6-7 TL"

Sadece tarımda değil hayvansal üretimde de aynı sıkıntının mevcut olduğuna işaret eden Doğan, "Bu konu hayvansal gıdaların üretiminde de yine aynı şekilde olumsuzluğa neden oldu. Kesif yemin, kaba yemin tarımsal üretime bağlı olarak üretim girdilerin artması nedeniyle orada yine bir gerileme söz konusudur. Yetkililerin bunun iyileştirilmesi yoluna gitmesi lazım. Bu teşvik olur, birebir çiftçiye katkı olur. Mutlaka ele alınıp tartışılması gereken bir konudur diye düşünüyorum. Girdiler ve maliyetler yükseldi. Bu maliyetlerin, üretim girdilerin yükselmesi ve pahalı olmasına paralel olarak marketlerde satılan gıda ile tarımdan markete ulaşan gıda arasında çok büyük bir fiyat farkı var. Bir ürünü tarlada üretirken çiftçi toptancılara veya markete satarken 2 TL, markete geldiği zaman bu 6-7  oluyor. Bu büyük bir çelişki ve çiftçi açısından büyük bir zarardır." ifadelerini kullandı.

"Birçok çiftçi tarım BAĞ-KUR'unu iptal etti"

Doğan, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Bu dolaylı yoldan çiftçimizin tarım BAĞ-KUR'u olmasına da etki ediyor. Tarım geliri iyi olan çiftçi, tarım BAĞ-KUR'u olup orada tarımsal işletmesi üzerine sigortasını yatırıp bu şekilde sigortalılık durumunu devam ettiriyor. Ancak 2018'deki bir kanundan dolayı bu sene tarım BAĞ-KUR'u olan çiftçimizin Ziraat Odalarına kayıtları mecburidir. Ama maalesef bu sene tarımsal sigortalık prim miktarının artması nedeniyle birçok insan kaydını iptal etmek zorunda kaldı. Çünkü bu parayı ödeyemiyor. SGK borç yapılandırmasında devletçe bir yapılandırma ve faiz indirimine gidildi. Bu indirimden faydalanan ve parasını yatıran çiftçimiz oldu ama bu son dönemde tarım BAĞ-KUR'una yapılan zam gerçekten çiftçiyi çok zor durumda bırakmıştır. Bu birçok kişinin tarım BAĞ-KUR'unu iptal etmesine neden olmuştur."

"Meralarda iyileştirme yoluna gidilmeli"

Mera sorununa ilişkin de konuşan Doğan, meraların korunmasıyla beraber iyileştirilmesi yoluna da gidilmesi gerektiğini vurguladı.

Doğan, "Türkiye'de meralarımız kanun olarak çok iyi bir şekilde korunma yoluna gidilmiştir. Hatta bir köydeki mera hiçbir şekilde bir metre dahi azaltılamaz. Ancak bu meraların korunması yeterli değil. Meraların iyileştirilmesi, meralarda iyileştirme yoluna gidilmesi lazım. Meralarımız bitki örtüsü olarak uzun yıllarca otlatılması nedeniyle ezilmiş, zarar görmüş ve hatta neredeyse yok olma noktasına gelmiştir. Ama mera olması nedeniyle hiçbir şekilde vasfı değiştirilemiyor. Devlet yasa olarak iyi korumuştur ancak bu meraların bu şekilde korunması yeterli değildir." ifadelerini kullandı.

"Ürünlerin yurtdışından ithal edilmesi maalesef abestir"

Meraların ıslah edilmesi gerektiğinin altını çizen Doğan, şunları söyledi:

"Temel gıdamız olan kırmızı etin Türkiye'de yetersiz üretim olması nedeniyle ithalatı yapıldı. Türkiye gibi her türlü iklimin yaşandığı, çok geniş meralara sahip olan bir ülkede hayvansal ürünlerin üretilememesi, yurtdışından ithal edilmesi maalesef abestir. Bu nedenle hem çiftçimiz geçimini sağlayamamakta hem de paramız yurtdışına gitmektedir. Sadece Türkiye'deki meralar bazı ülkelerden daha büyüktür. Ama biz bu meraları değerlendiremiyoruz."

"İleriki yıllarda dünyada büyük bir gıda sıkıntısı yaşanabilir"

İleriki yıllarda dünyada büyük bir gıda sıkıntısının yaşanacağını, Türkiye'nin şimdiden buna hazırlıklı olması gerektiğini söyleyen Doğan, son olarak şunları kaydetti: Bizim teknik elemanlarımız, veterinerlerimiz, ziraat mühendislerimiz var ama bunlardan yeterince faydalanamıyoruz. Ziraat mühendisleri atama bekliyor. Hem ziraat mühendislerimiz hem de meralarımız atıl durumdadır. Bu yüzden bizler de yeterince hayvansal gıdaları elde edemiyoruz. Çünkü biz, meralarımızı işletemiyor ve hayvansal üretimi sağlayamıyoruz. Tüm bunlar büyük bir eksikliktir. Çok büyük projeler üretilmeli ki biz bu işi çözebilelim. Bu işlerin çözümü için ciddi yatırımlar, projeler gerekiyor. Yetkililer bu konulara mutlaka eğilmelidir. Çünkü önümüzdeki yıllarda küreselleşen bütün dünyada çok büyük bir gıda sıkıntısı yaşanacağı araştırmalarla tespit edilmiştir. Dolayısıyla Türkiye'nin gelecekte buna hazırlıklı olması gerekir." (Mehmet Fatih Akgül, Mehmet Sait Çelik-İLKHA)