• DOLAR 32.496
  • EURO 34.883
  • ALTIN 2485.436
  • ...
Siyonist`in güvenliği için katil korunuyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dış Haberler Servisi

Gazeteci Cemal Kaşıkçı`nın İstanbul`daki Suudi Arabistan konsolosluğunda öldürülmesinin 17. gününde gelen itirafa, ABD Başkanı Donald Trump destek verdi. Suudilerin itirafının ardından verdiği ilk demeçte, açıklamayı “güvenilir” bulan Trump, sonraki demeçlerinde de itiraf niteliğinde ifadeler kullandı. Trump, son açıklamasında ise Suudi Arabistan`ın kendilerinden silah satın almasını övdü ve "Orada İsrail'i korumaya yardım edecek başka kimsemiz yok" dedi.

BİN SELMAN`IN SUÇSUZ OLDUĞUNU SAVUNDU

Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi konusunda ABD yönetiminden hiç kimsenin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı suçlamadığını belirten Trump, Selman'ın liderliğinden övgüyle söz etti.

Selman'ın "ülkesini sadakatle seven, çok iyi kontrole sahip, güçlü bir kişi olduğu" yorumunu yapan Trump, Selman'ın yerine başka bir liderin gelmesini tercih etmeyeceğini kaydetti.

ABD Başkanı Trump, Washington yönetiminin Suudi Arabistan'a yaptırım uygulayıp uygulamayacağına ilişkin soruya da bu konuda bir şey söylemek için çok erken olduğu yanıtını verdi.

“İSRAİL'İ KORUMAYA YARDIM EDECEK BAŞKA KİMSEMİZ YOK”

Trump, röportaj sırasında sıklıkla ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ekonomik ilişkilere ve Bin  Selman'ın bu ilişkideki rolünün önemine işaret etti.

Suudi Arabistan'ın ABD'den silah satın almasını öven, petrol fiyatlarına ve İran'ı "köşeye sıkıştırmaya" atıfta bulunan Trump, "Orada İsrail'i korumaya yardım edecek başka kimsemiz yok." ifadesini kullandı.

ABD Başkanı, daha önce de konuya ilişkin çarpıcı ifadeler kullanmıştı. Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı`nın öldürülmesini itiraf etmesinin ardından Trump, verdiği ilk demeçte, açıklamanın "güvenilir" olduğunu savunmuş ve bunu “ilk büyük adım” olarak nitelendirmişti.

‘Öldürdük ama cesedin nerede olduğunu bilmiyoruz`

Öte yandan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, Kaşıkçı'nın ülkesinin İstanbul konsolosluğunda öldürüldüğünü ancak nasıl öldürüldüğünü ve cesedin nerede olduğunu bilmediklerini iddia etti.

Cubeyr, ABD'nin Fox News haber kanalına yaptığı açıklamada, Kaşıkçı`nın ölümünde ismi geçen kişilerin Bin Selman'a yakın kişiler olmasına rağmen Bin Selman'ın olaydan nasıl habersiz olabildiğine ilişkin soru üzerine, bu isimlerin Veliaht'a yakın olmadığını iddia etti.

Cubeyr, "Veliaht Prens söz konusu iddiaları yalanladı ve bundan haberi yoktu. Olaydan üst düzey istihbarat yetkilerinin de haberi yoktu. Bu kişiler güvenlik meseleleriyle ilgilenen normal güvenlik elemanlarıydı. Bu şahısların yetki ve sorumluluklarını aştıkları bir operasyondu. Kaşıkçı'yı konsoloslukta öldürerek hata yaptılar ve bunu saklamaya çalıştılar." ifadelerini kullandı.

60 YAŞINDAKİ YAZAR 15 GÜVENLİKÇİYE NASIL DİRENDİ?

Cubeyr, 60 yaşındaki bir yazarın, 15 güvenlik görevlisine nasıl direndiğine ilişkin soruya ise "Olay olduğunda 15 kişinin hepsinin konsoloslukta olduğuna inanmıyorum. Bu gruptaki kişileri inceliyoruz, nasıl bir araya geldiklerini araştırıyoruz." yanıtını verdi.

"BU ÇOK KÖTÜ BİR HATAYDI"

Cubeyr, "Bu çok kötü bir hataydı. (Ailesine) Taziye dileklerimizi iletiyoruz, acılarını paylaşıyorum. Keşke bu önlenebilseydi. Ancak çok büyük bir hata yapıldı. Eminim bunun sorumluları cezasını çekecek." dedi.

Cubeyr`in “hata” olarak nitelendirdiği meselenin cinayet mi yoksa cinayetin alenen gerçekleştirilmesindeki acemilik mi olduğu ise bilinmiyor.

"CESEDİN NEREDE OLDUĞUNU BİLMİYORUZ"

Suudi güvenlik güçlerinin Kaşıkçı'nın konsolosluktan çıktığına ilişkin kendilerine rapor vererek yanılttıklarını da öne süren Cubeyr, Türkiye'den gelen bilgilerin bunun aksi yönde olması üzerine soruşturma açtıklarını söyledi.

Cubeyr, "Soruşturma neticesinde Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürüldüğünü ortaya çıkardık. Nasıl öldürüldüğünü ve cesedin nerede olduğunu bilmiyoruz." diye konuştu.

Suudi kraliyet ailesinden kaşıkçı ailesine başsağlığı

Suudi Arabistan Kralı Selman ile Veliaht Prens Bin Selman, öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ailesine başsağlığı diledi.

Suudi Arabistan haber ajansı SPA'ya göre, Kral Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın oğlu Salah'ı telefonla arayarak taziyede bulundu. Kral Selman ve Prens Bin Selman, Salah'la ayrı ayrı gerçekleştirdikleri görüşmelerde, Kaşıkçı ailesine ve yakınlarına en içten başsağlığı dileklerini iletirken, Salah da onlara teşekkür etti.

Üç ülkeden ortak bildiri: Bir daha yapmayın!

İngiltere, Almanya ve Fransa, Suudi Arabistan'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili açıklamasına ilişkin ortak bir bildiri yayımladı. Cinayetin en güçlü şekilde kınandığı bildiride, “böyle utanç verici bir olayın asla tekrarlanmayacağı” umulduğu belirtildi.

İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Suudi Arabistan'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin açıklamasına dair ortak bir bildiri yayımladı.

Bildiride, "2 Ekim'de tam olarak ne olduğunun aydınlatılmasına acil ihtiyaç var. Suudi soruşturmasında şimdiye dek sunulan hipotezlerin inandırıcı olması için olgularla desteklenmesi gerekiyor" ifadeleri kullanıldı.

"EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE KINIYORUZ"

Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda vahşi bir şekilde hayatını kaybettiğinden uzun süredir korkulduğu ancak bunun doğrulanmasının yine de bir şok etkisi yarattığı belirtilen bildiride, "Hiçbir şey bu cinayeti haklı gösteremez ve biz bunu en güçlü şekilde kınıyoruz." denildi.

‘BİR DAHA TEKRARLANMASIN!`

"Suudi Arabistan'ın ilk bulgularını paylaştığı açıklamasını not ediyoruz." denilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"Ancak 2 Ekim'de tam olarak ne olduğunun aydınlatılmasına acil ihtiyaç var. Suudi soruşturmasında şimdiye dek sunulan hipotezlerin inandırıcı olması için olgularla desteklenmesi gerekiyor. Gerçeğin kapsamlı, saydam ve inanılır bir şekilde ortaya çıkarılması için çaba gösterilmesine yönelik ihtiyacın ve beklentinin altını çiziyoruz. Ne olduğuna dair daha fazla açıklamanın inanılırlığına ve böyle utanç verici bir olayın asla tekrarlanmayacağı ve tekrarlanamayacağına dair inancımıza dayalı olarak nihai kararımızı vereceğiz."

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir