• DOLAR 32.507
  • EURO 34.972
  • ALTIN 2429.722
  • ...
Çalışan kalpte bypass cerrahisinin 10 yararı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Çalışan kalpte bypassın, kalbi durdurmadan ve hastayı kalp-akciğer pompasına bağlamadan gerçekleştirildiğini söyleyen Memorial Dicle Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü'nden Profesör Doktor Muzaffer Bahçivan, çalışan kalbe bypass hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Çalışan kalbi bypass ameliyatı sırasında özel yöntemler kullanıldığını ve sadece üzerinde çalışılacak kalp bölgesinin hareketlerinin azaltıldığını belirten Bahçivan, "Bu sırada kalp, hem vücuda hem de kendisine kan pompalamaya ve yaşam için gerekli fonksiyonu oluşturmaya devam etmektedir. Kalp- akciğer pompasının kullanıldığı ve geçici olarak kalbin durdurularak devre dışı bırakıldığı "açık kalp ameliyatları" günümüzde güvenle uygulanmakta ve hastaların bazı olası risklere maruziyetleri, alınan önlemler ile en aza indirilmektedir. Çalışan kalbe bypass işlemiyle de bilinç bozuklukları, davranış değişiklikleri, böbrek yetersizliği, karaciğer enzimlerinin yükselmesi, mide ve bağırsak hareketlerinin azalması gibi riskler minimum düzeye çekilmektedir." dedi.

"Uygun hasta seçimi önemli"

Uygun hasta seçiminin önemli olduğuna değinen Bahçivan, "Kalp kasılma fonksiyonları ileri derecede azalmış, kalpak ciğer pompasını tolere edemeyecek hastalarda, daha önceden felç veya geçici iskemik atak (mini-felç) geçirmiş kişilerde, ileri derecede böbrek yetersizliği olanlarda, kronik akciğer hastalığı bulunanlarda, tedavi olan veya tedavi edilmiş kansere yakalanmış hastalarda, 70 yaş ve üstü hastalarda uygulandığında, hasta için yararlı ve başarılı sonuçlar sağlamaktadır. Çalışan kalpte bypass uygulaması cerrahi sırasında ve sonrasında hastaya konforlu bir iyileşme süreci de sağlamaktadır." ifadelerini kullandı.

"Kalp fonksiyonlarının daha iyi korunmasını sağlar"

Kalpte bypassın vücut için yararlarına vurgu yapan Bahçivan, son olarak şunları kaydetti:

"Kalpte bypass, kalp fonksiyonlarının daha iyi korunmasını sağlar. Özellikle riskli hastalarda ameliyat başarısını artırır. Hastanede kalış süresini azaltır. Yoğun bakımda kalış ve solunum cihazına bağlı kalma süresini azaltır. Hastanın ameliyat sonrası iyileşme süresini kısaltır. Ameliyat sonrası halsizlik ve iştahsızlık gibi şikâyetleri azaltır. Akciğer, böbrek ve karaciğer yetmezliklerinin görülme ihtimalini en aza indirir. Bazı davranış bozuklukları ve felç şeklinde ortaya çıkan beyin hasarı risklerini azaltır. Kalbin kan ihtiyacını en aza indirir. Göğüs kesilerindeki, enfeksiyon risklerinin azalmasını sağlar." (Muhammed Said Aksoy - İLKHA)


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir