• DOLAR 32.6
  • EURO 34.837
  • ALTIN 2502.485
  • ...
Sokaktaki hayâsızlık camilere mi taşınmak isteniyor?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde bulunan Ulu Camii ile Hazreti Süleyman Camii gibi tarihi mabetlere giren bazı kadınların, adap kurallarına uymayarak, yarı çıplak bir halde cami içinde gezmeleri tepki çekiyor.

Uygunsuz kıyafetlerle avluya, sonrasında cami içine kadar gittikleri gözlenen kadınların, namaz kılanlara aldırmayıp dikkatlerini dağıtarak gezmeleri ve selfie yaparak fotoğraf çekmeleri, İslami adaba uymuyor.

İslam fıkhına göre, mahrem yerleri açıkta olanlar, cünüp halde bulunanlar ile kâfirler, "Allah'ın evi" olarak tabir edilen cami ve mescitlere giremiyor. Hayızlı ve lohusa kadınların da zaruri durumlar dışında camilere girmeleri caiz değil.

Bazı kadınların, bu kaidelerin dışında hareket ederek camilere girmelerine engel olunmaması, akıllara "Sokaktaki hayâsızlık bilinçli olarak camilere mi taşınmak isteniyor?" sorusunu getiriyor.

Bilindiği üzere, birçok tarihi camiye girişte kıyafetlerin İslam adabına uygun olup olmadığına bakılıyor. Kadın ya da erkek olmaları fark etmeksizin uygunsuz kıyafet giyenlerin, avluya dahi girmesine izin verilmiyor.

Sultanahmet ve Süleymaniye gibi tarihi camilere uygunsuz kıyafetle giden kadınlar, "örtü-kıyafet" kullanıyorlar. Vücudu kollarla birlikte baştan aşağıya kaplayan bu kıyafetin, başörtüsü olarak kullanılan "kapüşon" şeklinde bir parçası da var.

Ziyaretçiler, söz konusu camilerde istedikleri her alana gidemiyorlar. Kendileri için çizilen sınırın dışına çıkamıyor ve ibadetlerini yerine getiren Müslümanlara engel olmuyorlar. Ancak Diyarbakır'daki tarihi camilerde kadınlar, uygunsuz vaziyette istedikleri yere girip çıkabiliyorlar.

Ziyaretçilerin kılık kıyafetlerinin cami adabına uygun olmaması nedeniyle yapılan şikâyetleri dikkate alması gereken Diyarbakır İl Müftülüğünün de böylesi uygulamayı getirmek için proje geliştirmesi elzem olarak görülüyor.

Allah'ın evi olan camilere girişte edep ve adap kurallarına riayet edilmesi gerektiğini belirten bölgenin saygın âlimleri, yetkililerin bu hususta çalışma yapmalarını istediler.

Konuyla ilgili görüştüğümüz İttihadul-Ulema Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, camilerin Allah'ın evi olduğunu ve orada kötülük namına fiillerin işlenmemesi gerektiğini söyledi.

Kılıçarslan, "Camiler, insanların ibadet etmesi için yapılır. Bir hadis-i şerifte, camileri ziyaret edip ibadet edenin Allah'ı ziyaret etmiş sayılacağı belirtiliyor. İslam şeriatında camilerin çok fazla nakışlı yapılması ve dikkat çekmesi bile mekruh görülüyor. Allah ile insanın irtibatını sağlayan ibadet namazdır. Hoparlörle seslendirilen ve namaz ehlinin Allah ile irtibatını zedeleyecek tespihat dahi bu durumda haram olur. Kadın, tesettürsüz ve çıplak olarak camiye girerse zaten bütün insanların dikkati üzerlerine gider ve insan ibadetinden gafil kalır. Cami, kâfirlere ve cenabet olanlara yasaktır. Nifas ve hayız halindeki bayanlar camilere giremezler. Allah'ı tanıyan, peygamberi ve camilerin manalarını bilen mümin insanlar camilere girebilir." dedi.

"Camileri bozmak istiyorlar"

Günlük hayatın birçok alanında hayâsızlığın yayıldığını dile getiren Kılıçarslan, şunları söyledi:

"Zaten cadde, sokak ve çarşılarda insanları dalalete götürecek kadar uygunsuz görüntüler var. Hayâsızlık, hayatın birçok alanına yayılmış durumdadır. İstiyorlar ki camileri de bozsunlar. Camilerde insanların dikkatini bozup, ibadetlerini bozmak istiyorlar. Kadın yarı çıplak bir halde camiye girdiği zaman ibadet yapan insan nasıl ibadet yapacak? Allah'ın huzuruna girecek ve diğer taraftan haramı seyredecek. Böyle şey olur mu? Bir genç, camide açık ve dar giyinmiş bir bayanı görse ve şehvet alsa Allah'ın huzuruna nasıl huşuyla gidebilir ki? Camilere, uygun olmayan kıyafetlerle ve yarı çıplak girenler için önlem almak başta Diyanet İşleri Başkanlığı ve müftülüklerin görevidir. O camide bulunan imamlar da bundan mesuldür."

"Camilerimiz de elimizden gitse hiçbir şey kalmaz"

Hazreti Muhammed'in, Deccal fitnesinin her yere gireceğini ancak camilere giremeyeceğini söylediğini aktaran Kılıçarslan, "Bunlar, bu fitneyi camilere de taşımak istiyorlar. Zaten elimizde camiler kalmış. Camilerimiz de elimizden gitse hiçbir şey kalmaz. Bu durum, İslam dinine hürmetsizliktir. Bayanların çıplaklık ve hayâsızlığı büyük bir afet ve musibettir. Milletimizin arasına Yahudilerden gelen bu hayâsızlığa devlet de önlem almıyor. Bugün bu fitne zirveye çıkmış. Peygamber Efendimiz, üç şeyi yapan memleketlerin sayısız sayıda musibetlere duçar kalacağını bildiriyor. Zina yayılınca; Allah muhafaza zina, bugün alabildiğince işleniyor. Bugünkü çıplaklık bunun göstergesidir. Zekât verilmeyip, faiz yayılınca. Bugün bu üç husus da zirvede işleniyor." şeklinde konuştu.

"Müslümanlar, kendilerini bu fitneden muhafaza etmeye çalışmalı"

Kılıçarslan, müftülüklerin, söz konusu haramlara karşı önlem alması gerektiğini sözlerine ekleyerek, "Müslümanlar da kendilerini bu fitneden muhafaza etmeye çalışmalıdırlar. Elimizde kalan camilerimizde de ibadet şuuru bozulursa Allah, musibetleri başımıza yollayacak. Yanı başımızdaki memleketlerin başına gelen afetler ve musibetler, Allah dini için gevşek davranmaları, Allah'ın emrini yerine getirmemeleri, Müslümanların mukaddesatına hakaret edilince ses çıkarmamalarındandır. Camilerimize, dinimize, mukaddesatımıza, Kur'an'ımıza terbiyesizlik ve edepsizlik yapılınca susarsak Allah muhafaza bizim de başımıza afetler ve musibetler gelebilir." ifadelerini kullandı. (Hamza Adiyaman, Emrah Deniz - İLKHA)




















 

Bu haberler de ilginizi çekebilir