VAN - Taşeron İşçileri Platformu, 1 Mayıs İşçi Bayramı günü dolayısıyla düzenlediği bir basın açıklamasıyla günümüz şartlarında yaşanan adaletsizliğe dikkat çekerek, bu gün adeta kapitalizmin yeniden kölelik sistemini devreye soktuğunu ifade etti.

"En Zalim İnsanlar İlahi Nurun Tecellisiyle Dize Geldi"
Platform adına basın açıklamasını okuyan Güvenlik İş Sendikası Başkanı M. Zahit Çakır, önceleri insanların zengin ağalar, paralı beyler tarafından satın alınıp istedikleri işlerde ve istedikleri şartlarda çalıştırıldığını ve buna hiç kimsenin de bir şey demediğini belirterek, "İnsanlık tarihinin rehberleri ve aydınlık meşaleleri olan peygamberler bunlarla mücadele etti. En gaddar devletler, en zalim insanlar ilahi nurun tecellisiyle dize geldi. Bugün bu zulmün daha sistematik bir uygulama şekliyle karşı karşıyayız. Kapitalizm asgari ücretle azami kölelik statüsü geliştirmiş, kendilerine sigortalı bazen de sigortasız köleler üretmişlerdir. Milyar dolarlık plazaların inşaatında işçiler 5-10 bin dolarlık prefabriklerde ve ya çadırlarda yanarak can vermekteler. Hiçbir hakkı, hukuku olmayan, tüm sosyal haklardan mahrum bırakılan işçilerin alın teri ve özverili çalışmalarıyla övünenler sıra onların haklarına geldiğinde kayıtsız kalmakta ve zulümlerine devam etmekteler" açıklamasında bulundu.

"Yaralıların Tedavisinde Doktorlardan Daha Fazla Onları Görüyorduk"
Dünya devletlerinin kendi aralarında imzalamış oldukları, insan haklan bildirgesi İLO sözleşmesine Türkiye'nin de imza atarak kabul etiği şartlara göre, sosyal hakkı ve özlük hakkı verilmeden az ücretle işçi çalıştırılamayacağını hatırlatan Çakır, "Ama bu hak ihlallerinin çok yoğun olarak ülkemizde görüldüğü aşikârdır. Örneğin; Van depreminde devlet bütün çalışan Vanlı memura, işçiye ayda 300 TL 12 ay boyunca deprem tazminatı adı altında para veriyor / vermeye devam ediyorken, taşeron işçiler bundan mahrum bırakıldılar. Depremde basına da yansıdığı üzere doğumevi hastanesinde anneler çocuklarını bırakıp kaçarken, kaçan annelerin çocuklarını o yiğit güvenlikçiler ve taşeron işçileri çıkarıyordu. Hasta taşıyan hasta bakıcılar, temizlik otomasyon işçileri herkesin kendi derdine düştüğü zamanda bile konumlarını terk etmeden halkımıza hizmet ediyorlardı. Öyle ki yaralıların tedavisinde doktorlardan daha fazla onları görüyorduk. Kimse binalara giremezken bizler o binalardan yatak, battaniye ve tıbbi malzemeler taşıyarak hizmetin halkımıza bahçede verilmesini sağladık. Herkes çocuklarını güvenli yerlere taşırken onlar belki yokluktan belki de işlerinden olurlar endişesiyle bir yerlere gidemeden çadırlarda yaşadılar, barakalarda depremlerin tedirginliğiyle sabahladılar" diyerek taşeron firmalarda çalışan işçilerin acınacak durumlarını gözler önüne serdi.

"Bu Nasıl Bir Aldatmacadır"
Yaşanan tüm bu olumsuz tabloyu görmeyen/görmek istemeyen Milletvekilleri, Vali ve devlet yetkililerine seslenen Çakır yetkililere seslenerek, "Hakkı Dağıtmakta Adaletli Olunuz" hadisi şerifini sizlere hatırlatıyorum. Mahiyetinizdeki bizlerin çektiği bu zulme bir dur deyin. Tüm defterlerin dürüldüğü günden korkun. Ben memurların ve işçilerin patronuyum diyen ve bizleri uyutmaya çalışan Maliye Bakanım, senin patronun şirkettir, git şirket versin diyen bakanlarım, sen şirkete ödenek çıkarmadan o bana nasıl ödeme yapacak. Bu nasıl bir aldatmacadır. Nasıl bir zihniyettir. Bizler bu zihniyeti şiddetle kınıyoruz" diyerek Maliye Bakanının açıklamasına sert tepki gösterdi.

"Vatandaşın Memnun Olduğu Hastanelerde Çalışanlarınızı da Memnun mu?"
Hastanelerde hastalar güler yüzle karşılanıyor diyerek Sağlık kurumlarında yapılan hizmetin ne kadar kaliteli olduğunu her sözünde ifade eden sağlık bakanına da seslenen Çakır, "Sayın bakanım, acaba bu hastaları güler yüzle karşılayanların güvenlik, otomasyon, yönlendirme ve temizlik personeli olduğunu unutuyor musunuz? Vatandaşın memnun olduğu hastanelerde çalışanlarınızın da memnun olmasını sağlamak sizin göreviniz değil mi? Sağlıkçılara teşekkür ederken taşeron işçilere bir teşekkür etmek çok mu geliyor? Okullar çok temiz diyen Milli Eğitim Bakanım o okulları temizleyen taşeron acaba evinin temizliği için bir kalıp sabun alabiliyorlar mı bunu görmüyorlar mı? " sorularını yönlendirdi.

İnsanca yaşamak için adaletli bir maaş talep ettiklerini belirten Çakır, "Memurun ve işçinin sahip olduğu insanlık hakkı yanı özlük hakkı, herkese verdiğiniz deprem tazminatı, herkese yaptığınız teşekkürün asil sahibine yapılmasını, her şeyden önemli olanı Gölcükte, Düzce de depremden dolayı dağıtılan kadroların aynısının bize de çok görülmemesini talep ediyoruz" diyerek taleplerini dile getirdi.

"Kahrolsun Kapitalizmin Paraperest Baronları"
Açıklama sonunda kendileri gibi sömürülen tüm taşeron firma işçilerine seslenen Çakır, "Bu çifte standart ve köle gibi çalıştırılmaktan bıktık. Artık birlik zamanı, direniş zamanı güçlerimizi birleştirelim ve örgütlü güç olmanın avantajlarını yaşayalım. Onur ve İzzetli bir yaşam için ekmeğimize sahip çıkalım. Kahrolsun Kapitalizmin Paraperest Baronları Yaşasın İşçilerin Kardeşliği" diyerek birlik çağrısında bulundu. (Mahmut Aytekin - İLKHA)