• DOLAR 32.601
  • EURO 34.833
  • ALTIN 2492.704
  • ...
Adana`da 28 Şubat Sürecini Aratmayacak Komplo
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

ADANA - Dernek binası için kiralık yer ararken kurulan komplo sonucu polis tarafından gözaltına alınan Adana İhya Der Başkanı Ekrem Ertaş, bir günlük polis gözaltısının ardından savcılığa bile sevk edilmeden serbest kalırken, kurulan çirkin komplo, basına; Ertaş`ın uyuşturucu ve fuhuş operasyonunda yakalandığı yönünde servis edildi.

Gözaltı olayıyla ilgili İLKHA`ya açıklama yapan Ertaş, yaşananları şu şekilde detaylarıyla aktardı:

Dernek binası için kiralık yer ararken önceden inşaat işlerinden tanıdığı Fikret Ataş ile karşılaştığını belirten Ertaş; "19 Nisan Perşembe günü öğleden sonra, kiralık daire ararken tevafukken rastladığım iki senedir görmediğim ve pek samimiyetimin de olmadığı Fikret Ataş`ı gördüm. Hal hatır sorduktan sonra kendisi bana şimdi hipocuda çalıştığını söyledi. O da beni sordu. Ne yapıyorsun, dedi. Ben de kiralık ev aradığımı söyledim. Bunun üzerine bana, kendisinin yeni bir daire tuttuğunu, tuttuğu dairenin ucuz ve güzel olduğunu söyledi. Ayrıca bu konuda bana yardımcı olabileceğini, tanıdığı bir emlakçının olduğunu söyledi. Bana kendi telefonunu verdi ve o şekilde oradan ayrıldım" dedi.

Gözaltı gününü de detaylarıyla anlatan Ertaş; "23 Nisan pazartesi günü öğle saatlerinde evden çıktım. Çarşıya gittim birkaç esnaf arkadaşa uğradım ve dernek binası için emlakçıları gezdim. Daha sonra huzurevlerinde çalışmakta olan inşaatçı bir arkadaşımın yanına doğru giderken, aynı mahallede oturan Fikret Ataş isimli şahsın orada oturduğu aklıma gelince onu aradım. Ama telefonu Fikret Ataş değil bir bayan kaldırdı. Fikret Ataş`ın orada olduğunu fakat müsait olmadığını söyledi. Ben Ataş`ın bana kiralık ev bulma konusunda yardım edeceğini söyleyince telefondaki bayan, bana gideceğim yeri tarif etti oraya gittiğimde Fikret Ataş`ın evini buldum. Kapıyı çalınca beni Fikret Ataş karşıladı çay içmek için içeriye davet etti. İçeri girip salonda oturunca içeri tesettüre uygun olmayan başı açık bir bayan girdi. Ben onu görünce ayağa kalktım izin istedim. Fikret Ataş`a bu konuda hassas olduğumu biliyorsun, dedim o esnada bunları konuşurken kapı çalındı ve polis eve baskın yaptı" dedi.

Polis baskının oluş şekline dikkat çeken Ertaş; "Polisler kalabalık bir şekilde ellerinde kameralarla içeri girdiler. Ama giriş esnasında hazırlıklı oldukları belliydi, bizi evin küçük odasına aldılar. Bu arada kamera ilk andan itibaren bizi çekip bayanları da benim tarafıma doğru itip o şekilde görüntü alamaya çalışıyorlardı. Daha sonra evi aradılar. Tabi bu arada bayanlardan biri evine geldiğim Fikret Ataş`ın eşi diğeri de baldızıymış (Elmas K.) bu bayanın çantasında bir gram esrar ile kuru sıkıdan bozma silah çıktı. Bana da 150 kilo esrarın nerede olduğunu, nereye sakladığımı sordular. Ben de bunlarla benim işimin olmayacağını, İslami bir sivil toplum kuruluşunun başkanı olduğumu belirttim. Bu konuşmaların ardından polisler emniyete gideceğimizi ifade verdikten sonra muhtemelen serbest bırakılacağımızı nitekim 1 gram esrardan bir şey çıkmayacağını, yaptıkları aramada evde de gelen ihbarla ilgili 150 kilo esrar çıkmadığını görünce ihbarın asılsız olduğunu söylediler."dedi.

Baskın sırasındaki muamelelerden bir komplo ile karşı karşıya kaldığını fark ettiğini belirten Ertaş; "Daha sonra evden çıkartıp bizi adli tıpa götürdüler. Sadece çantasında silah ve esrar çıkan bayanı adli tıpa çıkardılar. Bizi çıkartmadılar. Bizi, siz gözaltında değilsiniz sadece ifadenize başvuracağız, dediler. Emniyete gittik orada bir hareketliliğin olduğunu fark ettim. Hatta narkotikteki polislerin, `Ne oluyor? Bir gram esrardan dolayı bu kadar hazırlık niye?` şeklinde kendi aralarında konuştuklarına şahit oldum. Bunu üzerine ben kendimce bunun bir komplo olduğunun kanaatine vardım. Çünkü bunu medyatikleştirme çabası içerisine girdiklerini gördüm. Çantasında esrar bulunan kadına değil de en çok bana odaklandıklarını gördüm. Emniyetten çıkarılırken arkadan iki elimi kelepçelediler. Polislere yelek giyme konusunda uyarılar geliyordu. Benim de en önde götürülmem için talimat veriyorlardı. O şekilde emniyetten çıkarıldık. Emniyetten çıkarken de bütün medyanın oraya çağrıldığını gördüm. Uzun bir şekilde yürütüldüm. Medyanın iyi görüntü alabilmesi için arabayı uzağa park etmişlerdi. Arabaya bindirilirken gazetecilerin, "fuhuş yaptığınız için mi alındınız?" gibi sorular sorunca ben bunun emniyetten gazetecileri fuhuş operasyonu olarak lanse ettiklerini fark ettim. Çünkü sorular o yönde soruluyordu" dedi.

Bir günlük polis gözaltısının ardından savcılığa bile sevk edilmeden serbest kaldığına dikkat çeken Ertaş; "Savcılığa çıkartılmama bile gerek duyulmadan polis tarafından bırakıldım. Ama kurulan komplo ile basına uyuşturucu ve fuhuş operasyonunda yakalandığım izlenimi verilmek istendi. Bu şekilde şahsım üzerinden İslami STK`ların töhmet altında bırakılmak istendiğine inanıyorum. Bu iftiralar benden çok İhya Der ve camiamıza yönelik bir yıpratma ve imha çalışmasıdır. Zaten olayın gelişimi ve basına servis edilişi bunu açıkça gösteriyor" dedi.

Komplonun 28 Şubat sürecini aratmayacak şekilde planlandığını belirten Ertaş, "Bu iftiranın asılsız bir komplo olduğunu tüm Müslümanların bilmesini istiyorum. "Bu tür iftiralar Hz Yusuf ve Hz Aişe`ye atılmış ve hedefine hiçbir zaman ulaşamamıştır. Allah`ın izniyle bu iftira da amacına ulaşamayacaktır. Bu konuda Allah`a inancımız tamdır. Ayrıca polis tarafından benim için Hizbullah lideri uyuşturucu ve fuhuş operasyonunda yakalandı şeklinde basına servisler yapıldı. Bu tamamıyla iftiradır ve belli mihrakların oyunudur. 28 Şubat`ın aktörlerinin bir bir gözaltına alındığı şu günlerde 28 Şubat olaylarından farksız düzülen bu komplo aynı sürecin devam ettiğini ve bitmediğini o günün aktörlerinin yerine yenilerinin geçtiğini gösteriyor."dedi.

(Ayhan Kaya - İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir