• DOLAR 32.371
  • EURO 34.978
  • ALTIN 2325.427
  • ...
"Aziz kardeşlerimiz bu saatten sonra mevcut iktidarın mağdurudurlar"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler Batman İnisiyatifi, 28 Şubat ve FETÖ yargısının komplo ve kumpasları sonucu çeyrek asrı aşkın bir süredir cezaevlerinde olan ve mağduriyetleri hâlen devam eden mahkûmlar için Batman Gülistan Caddesinde kitlesel bir basın açıklaması düzenledi.

"Görün! Duyun! Bilin! Zindanda Unutulan Kardeşleriniz Var!" temasıyla düzenlenen basın açıklamasına HÜDA PAR il teşkilatı, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, âlimler, bölgenin kanaat önderleri ve çok sayıda vatandaş destek verdi.

Mahkûm aileleri çocuklarıyla birlikte, kumpaslar ve uydurulan deliller sonucu cezaevinde tutulan yakınları için "Zulme sessiz kalmak zulümdür", "Yargıyı adalete davet ediyoruz", "Adalet yerini bulsun", "FETÖ yargısı mağdurlarına adalet", "Adalet onların da hakkı", "Mazlumun bedduasından korkun" dövizleri taşıdı.

Basın açıklamasından önce bir konuşma yapan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının avukatlarından Rıdvan Yapıcıoğlu, mazlumlar için 28 Şubat'ın hâlen devam ettiğini söyledi.

"28 Şubat'ın yansımaları hâlâ bizleri bir şekilde etkiliyor"

Yapıcıoğlu, "28 Şubat'tan sonra yargının en üst mertebesindeki kişiler de dâhil olmak üzere kendilerine brifingler verilerek yargı yoluyla bu topluma bir kaftan biçilmesi istendi ve maalesef yargı mensupları tarafından da bu şahıslar hukukçu kimliğini unutarak, bu brifingler doğrultusunda hareket ederek hukuksuzlukları bizzat hukuk kisvesi altında gerçekleştirdiler. Bunun yansımaları hâlâ bizleri bir şekilde etkiliyor." dedi.

"28 Şubat ve FETÖ yargısıyla yüzleşmek isteniyorsa bunun bir şekilde çözülmesi gerekmektedir"

Terör örgütü üyesi kabul edilen FETÖ yargısının verdiği kararların yok hükmünde kabul edilmesi gerektiğine işaret eden Yapıcıoğlu, "15 Temmuz'dan sonra hâkim ve savcıların neredeyse 3'te biri FETÖ'cü olduğu gerekçesiyle ihraç edildi. Ve bu hâkim ve savcıların verdiği hükümler bir şekilde ortadan kaldırılmaya çalışıldı, ancak maalesef bu sadece bir kesim için oldu. Eğer ki siz bunların bir terör örgütü üyesi olduğunu kabul ediyorsanız ve bu şekilde kendilerini yargılayıp en ağır cezaları veriyorsanız neden hâlâ onların Müslüman kardeşlerimiz için verdiği müebbet hapis cezalarını uygulamaya devam ediyorsunuz? Gerçekten 28 Şubat ve FETÖ yargısıyla yüzleşmek isteniyorsa bunun bir şekilde çözülmesi gerekmektedir." diye konuştu.

"Mesuliyeti yetkiyi elinde bulundurandadır"

Yapıcıoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi: "Ülkemizde yapılan yasal değişikliklerle şahıslara anayasa mahkemesine 2012'den sonra bireysel başvuru yolu açıldı. 2012 yılından önce yapılan hukuksuzlukları nereye koyacağız? Onları nasıl çözeceğiz? Dönemin eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yaptığı açıklamada, 2012 yılından öncekilere de böyle bir yolun açılması durumunda yargının bu yükün altından kalkamayacağını, bütün dosyaların yeniden açılmasının yargıya büyük külfet getireceğini beyan etti. Unutulmamalıdır ki, tek bir şahıs dahi haksız ve hukuksuz bir şekilde eğer cezaevinde tutuluyorsa yargının bundan başka bir işi olmamalıdır. Tek bir şahısla ilgili bile bir hukuksuzluk yapılmışsa bunun mesuliyeti yetkiyi elinde bulundurandadır. Eğer gerçekten 28 Şubat ve FETÖ'nün kararlarıyla yüzleşme yapılmak isteniyorsa bu süreç 2012 yılından öncekilere de işletilmelidir. Yasal düzenlemelerin bir şekilde yapılarak tek bir şahsın bile haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulmaması için yetkililer elini taşın altına koymalıdır."

"Şeytani plan ve projelerine engel gördükleri İslami kesime kumpaslar kurdular"

Daha sonra basın açıklamasını okuyan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileleri Batman İnisiyatifi sözcüsü Hüseyin Olam, 90'lı yıllarda başlayan ve 28 Şubat'la devam eden o karanlık dönemde emniyette, yargıda, orduda ve istihbarat teşkilatında örgütlenen, birçok kurumda gücü ele geçiren FETÖ ve Ergenekon  tipi karanlık yapıların, emperyalist güçlerle işbirliği içindeki çetelerin kendilerine, şeytani plan ve projelerine engel gördükleri İslami kesime, dindarlara yönelik büyük kumpaslar kurduklarını söyledi.

"İslami camianın halkı aydınlatma çabasına tahammül edemediler"

Olam, özellikle FETÖ'nün, yaymaya çalıştığı sahte din anlayışına karşı halkı aydınlatıp bilinçlendiren İslami camia ve cemaatleri sindirmeye yönelik şeytanın aklına bile gelmeyecek kirli tuzaklara, sinsi hilelere başvurduğunu belirtti.

FETÖ ve 28 Şubat cuntacılarının baskı ve kumpaslarının en çok bölge illerinde hissedildiğini vurgulayan Olam, "İslami camianın kültürel faaliyetlerle, irşat ve tebliğle halkı uyandırma, bilinçlendirme, aydınlatma çabasına tahammül edemediler ve iş birliği içindeki taşeron örgütleri İslami camianın üzerine saldılar. Birçok dindarı, suçu İslam'ı insanlara anlatmak olan birçok davetçiyi vahşice işkencelerle katlettiler. Kadın, çocuk demeden, özellikle bölge illerinde masum dindarların kanını döktüler." dedi.

"Haksız ve hukuksuz yere gençlik yıllarını zindanlarda geçirdiler"

Olam, taşeron örgütlerin İslami camiayı sindirmekte başarısız olduğunu gören FETÖ ve 28 Şubat cuntasının, denetimleri altında olan polis, asker ve hâkimleri harekete geçirerek gülünç denilebilecek bahanelerle on binlerce dindara yönelik bir tutuklama furyası başlattığına dikkat çekti.

O yıllarda 20 binden fazla mütedeyyin insanın gözaltına alındığını, binlercesinin işkencelerden geçirildiğini, işkenceler altında şehit olan kimi gençler olduğunu belirten Olam, binlerce Müslüman'ın haksız ve hukuksuz yere gençlik yıllarını zindanlarda geçirdiğini söyledi. Bu insanlardan bazılarının uzun yıllar zindanda kalmanın ve çok kötü koşullarda yaşamanın sonucunda hastalandıklarını dile getiren Olam, bu insanlardan zindanda vefat edenlerin veya tahliyelerinden kısa bir süre sonra acılara dayanamayıp Yüce Rahman'a kavuşanların olduğunu kaydetti.

"FETÖ'nün doksanlı yıllarda işlediği vahşi cinayetler, İslami camialara yönelik kirli kumpaslar bir bir ortaya çıktı"

15 Temmuz darbe girişiminden sonra herkesin FETÖ'nün karanlık yüzüyle tanıştığını aktaran Olam, "FETÖ'nün doksanlı yıllarda işlediği vahşi cinayetler, İslami camialara yönelik kirli kumpasları bir bir ortaya çıktı. Müslüman gençlerin, dindarların o yıllarda nasıl iftiralara uğradıkları, FETÖ polis ve yargısının elleriyle nasıl mağdur edildikleri güneş gibi aşikâr oldu. Devlet yetkilileri, konunun uzmanları, medya organları İslami cemaatlere, özellikle bölgede etkin olan İslami camiaya yönelik kumpasları kabul ettiler, zindanlardaki Müslümanların mağduriyetleri konusunda itiraflarda bulundular. Devletin en tepesinde bulunan ve kendisi de 28 Şubat mağduru olan Sayın Cumhurbaşkanı dahi mütedeyyin, dindar insanların beş, on, on beş yıldır haksız yere hapishanelerde tutuklu olduklarını dile getirdi ve bu insanların mağduriyetlerinin giderilmesi gerektiği yönünde ifadeler kullandı." diye konuştu.

"Aziz kardeşlerimiz bu saatten sonra mevcut iktidarın mağdurudurlar"

Konuşmasının devamında "Tüm bunlara rağmen FETÖ ve 28 Şubat cuntasının mağdur ettiği, zindanlara attığı yüzlerce dindar mahkûmun, Yusufînin zindan çilesi devam ediyor." diyen Olam, şunları söyledi:

"Bu insanların hak taleplerini, adalet isteyen çığlıklarını duymayan kalmadı. Artık FETÖ mensubu hâkim ve savcılar da yok. 16 yıldır iktidarda olanlar bu hukuksuzluğu gidermek için hiçbir girişimde bulunmuyorlar. Yusufîlerin, onların ailelerinin hakkaniyete uygun taleplerini görmezden, duymazdan geliyor, adeta üç maymunu oynuyorlar. Zindanlarda unutulmaya terk edilen Yusufîler çeyrek asırdır haksız ve hukuksuz bir şekilde özgürlüklerinden mahrumdurlar. Hazreti Yusuf gibi zindanı medrese edinen bu aziz kardeşlerimiz FETÖ'nün mağduru değiller artık. Onlar, bu saatten sonra mevcut iktidarın mağdurudurlar."

"Bu insanların haklı taleplerine kulak vermeli, adalet yolunu açmalısınız"

Hükümet yetkililerine seslenen Olam, "Allah aşkına, yıllardır haksız ve hukuksuz bir şekilde zindanda tutulan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarıyla ilgili adım atmanız, girişimlerde bulunmanız çok mu zor? FETÖ'nün en büyük mağdurları olan İslami dava mahkûmlarının yıllardır yaşadıkları zulme neden sessiz kalıyorsunuz? Fesat şebekesi yargıçlarının şantaj ve uydurma belgelerle cezalar verdiğini biliyor olmanıza rağmen, bu konuda şu ana kadar bir şey yapmamanızın büyük bir vebal olduğunu bilmiyor musunuz? Bu kardeşlerimize yönelik esaret zulmüne ortak olmaktan kurtulmak istiyorsanız derhal harekete geçmeli, bu insanların haklı taleplerine kulak vermeli, adalet yolunu açmalısınız. Yoksa yükleneceğiniz büyük vebalin altında kalkamaz ve mazlumların, mağdurların, gözleri yaşlı anne, eş ve çocukların bedduasından kurtulamazsınız. Şu gerçek iyice bilinmeli ki hiç kimse zulümle abad olamaz ve zulmün sonu büyük bir hüsrandır. Zulmedenler, zulme ortak olanlar, zulme göz yumanlar er veya geç bunun bedelini hem dünyada hem de ahrette ödeyeceklerdir." ifadelerini kullandı.

Basın açıklaması yapılan duanın ardından son buldu. (Mehmet Fatih Akgül-İLKHA)
































 

Bu haberler de ilginizi çekebilir