• DOLAR 34.691
  • EURO 36.686
  • ALTIN 2970.204
  • ...
Suriye ile Çeçenistan Diktatörleri Arasında Ne Fark Var?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Riyad Makayev / Analiz
 
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlığını ilan eden Çeçenistan, yaklaşık 4 yıl boyunca bağımsız bir devlet olarak kaldı. Yaşanan iki savaş Çeçenistan gibi küçük bir devlet için çok yıkıcı ve büyük bedellere mal oldu. Tüm dünya önünde ‘dur’ diyen hiç bir mekanizma olmadan Rusya; ‘benim iç meselem’ diyerek Çeçen halkına bir soykırım uyguladı. Halen Çeçenistan’da bağımsızlık mücadelesi devam ettiren gruplar ve siyasi oluşumlar mevcuttur. Ama bunları gören ve dinleyen hiç kimse yok. Sesini duyurmak için elinden geleni yapan mücahitler, İslam dünyasının yardımından mahrum bir şekilde mücadelelerini sürdürmektedirler. Bu, İslam dünyasının tamamen yanlış bilgilendirilmesinden kaynaklanan bir durumdur.
Çeçenistan son 15 sene içerisinde yaklaşık 350 bin insanını kaybetti. Bir de Çeçenistan’dan Avrupa’ya mülteci olarak gidenlerin sayısı hala net olarak bilinmemekle beraber göç devam etmektedir. Çeçenistan’daki zor şartlar yüzünden aileler hayat mücadelesi verebilmek adına Avrupa’yı tercih ediyorlar. Hâlbuki Çeçenistan gibi bir memleketten, insanların İslam ülkelerine göç etmesi gerekirdi. Ama şartlar öyle oluştu ki halkı Müslüman ülkeler Türkiye başta olmak üzere Çeçenleri mülteci olarak kabul etmiyor. Türkiye’de bulunan Çeçen aileler halen misafir olarak geçici vizelerle hiç bir hakka sahip olmadan hayat mücadelesi veriyorlar. Çok eski değil, 2000 yıllarında Çeçenistan davasına müthiş bir destek veren Türkiye, bugün tam aksine Rus yanlısı ve Çeçen halkına hainlik yapan Kadirov’u muhatab almaya başladı.

TÜRKİYE’NİN BU TAVRI ANLAŞILABİLİR DEĞİL

Acı verici olan şey Türkiye’nin muhatab aldığı Rus yanlısı hükümeti temsil edenler, halkın yarar ve zararını, dost ve düşmanı bilmeyecek kadar cahil veya hainlerden oluşan insanlardır. Kadirov’un Türkiye’de taşeronluğunu yapan ve Türkiye’ye davet eden Sivas Dernek Başkanı Ayhan Ergüven, Türkiye Demir Yollarında makinist olarak çalışan bir memur. Tamamen kendi çıkarı için hareket eden Sivas Çeçen Derneğinin Başkanı, eskiden Bağımsız Çeçenistan taraftarıyken nedense ani bir manevra yaparak saf değiştirmiş. Geçen hafta Sivas’a gelen heyet arasındaki Rus yanlısı Çeçenistan Başkanı Yardımcısı olarak tanıtılan Emruddin Edilgiriev ise Başkan yardımcısı değil sadece Çeçenistan’da cami yapan “Meçet Stroy” firmasının Başkanı ve tabi ki Kadirov’un kuzeni.

Hiç bir ideale göre hareket etmeyen bu insanların Türkiye’de Ak parti gibi bir iktidar tarafından kabul görmeleri ve o insanlara itibar göstermesi çok acı verici. Çeçenistan’da Türklere gülen, yerine göre inşaatçıları rehin alan, istedikleri zaman döven ve ülkesinden kovan insanlarla bir araya gelmek, onlara hediyeler dağıtmak, aziz Çeçen şehitlerin kanı üstüne yemin eden Türkiyeli Müslümanlar ve Çeçen halkına ve mücadelesine ihanet değil midir?
Bugün Ak parti ve Müslümanların kahir ekseriyeti tarafından kanlı diktatör olarak kabul edilen Beşar Esed ile Kadirov arasında acaba ne fark vardır? Beşar’ın yapmadığı bazı melanetleri Kadirov yaptığı halde kimse sesini çıkarmıyor? Acaba Beşar Esed, Ramazan Kadirov gibi kendi babasını öldürenlerle işbirliği yapar mıydı? Acaba Beşar, 250 bin insanını göçe zorluyor mu? Suriyeli kızları top model yarışmalarına sokuyor mudur? Hayır, hiç zannetmiyorum. Acaba Beşar Esed ve Kadirov arasında ne fark vardır? Hiç fark yoktur. İkisi de eli kanlı, kendi menfaat ve çıkarları için bir halkı öldürecek kadar gözü dönmüş insanlardır.

TÜRKİYE, ÇEÇENLER KONUSUNDA NEDEN ÇEKİNİYOR

Türkiye Beşar Esed’ten babasının da hesabını sormaya çalışırken, acaba Kadirov’dan ve babasının yaptığı zulümden ne zaman hesap sorabilecek? israil’e kafa tutarken kendine has dış politikasını yürütürken, acaba Rus yanlısı ve kendi halkının düşmanı olan, İslam’la istediği gibi oynayan Kadirov’a ‘hayır, benim ülkeme gelemezsin’ veya kendi Kadirov ile işbirliği içinde olan vatandaşlarını bir çift sözle uyaramaz mı? Acaba Türkiye’nin çekindiği veya korktuğu bir şey mi var? Neden Türkiye, Çeçen Cumhuriyetinin halk tarafından seçilen ve şimdi muhalefete düşen insanlara Türkiye’ye giriş izni vermiyor? Suriye’den gelen mültecilere -haklı olarak- tüm imkanlarını seferber ederken; sokak ortasında vurulan, metruk kamplarda yaşam mücadelesi veren Çeçenlere neden sahip çıkılmıyor? Rusya mı daha güçlü yoksa Allah Teala ile aralarında perde olmayan yetimlerin, oğullarını, kocalarını şehit veren anne ve dulların duası mı daha güçlü? Hz. Peygamber Efendimiz aleyhisselatu vesselam, Mazlumun duasından korkun, çünkü o tez kabul olunan duadır”, demiyor mu? Acaba Türkiye’de zor şartlarda geçinen ve Kadirov’un zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan Çeçen anneler, bu hain katilleri görünce bunları kabul eden ve bunlara hediyeler dağıtan ve bunlarla beraber kahkaha atan insanlara nasıl bakarlar?

KADİROV MU DAHA ZALİM YOKSA ESED Mİ?

Suriye’deki zulüm tüm televizyon ve gazetelerde gündeme getirilirken Çeçenistan’daki zulme gözlerini kapatanlar, insanlara ve Allah’a nasıl hesap verecekler? Acaba Kadirov daha medenice mi insanları öldürüyor ve zülüm ediyor? Eğer Suriye’ye yöneltilen kameralar Çeçenistan’a yöneltilirse eminim ki Beşar Esed unutulur. İnsanlar şaşırıp kalacaktır. Güllük gülistanlık olarak sunulan Çeçenistan’da her gün insanlara işkence ediliyor, öldürülüyorlar. Bu zulüm, petrol ve doğalgaz için değil, Müslüman olduklarından ve İslam’ın emrettiği gibi bir yaşam istediklerindendir. Son sözümüz, Kadirov mu daha zalim yoksa Esed mi? Elbette ki ikisi birbirinden zalim, ama niye biri görülüyor da öbürü görülmüyor.
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir