• DOLAR 32.34
  • EURO 35.112
  • ALTIN 2307.62
  • ...
Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah GÜL`e Açık Mektup
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Haklı veya haksız olarak bizler hapse konulup cezalandırılmışız. Zor ve sıkıntılı da olsa neticesine katlanıp cezamızı çekiyoruz. Bedensel bazı rahatsızlıklarımız olsa da (elhamdulillah) elimiz ayağımız sağlam başkasının yardımı olmaksızın yaşamımızı sürdürüyoruz. Ancak beraberimizde kalan Fikret Bayram isminde bir mahkum vardır ki, vaziyeti içler acısıdır. Onun bu durumuna muttali olan her vicdan sahibinin yüreği sızlıyor.

Fikret Bayram omurilik felçlisi (parapleji)’dir.  Göğüs hizasından aşağısını hissetmiyor.  Hareket yeteneğini ve vücut fonksiyonlarının yüzde 80-90’ını yitirmiş durumda. Küçük ve büyük abdestlerini kontrol edemiyor. 

Cezaevinin fiziki yapısı onun hareket alanını son derece kısıtlayıp yok etmiş durumda. Günün 24 saatini yatağında geçirmeye mahkum. Günde 3 öğün yeme içme ihtiyaçlarının yatağına götürülmesi gerekiyor. Her gün tuvalete götürülmesi, temizliğinin sağlanması, 2-3 günde bir banyosunun yaptırılması, beden temizliğinin sağlanması, günde 4-5 kez idrar torbasının boşaltılması zorunludur.

Ayrıca haftalık ziyaret yerine, telefon görüşüne, avukat görüşmesine götürülüp getirilmesi lazımdır. Koğuşumuzun iki katlı olması ve asansörün bulunmaması nedeniyle bazı günlerde Fikret Bayram’ı  5 sefer 20 basamaklı bir merdivenden indirip-çıkarmak zorunda kalıyoruz. Bazen düşme tehlikesiyle yüz-yüze kalıyor, bazen de merdiven ve kapıların dar olması nedeniyle onu taşıyan arkadaşların beli inciniyor.

Adeta cezamıza ek olarak ikinci bir ceza ile cezalandırılmış oluyoruz. Takdir edersiniz ki böyle zor ve sıkıntılı durumla karşı karşıya bırakılıyor olmamızın ne adalette ne de hukukta yeri yoktur.

Sayın Cumhurbaşkanımız! Fikret Bayram gibi hasta ve yatalak bir insanın yoğun ve daimi bir şekilde bakım, hizmet ve desteğe ihtiyacı vardır. Bu bakım ve hizmeti kendisine sunabilecek aile ve akrabasından herhangi kimse yanında yoktur. Anayasanın 56. Maddesinde belirtildiği üzere “Devlet herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak zorundadır.” hükmünce ihtiyaç duyulan bakım ve hizmeti Devlet sağlamakla mükelleftir.

Devlet organları cezaevinde bu durumdaki bir mahkumun beden ve ruh sağlığı içerinde bir hayat sürdürmesini sağlayamıyorsa (ki böyle bir ihtimal göz önünde bulundurularak) Anayasanın 104 / 2-b Maddesinde Devletin şahsı-manevisini temsil eden Cumhurbaşkanına sürekli hastalık, kocama ve sakatlık halindeki mahkumlar için özel af yetkisi vermiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımız! Anayasa’nın 104 / 2-b maddesi size özel af yetkisi vermiştir. Nitekim sizden önceki Cumhurbaşkanları bu Anayasal yetkiyi kullanarak yüzlerce mahkumu affetmiştir.

Misalen Kenan Evren 27, Turgut Özal 21, Süleyman Demirel 100, A. Necdet Sezer 260 mahkumu Anayasal yetkilerini kullanarak serbest bırakmıştır. A. Necdet Sezer’in af etmiş olduğu mahkumların yüzde 70’inin terör suçlusu olmasına rağmen yetkisini kullanmaktan imtina etmemiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımız! Fikret Bayram Anayasal bir hak olan özel af yetkinizden faydalanmak için müracaat etmiş fakat Adli Tıp Kurumu siyasi mülahazalarla hareket edip dosyasının makamınıza ulaşmasına engel olmuştur. Nitekim aynı kurumun 3. İhtisas Kurulu tarafından 22 Temmuz 1997 yılında 5377 karar numarasıyla kendisine Anayasa’nın 104 / 2-b maddesine uyum olduğuna dair rapor verilmiştir. Her ne kadar Adli Tıp Kurumu Fikret Bayram’ın dosyasının size ulaşmasına engel olmuşsa da avukatı tarafından hukuki ve tıbbi verileri içeren dosyası size ulaştırılmıştır.

Basından takip edip görüyoruz ki, İran’da tutuklu olan 2 yabancı uyruklu gazeteci için aracı olup serbest kalmalarını sağladınız. Biz inanıyoruz ki, tamamen insani ve vicdani mülahazalarla harekete geçip bu mahkumların hürriyetlerine kavuşmalarına vesile oldunuz. Ancak siz de takdir edersiniz ki serbest bırakılmaları için girişimde bulunduğunuz mahkumlar ne hasta ne de sakatlık durumları mevcut değildir.

Oysa Fikret Bayram ve onun durumunda olup Türkiye’deki cezaevlerinde mağdur mahkumlar için harekete geçip serbest kalmalarını sağlamanız daha evla ve daha insani bir davranış olacaktır. Şüphesiz yabancı uyruklu mahkumların canları kendi maiyetinizde olup mağdur olan mahkumların canlarından daha değerli değildir, olmamalıdır.

Yine dikkatinize sunmak isteriz ki bir İngiliz yolcu uçağına bomba yerleştirip onlarca insanın ölümüne sebep olan suçluyu bile İngiltere Hükümeti on küsur yıl sonra sağlık sorunları nedeniyle affedip serbest bıraktı. Cezaevi ortamında tek başına hayatını sürdüremeyen mahkumlar dünyanın tüm ülkelerinde bir süre sonra serbest bırakılıyor.

Fikret Bayram bu yatalak haliyle uygunsuz fiziki ortamda 13 yıldır yatıyor. Daha fazla cezaevinde kalmasına göz yumup beraber kaldığı mahkumlara sıkıntı ve eziyet sebebi olmasına mahal vermek insani ve vicdani bir uygulama olmayacağını sizler de takdir edersiniz.

Sayın Cumhurbaşkanımız! Anayasa’nın 14 / 2-b maddesi özel af yetkisini Adli Tıp Kurumuna değil sizin makamınıza verilmiştir. İcranın başı olarak Adli Tıp Kurumunun hukuksuz uygulamalarına ve yetkinizi gasp etmesine izin vermemelisiniz. Adalet ve hakkaniyet ölçüleri içerisinde siyasi görüşlerine bakılmaksızın eşitlik ilkesi temelinde bütün mahkumlara bilimsel verilerle muamele edilmesini sağlamalısınız.

Hürmet ve saygıyla.

Fikret Bayram’ın oda arkadaşlar;

Veysi Ayyıldız,

Mehmet Tahir Şimşek,

M. Şerif Çelik,

Mehmet Çelik,

Bilal Taş,

İsmail Yoldaş,

Aytekin Algan

Bu haberler de ilginizi çekebilir