• DOLAR 32.506
  • EURO 34.981
  • ALTIN 2435.104
  • ...
Şehadet haberi bir yıl sonra geldi. BUNUN ADI ÇİN ZULMÜ
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğu Türkistan`ın tanınmış âlimlerinden Abdülkerim Abdülveli (Kerim Qari) Çin hapishanesinde şehid olmasının ardından sonrasında gıyabi cenaze namazı kılındı.

30 yıl boyunca Çin zindanlarında kalan ve bir yıl önce şehid olmasına rağmen ailesine yeni haber verilen Abdülkerim Abdulveli için  Küçükçekmece Fatih Camii`nde gıyabi cenaze namazı kılındı.

Cenazeye Doğu Türkistan Maarif Derneği Başkanı Hidayet Oğuzhan, Doğu Türkistan Alimler Birliği Başkan Yardımcısı Siracettin Azizi, HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük ve şehid alimin çok sayıda sevenleri katıldı.

“QARİ`NİN ŞEHADETİ BU HALKIN İÇERİSİNDEKİ MAZLUMİYETİ ORTAYA ÇIKARIYOR”

Gıyabi cenaze namazı öncesinde konuşan Doğu Türkistan Alimler Birliği Başkan Yardımcısı Siracettin Azizi, "Allah şehidimizin şehadetini kabul etsin. Kerim Qari`nin hayatı Doğu Türkistan`daki diğer alimlerin hayatından farklıydı. Kerim Qari bütün hayatını Allah`ın dini için, halkın imanını kurtarmak için feda etti. Kerim Qari 1990 dan 2017 yılına kadar yaklaşık 30 yıl cezaevinde kaldı. 1980`li yılların başından 1990 yılına kadar birçok farklı yerde davet çalışmaları yaptı. Kerim Qari`nin şehadeti bu halkın içerisindeki mazlumiyeti ortaya çıkarıyor." dedi.

"ALİMLERİN BİRER BİRER YILDIZLAR GİBİ KAYMASINA TAHAMMÜL EDEMİYORUZ"

Doğu Türkistan Maarif Derneği Başkanı Hidayet Oğuzhan ise yaptığı konuşmada, "Doğu Türkistan bugün büyük bir âlimini kaybettik. Uygurların ‘Âlimin ölümü alemin ölümüdür` diye bir atasözleri var. Burada ve farklı ülkelerde muhaceratta bulunanların her gün Doğu Türkistan`da bulunan ailesinden birileri şehit oluyor. Bunun için sadece teselli ve dua ile yetiniyoruz. Başka bir şey yapamıyoruz. Ancak böylesine büyük bir zat, Doğu Türkistan`ın omurgasını teşkil eden ve büyüklerimizin manevi anlamda yaslandığı alimlerin birer birer yıldızlar gibi kaymasına tahammül edemiyoruz. Yüreklerimiz kan ağlıyor. Çok derin kaygı ve yas içerisindeyiz. Bu yıl içerisinde 4 büyük âlimimizi şehid verdik. Bütün dünya buna sessiz kaldı." ifadelerini kullandı.

"BİZ BUGÜN İSLAM DÜNYASININ CENAZE NAMAZINI KILIYORUZ"

Bu günlerde tüm dünyada insan hakları adına toplantıların yapılacağını hatırlatan Oğuzhan, "Hepinizin malumu, bu günlerde bütün dünya insan hakları gününü kutlayacak. Ancak biliyoruz ki Doğu Türkistan`da 70 senedir Çin esareti altında inleyen, asimile edilen, soykırıma tabi tutulan, yüzlerce, binlerce şehit verdiğimiz, izzet ve namusumuza dahi sahip çıkamadığımız ve 40 milyonluk bir nüfusun bu şekilde yavaş yavaş eritilerek yok edilmeye maruz bırakıldığı bu günlerde insan hakları davulunu çalsanız ne olur. Biz bugün aslında üstadımızın gıyabi cenaze namazını değil insanlığın cenaze namazını kılıyoruz. İslam dünyasının cenaze namazını kılıyoruz. Çünkü ruhları, vicdanları ölmüş, birbirlerine sahip çıkamıyorlar. Göz göre göre 40 milyonluk bir nüfus yok olma tehlikesi altında şu anda bütün ümmete haykırıyor." diye konuştu.

"5 MİLYONA YAKIN MÜSLÜMAN BİR TOPLULUK ÇİN`İN NAZİ TOPLAMA KAMPLARINDA İNLEMEKTEDİRLER"

70 senelik esaret boyunca milyonlarca insanın şehid edildiğini söyleyen Oğuzhan, son olarak şu ifadelere yer verdi:

"Toplumda arz etmek istediğimiz insan hak ihlalleri, katliamlar, soykırımlar, asimilasyonlar, kısıtlama ve baskılar bugün yaşamakta olduğumuz insanlık dışı vahşi bir politika önünde hiçbir şeydir. Şuan 5 milyona yakın Müslüman bir topluluk Çin`in Nazi toplama kamplarında inlemektedirler. Bize gelen haberlere göre bir koğuşta 3 ay içerisinde 9 bayan kardeşimiz şehit oldu. Böylelikle Doğu Türkistan`da milyonlarca kardeşimizin kamplarda esir tutulduklarını biliyoruz ve tahminimizce yüzbinlerce insan şehid edilmektedir. Bu konuda İslam dünyası Çin`e ikaz dahi yapmadı. Bizim yüreğimiz parçalanmakta, bu meseleyi Allah`a havale etmekteyiz. Bunun vebalini bütün ümmet hissiz ve şuursuzca üzerinde taşımaktadır. Bunun için şu an Doğu Türkistan`da milyonlarca insanın kurtulması için, kızlarımızın zoraki olarak Çinlilerle evlendirilme ve namuslarının kirletilmemesi için, çocuklarımızın Çinlileştirilerek yok edilmemesi için İslam dünyasının buna dur demesi lazım."

"KÜÇÜK HESAPLAR YAPANLAR MAALESEF DOĞU TÜRKİSTAN`DAKİ ZULME SESSİZ KALIYORLAR"

Hazreti Ali`nin "Zulme mani olamıyorsanız onu herkese duyurun" sözüyle konuşmasına başlayan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük ise şunları kaydetti:

"Bugün maalesef başta ülkemizde olmak üzere bir takım modern kavramlar, modern anlayışların arkasına sığınarak, konjonktürel davrananlar, bir takım küçük hesaplar yapanlar maalesef Doğu Türkistan`daki zulme sessiz kalıyorlar. Bırakın bu duruma engel olmaya, seslerini çıkarma, tepki verme noktasında dahi bir acziyet içerisindeler. Buradan öncelikle Türkiye`deki STK`lara ve halkımıza seslenmek istiyorum. En azından bugün meydanlara inerek, gıyabi cenaze namazında bulunarak bu zulme ortak tepki vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Hükümet bir takım hesaplar üzerinden bunun arkasına sığınabilir. Bunu çok makul da görmüyoruz. Ancak STK`lar hangi hesabı yapıyor bunu anlamıyorum. Aslında bütün konuşmaların vurucu cümlesi, ‘Biz bugün ümmetin cenaze namazını kılıyoruz` cümlesidir. Şehidimizin mertebesi alidir. Biz buna inanıyoruz. Diğer taraftan basına sesleniyorum. Bir kedinin ağaçta mahsur kalmasını dahi haber yapan, insancıl duygularını o kadar ön plana çıkaran basın ve medya maalesef bugün yine körler ve sağırları oynuyor. Kaç yıldır televizyonlarda doğu Türkistan`da yaşanan zulmü anlatan ne belgeseller ne de haberlerde küçük bir alt yazı geçtiğini görmedik. Bu da maalesef basının içerisindeki durumu gösteriyor. Diğer tarafta siyaset yapanlara sesleniyorum. Buyurun ırkdaşsa şehit ırkdaşımız, dindaşsa dindaşımız, neresinden tutarsak tutalım sahip çıkmamız lazım." (İLKHA)

--------------------------------

Sırtımdaki Yük Değil! OĞLUM

2018 yılında hala yolu-köprüsü olmayan bir okulu mu yoksa bir babanın bu soğukta çocuklarını sırtında her gün dereden karşıya taşıma fedakârlığını mı yazsak diye düşündük. Görünen manzara her ne kadar baba için büyük bir yük olarak görülse de babanın içten içe ‘Sırtımdaki yük değil! Oğlum` fedakârlığını da görüyoruz. Babanın da çocukların da tek isteği asma bir köprü yapılması…

Batman`ın Sason ilçe merkezine yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta olan Tekevler (Gûndênû) köyünde yaşayan ve yaşları bir ile 10 arası değişen 5 çocuk babası Ergün Yar`ın (39), çocuklarını derenin karşısına geçirmek için sırtlaması görenleri duygulandırdı. Baba Yar, köy ve Sason merkezi arasından geçen Sason Çayı`nda köprü olmadığı için okula giden 3 çocuğunu her gün Sason Çayı`ndan tek tek sırtında taşıyarak karşıya geçiriyor. Yaz kış demeden çocuklarını sırtlayan baba, çocuklarının eğitimlerinin aksamaması için büyük fedakârlık gösteriyor.

"EĞİTİM ÖĞRETİM HAKKI SASON ÇAYI'NA TAKILMAKTADIR"

En küçük çocuğu anasınıfına, diğer çocukları ise 3 ve 4`ncü sınıfa gittiğini belirten Baba Yar,  “Günde 12 defa çocukları sudan geçiriyorum. Mahallemizde 10 hane ev var. 7 veya 8 öğrenci merkezdeler. Durumları iyidir. Kiralık ev tutmuşlar. Mahallede maddi durumu en düşük aile benim. Çok zor durumdayız. Sason, 1945`ten şimdiye kadar 73 yıldır belediyedir. Gelen gideni aratıyor. Çocukların okuma ve eğitim hakkı var. Eğitim öğretim hakkı Sason Çayı'na takılmaktadır. Yetkililer, Allah rızası için yardım etsin. İnanmayan varsa da gelip baksın. Hiç kimse çıkıp aksini iddia edemez." ifadelerini kullandı. Fedakâr Baba Yar, yetkililerin bir an önce mahallelerine yakın bir köprü yapılması talebinde bulundu. 4`ncü sınıf öğrencisi Cuma Yar, “Her gün okula gitmek için babamızla evden çıkıp çay kenarına gidiyoruz. Babam eğitimimiz aksamasın diye beni ve kardeşlerimi sırtında taşıyor. Mahallemize yakın bir yerde en azından bir asma köprü yapılmasını istiyoruz." dedi. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir