BİNGÖL - Darbenin yapıldığı gün 14 yaşında olan Abdurrahman Anşin (50) İstanbul'a iş bulmak ümidiyle gitmiş. Darbeden habersiz gündüz saatlerinde yolda yürürken askerin 'dur' ihtarı hayatında yeni bir serüvenin başlamasını da beraberinde getirmiş.

32 yıl önce yaşanan hadiseyi hatırladığında gözleri dolan Anşin, bakın yaşadıklarını nasıl anlatıyor: "Öğlenden sonra saat 16.00 sıralarıydı. Yolda sakin bir şekilde yürüyordum. Etrafı kuşatan askerler vardı. O esnada 'dur' ihtarı yapıldı. Ben de tereddüt etmeden bu ihtara uyup durdum. Peşinden silah sesi duydum. Tabi gözlerimi açtığımda yaklaşık altı ay geçmişti. Bu arada beynimin yarısını da kurşun götürmüştü" dedi. Olaydan sonra hiçbir devlet yetkilisinin kapısını çalmadığını söyleyen Anşin, "Sahipsiz bırakıldık" diyerek sitem etti.

"2 Yıl Sonra Yataktan Kalktığımda, Vücudumun Sol Yarısı İşlevsizdi" 6 ay boyunca İstanbul'da komada kaldığını söyleyen Anşin, sözlerine şöyle devam etti: "Devamında ailem beni Bingöl'e getirdi. 2 yıl gibi uzun bir süre yatalak kaldım. Bu süre zarfında tek başıma hiçbir iş yapamıyordum. Kafama aldığım kurşun nedeniyle uzun bir süre hafıza güçlüğü çektim. Kalktığımda ise vücudumun sol yarısı artık işlevsizdi. Beynimin yarısı gitmişti, bakanlar nasıl ölmediğime hayret ediyordu. Öldürmeyen Allah öldürmüyor işte." Anşin, bu olay sonrası uzun bir süre bilincinin yerine gelmediği söyledi.

"Darbenin Bedelini Halen Ödüyorum"
Tedavi olmak için tarla ve hayvanlarını sattığını söyleyen Anşin, "Konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Elde avuçta ne varsa satıp tedavi oldum. Bugün ise elde avuçta bir şey kalmadı. 30 yıl önce yapılan darbenin bedelini halen ödüyorum. Ne gazi sayıldık, ne de mağdur. Beni mağdur edenlerden şikâyetçiyim. Devletin bize sahip çıkmasını istiyoruz" dedi. (Nihat Kanat - İLKHA)