• DOLAR 32.595
  • EURO 34.883
  • ALTIN 2505.231
  • ...
"Benim için dua edin ki Allah yolunda şehid olayım"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Van'da 17 Ekim 2014 tarihinde akşam saatlerinde evine giderken arkasından yaklaşan PKK'liler tarafından vurularak şehit edilen M. Latif Şener, şehadetinin beşinci yıldönümünde ailesi ve sevenleri tarafından rahmet ve minnetle yâd ediliyor.

M. Latif Şener'in ömrünü daima İslami hizmetlere adadığını söyleyen Şener Ailesi, bunu hazmedemeyen PKK'nin, 6-8 Ekim sürecini fırsat bilerek kendisini katlettiğine dikkat çekti.

İLKHA'ya konuşan M. Latif Şener'in oğlu Müslüm Şener ve kızı Fatma Şener, sürekli olarak PKK tarafından tehdit edilen babalarının, hiçbir zaman örgüte taviz vermediğini anlattı.

"Bir akşam namazı vakti babamı şehit ettiler"

Şener, "Babam İslam düşmanı PKK'ye karşıydı. Bunların halkımıza bir faydasının olmadığını, topluma zarardan başka bir şey getirmediklerini söylerdi. Babam onlara karşı İslami bir duruş sergilediği ve bundan taviz vermediği için PKK'nin infaz listesine kondu. En son dağdaki ekipleri, şehir yapılanmasına görev vermiş, babamın şehit edilmesine dair haber göndermişler. Babam esnaftı. Üç gün boyunca babamı takip altına almışlar, eve gelirken, işe giderken hangi güzergâhı kullanıyor diye. 17 Ekim 2014 tarihinde, bir cuma günü, eve yakın harabe yerler var, gece orada gizlenip, babam oradan geçerken arkasından babama ateş ederek ensesinden vuruyorlar. Bir akşam namazı vakti babamı şehit ettiler. Patika bir yol olduğu için kimse görmüyor. Vurulduktan beş dakika sonra amcamın oğlu oradan geçiyor, babamın yerde olduğunu görünce hemen beni aradı. Telefonda babamın bayılıp yere düştüğünü söyledi. Ben olay yerine vardığımda ambulans da gelmişti, babamı hastaneye götürdük. Hastanede vurulduğundan haberimiz yoktu, bayılmıştır diye düşünüyorduk. Çekilen filmde yakın bir mesafeden ateş edildiği için mermi kafasında ezilmişti ve doktor bize kafasında ufak bir kitle olduğunu söyledi. Yapılan otopsiden sonra mermi olduğu anlaşıldı ve babamı şehit ettiklerini o zaman anladık." diye konuştu.

"6-8 Ekim'de devlet PKK'den bilinçli bir şekilde el çekti ve Müslüman halk yalnız kaldı"

PKK'nin bu ülkeye maddi ve manevi zararları olduğunu ve herkesin örgütün halka bir fayda sağlamadığını bildiğine dikkat çeken Şener, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"PKK, Batı'nın aklı ile hareket eden zalim bir örgüttür. Bunların Müslümanlıkla, İslam'la, halkla bir ilgisi yok. Sadece kendi menfaatleri ve Batı'nın bunları kandırmasıyla mazlum halka zarar verdiler. 6-8 Ekim'de FÖTÖ terör örgütünün emniyete, askeriyeye yerleştirdiği yetkili adamların kararlarıyla devlet bunlardan bilinçli bir şekilde el çekti ve Müslüman halk yalnız kaldı. Müslüman halk Allah'tan başka kimseden korkmadığı için bu zalimlerin karşısında durdu ve onlara karşı mücadele etmeye başladı. Benim babam da bunlardan biriydi. Yıllarca onlara karşı mücadele ediyordu. Çocukların dağa götürülmemesi için sürekli çalışıyordu. Mazlum halkı sömürmeleri için, mağdur halktan haraç ve rüşvet almamaları için yıllarca onlara karşı durdu."

"Şehadetinden önce babam sık sık tehdit ediliyordu"

Şehid M. Latif Şener'in PKK'liler tarafından sürekli tehdit edildiğini söyleyen Şener, "Birkaç defa babamın dükkânına gidip babamı tehdit etmişler. Yolda giderken arabalarına alıp ikazlarda bulunmuşlar. Dağdan gelip babamın dükkânında babamı tehdit ederken ses kaydı aldıkları bile oldu. Babam yapılan tehditlere rağmen onlara karşı mücadele ediyordu ve Allahtan başka kimseden kokmuyordu. Bir süre sonra babamın mücadelesinden vaz geçmediklerini görünce, kendisini halkın gözünden düşürmeye çalıştılar. Belki halk, babamı, tabir yerinde ise bir öcü olarak görür de babama olan güven ve itibarları azalır. Ama halk babamı tanıdığı için yine babamın yanında durmaya başladı. Babam PKK tarafından şehit edilince PKK'ye sempati duyan binlerce kişi, PKK'ye tepki gösterdi. Onların kendi insanları bile onları eleştirdi. Çünkü babam dükkânda olsun, evde olsun daima garibanın yanındaydı, mazlumun yanındaydı, komşularını daima sorardı, akrabalarına sürekli ziyarette bulunurdu. Karşıdaki insan Müslüman ise yeterli olurdu babam için. Her zaman o insanın yanında ve arkasında olurdu benim babam. Öyle güzel bir yüreği vardı ki küskünleri ve dargınları barıştırırdı. Allah'ın dinine uyan ve bir Müslüman'ın yapması gerekenleri yapardı babam. Yaşadığı İslami yaşantısı ve güzel huyu PKK'lerin gözüne battığı için 70 yaşında ki bir adama tahammül edemediler, o yaştaki bir adamı bile şehit ettiler." ifadelerini kullandı.

"Babam gördüğü herkesten şehit olmak için dua isterdi"

"Babam gördüğü herkesten şehit olmak için dua isterdi." diyen Şener, "Babam hiçbir zaman yapılan tehditleri umursamazdı. 'Bir canımız var o da Allah'ın belirlediği günde alınacak.' diyordu. Gördüğü herkesten 'Benim için dua et, Allah için şehid olayım.' diye dua isterdi. 'Günüm gelmişse yatakta uyuklayarak ölmeyeyim, Allah için kanım dökülsün öyle öleyim.' diyordu. Babamın şehadetinden sonra ben ve kardeşimi de aradılar ve tehdit içerikli sözler kullandılar ama biz babamızla gurur duyuyorduk. Onun şehadeti gibi bir şehadeti biz de istediğimiz için tehditlere göz yummadık. Babamızın aramızdan ayrılmasına aile olarak üzüldük ama şehit olduğu için, duasını yaşadığı için çok mutluyuz." dedi.

"PKK ve FETÖ olmasaydı ülke böyle bir sıkıntı yaşamazdı"

Şener, "Birbirine destek veren PKK ve FETÖ olmasaydı ülke olarak böyle bir sıkıntı yaşamazdık ve babam da şehid olmazdı. Emniyet güçleri içinde bazı hainler bilgi sızdırdığı için ve ülkeye darbe planları kurdukları için ülke bu huzursuzluk ortamına itildi. Şu an devletin içindeki hainler ayıklandığı için bilgi sızması yok ve görüyoruz ki PKK, bilgi almadan hiçbir şey yapamıyor." diye konuştu.

"Yasin Börü ve babam aynı düşünce ve aynı dinin mensupları olduğu için şehit edildi"

"Yasin Börü ve arkadaşları, babamla aynı cennetin yolcularıdır." diyen Şener konuşmasını şöyle tamamladı:  "Yasin Börü ve babam, aynı düşünce ve aynı dinin mensupları olduğu için şehit edildi. Yasin Börü ve arkadaşları babamdan yaşça küçük, babamın çocukları yaşında ama aralarında hiçbir fark yok. Yasin Börü ve arkadaşları Allah'ın dinine yardım edince zalimce ve hunharca katledildiler. Babam da aynı durumda şehit oldu. Müslümanlar PKK karşısında durmaktan asla korkmadılar çünkü Müslümanlarda manevi bir güç var. Müslümanlarda hiçbir zaman korkaklık söz konusu değil. İslam tarihine baktığımız zaman üç bin kişi, yüz bin kişiye karşı çıkabilen bir toplumuz. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dönemine baktığımız zaman, her savaşta azınlığın çoğunluğu yendiğini görürüz ve bunu maddi güce bağlamak çok zor. Bunun manevi bir gücü vardır ve bu manevi güç sadece Müslümanlarda olduğu için Müslümanlar korkmadan, çekinmeden bu zalimlerin karşısında sağlam bir kale gibi durdular." şeklinde konuştu.

İLKHA mikrofonuna konuşan M. Latif Şener'in kızı Fatma Şener ise, "Babamız bizim için bir dünyaydı. Babam İslam dininin hâkim olması için İslam'a kurban oldu." dedi.

"Babamın boynundan tutarken ellerim kanla doldu"

Babasının şahadet anını anlatan Fatma Şener, "Babam o gün 15 dakika gecikmişti. Namaz kılıp sofrayı hazırlayacaktım. Ama babam gelsin de sonra deyip beklemeye başladım. Sonra babamın yolda düştüğü haberi geldi. Babamın düştüğü yere doğru koştum. Daha yanına varmadan uzaktan gördüm ve içimden bir ses münafıkların bir şey yaptığını söyledi. Babamın başını yerden kaldırıp nabzına baktım, nabzı atmıyordu. Ensesindeki damarların elimde hızlı bir şekilde attığını fark ettim. Ellerim kanla doldu. Etrafta kanın geldiği yere bastırmak için bir şeyler aradım. Örtümü açıp kanı durdurmayı düşündüm. 'Hayır.' dedim kendi kendime, ben Müslüman'ım örtümü açamam!" ifadelerini kullandı.

"İslam dinine kim kurban olmak istemez"

Hastaneye kadar Rabbim babamı almasın diye yalvara yaIvara dua ettim diyen Fatma Şener, "Hastanedeyken yanlış dua ettiğimi anlamıştım. Bu defa 'Rabbim babam için hangisi hayırlıysa onu nasip et.' şeklinde dua etmeye başladım. Amcalarımın, ağabeylerimin çocuk gibi ağladıklarını görünce, kimse bana 'Baban öldü.' demesin diye yüzümü duvara döndüm. Ne zaman ki babamı sedyenin üzerinde yüzü beyaz çarşaf ile örtündüğünü gördüm, dünya benim için bitti. Allah şahidim olsun ki, o gün kalbim, ruhum tekrar tekrar sahibine iman etti ve Allah'a daha çok teslim oldum. Babamız bizim için bir dünyaydı. Babam İslam dininin hâkim olması için İslam'a kurban oldu, bu çok mu? Vallahi, Billahi de çok değil, o mükemmel İslam dinine kim kurban olmak istemez." şeklinde konuştu. (Yunus Tuğrul-İLKHA) 


















 

Bu haberler de ilginizi çekebilir