• DOLAR 32.569
  • EURO 35.025
  • ALTIN 2421.893
  • ...

Van'da, iş adamları, kurum yöneticileri ve siyasilerin katıldığı "Türkiye-İran Bölgesel İş Geliştirme Toplantısı" gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Milletvekili Abdulahat Arvas, Van'ın İran için lojistik bir merkez üssü olduğuna dikkat çekerek, İran ile ticaret yapmaya hazır olduklarını ifade etti.

Toplantıya katılan iş adamları ve siyasiler, Türkiye ile İran arasında iş geliştirme noktasında önemli tespit ve değerlendirmelerde bulundular.

Toplantıda bir konuşma yapan AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Arvas, İran ve Türkiye'nin komşuluk ilişkilerinin yıllardır hiç bozulmadığını belirterek, "İran ile sınır kenti olmanın avantajları çok fazladır. Demiryolu, karayolu ve hava yollarını düşündüğümüz zaman Van, İran için lojistik merkez üssüdür. İran tarafından Van'da bir konsolosluk açılmasının karşılıklı ticaretlerin gelişmesine katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Van, İran'ın teknolojik ürünlerini dışarıya pazarlaması konusunda bir cazibe merkezi konumundadır." dedi.

Siyasi nedenlerden dolayı dünyanın İran'a ambargo uyguladığı sırada Türkiye'nin İran'a sahip çıktığını ve ambargo uygulamadığını ifade eden Arvas, "Bizler elimizden geldiği kadar komşu ve kardeş ülke olan İran'a kapılarımızı açıyoruz. Ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi için kendilerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. İran'ın hammaddelerini dünyaya pazarlama noktasında Van ilimiz İran için büyük bir avantajdır. Van'ın bu avantajları ise İran'ın emrindedir.  İran ile ticaret yapma noktasında her zaman hazırız. Biz Kapıköy Gümrük Kapısı'nda modernizasyon çalışması yaparken, İranlı siyasilerin de bu konuda bir adım atmalarını istiyoruz." ifadelerini kullandı.

"İran ile ilişkilerimizi geliştirmek için var gücümüzle çalışmaktayız"

İran arasında ticaret ve sosyal ilişkilerin öteden beri sürdüğünü dile getiren DAKA Genel Sekreteri Halil İbrahim Güray, "Ajansımız görev alanı Van, Bitlis, Hakkâri, Muş illerini kapsamaktadır. Türkiye ile İran arasındaki toplam 560 kilometrelik sınırın 300 kilometresi Van'da olmak üzere büyük bölümü ajansımızın görev alanı içerisinde bulunmaktadır. Kapıköy, Razi ve Esendere sınır kapıları, demiryolu hattı ve iki karayolu ana güzergâhı bölgemiz sınırları içerisinde yer almaktadır. Tarih boyunca bölgemizle İran sınır bölgeleri arasında ticaret ve sosyal ilişkiler süregelmiştir. Bugün de bu ilişkiler devam etmekte ve biz de bu ilişkileri daha da geliştirmek için var gücümüzle çalışmaktayız." şeklinde konuştu.

"Ticaret hacmi istenilen seviyede değil"

Türkiye ve İran cumhurbaşkanlarının gösterdiği 30 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşmak için kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapması gerektiğinin altını çizen Güray, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye ve İran ülkelerinin toplam yüz ölçümü Avrupa coğrafyasının neredeyse yarısına, toplam nüfusları ise Avrupa nüfusunun neredeyse 5'te birine denk gelmektedir. Bu kadar büyük potansiyeli, tarihi ve kültürel kardeşliği olan önemli iki komşu ülke için şu anki ticaret hacmi istenilen seviyede değildir. İki ülke arasında ortalama 10 - 12 milyar dolar civarında olan ticaret hacmi gerek iki ülkenin potansiyeli ve gerekse de iki ülkenin cumhurbaşkanlarının gösterdiği 30 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi bakımından ne yazık ki yetersizdir. Cumhurbaşkanlarının gösterdiği ticaret hacmine ulaşmak için kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının hep birlikte elbirliğiyle çalışması ve çaba göstermesi gerekmektedir. Bugün gerçekleştirilen toplantı da bu çabalardan biridir ve inşallah iki ülke yararına olacak sonuçlar doğuracaktır."

"İran, pazarlama konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır"

Türkiye ile İran arasında kurulacak bir ortak organize sanayi bölgesinin her iki ülkenin de büyümesine, gelişmesine ve kalkınmasına büyük katkı sunacağına dikkat çeken OSB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan da "Hammadde kaynakları ve özellikle petrol ve petrol türevi hammadde kaynakları bakımından zengin ve ucuz olan İran'ın Türkiye'ye ciddi bir şekilde ihtiyacı var. İran yıllardır batılı devletlerin siyasi ve özellikle ekonomik baskısıyla karşı karşıyadır. Yüksek teknolojik üretim yapamamakta, yapsa bile pazarlama konusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Hammaddesi bol ve mühendislik olarak da iyi seviyelerde olan İran, batılıların ambargo ve siyasi baskıları sonucu markalaşmada da zayıf kalmış. Özellikle son zamanlardaki ABD ambargosu İran ekonomisini çökertme noktasına getirmiştir. Ülkenin ulusal parasının diğer ülke dövizlerine karşı olan sert düşüşü ülkenin ödemeler dengesinin bozulmasına ve satın alma gücünün zayıflaması yol açmıştır. Türkiye'de kurulacak bir ortak OSB, İran'dan gelecek ucuz ve bol hammaddenin Türkiye'de yüksek teknoloji ile üretilecek ürünler, ulusal ve uluslararası pazarlarda yerini alacaktır." dedi.

"Van, İran ile bu ortak OSB'nin kurulacağı en uygun yerdir"

"Siz dünyanın en kaliteli ürününü İran markası ile üretirseniz uluslararası piyasalarda pazarlamada ciddi sıkıntılar yaşarsınız." diyen Aslan, son olarak şunları kaydetti:

"Ama Türkiye markası ile ürettiğiniz zaman her ürün için dünyanın her tarafından istediğiniz pazarı bulabilirsiniz. Van kentimiz, İran ile bu ortak OSB'nin kurulacağı en uygun yerdir. İlimiz, İran'a en yakın ve en uzun sınır hattına sahiptir. Yakında tam kapasite ile ülkenin en modern gümrük kapısına sahip olacak olan ilimiz ülkenin en avantajlı kentidir. Lojistik imkânlar açısından son derece verimli bir ulaşım ağına sahip ilimiz, üretilen ürünün zamanında teslimatında hiç bir aksama yaşatmayacak olanaklara sahiptir." (Sedat Karatay, İrfan Aslan - İLKHA)