• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
29 Nisan 2011 İngiliz Basın Özetleri
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

"İlham verici mi sinsi mi?" başlıklı analiz, okulları gittikçe daha fazla ülkeye yayılan Gülen`in savunduğu hoşgörülü İslam`ın genel olarak olumlu karşılandığı ancak Türkiye`de hareketin etkileriyle ilgili endişelerin var olduğu tespitiyle başlıyor.


Yazıda öne çıkan bazı noktalar şöyle: "Gülen`in ilham verdiği hareketin Türkiye toplumunu şekillendiren önemli bir güç olduğuna şüphe yok. Bu durum, dindar, aklı iş dünyasına yatkın orta sınıfın çıkardığı liderlerin gittikçe eski, katı laik eliti gölgede bıraktığı daha geniş bir evrimin parçası."

Gülen`in Pensilvanya`da yaşadığını ve takipçileriyle ağırlıklı olarak yazıları ve demeçleri aracılığıyla irtibat kurduğunu belirten yazı, Gülen hareketini Türkiye`nin en etkin dini cemaati olarak tanımlıyor ve şöyle devam ediyor:

"Hizmetin içeriğinin önemi Türkiye sınırlarının ötesine taşıyor. Artan refah ve diplomatik güç, Ankara`yı Orta doğu`da baskın bir aktör yaptı. Yeni piyasalardaki önde gelen Türk işadamları aynı zamanda Gülen hayranları ve Ankara`nın dünya siyasetinin merkezinde kendisine yer aradığı bu dönemde, söz konusu iş adamlarının hareketleri Türkiye`nin imajı için belirleyici olabilir."

Takipçilerinin Gülen hareketine olan bağlılığının dışarıdan bakanları ve özellikle de laik kesimi endişelendirdiğini ifade eden yazı, bu endişelerin doruğa ulaştığı noktayı ise İmam`ın Ordusu kitabının toplatılması olarak tanımlıyor, savcı İlhan Cihaner ve gazeteci Nedim Şener`in de gözaltına alındığını hatırlatıyor.

Gülen`in siyasete karışmaktan imtina ettiğini belirten yazı şöyle devam ediyor: "Ancak Gülen yanlısı medyanın siyasi gündemi şekillendirmeye çalıştığı açık. Zaman gazetesi demokrasiye askerin müdahalesini sonlandırmak için çalışıyor ve bu bağlamda da Ergenekon soruşturmasını destekledi."

Gülen`in siyasete karışmama tercihinin istisnasının anayasa referandumu olduğunu hatırlatan yazı, İstanbul merkezli güvenlik uzmanı Gareth Jenkins`in de şu görüşlerine yer veriyor: "Jenkins cemaatin desteği yaklaşan seçimlerde çok önemli bir rol oynayabilir diyor, Fettullahçıların desteğinin Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Gül arasında başlaması olası bir çekişmede de kritik önemde olacağını düşünüyor."

Gülen hareketinin ana unsurlarından biri olan `hizmet`in sınırlarının muğlaklığına dikkat çeken yazı, şu tespitle noktalanıyor:

"Destekçileri bu muğlaklığın bir güç kaynağı olduğunu düşünüyor. Ancak hizmet genişledikçe ve daha etkili hale geldikçe, bu yapısızlığı dolayısıyla kendi çıkarını düşünen kişiler tarafından kullanılmaya da açık olabilir mi? Gülen, Ahmet Şık`ın kitabının engellenmesi yönünde bir isteği olmadığını belirten bir açıklama yaptı. Ancak bir teori, yayınevlerine yapılan baskının polisin içindeki Fettullahçılar tarafından organize edildiği ve bu grubun herhangi bir yetkiliden aldığı direktifler doğrultusunda değil, kendi çıkarları çerçevesinde hareket ettiği."
`Gandi`nin yükselişi`

Bir Türkiye analizi de Economist dergisinde yer alıyor.

"Gandi`nin yükselişi" başlıklı analize göre, ana muhalefet partisi CHP Haziran`da yapılacak genel seçimleri kaybedecek ancak daha uyumlu bir parti haline de geliyor.

Yazıda öne çıkan cümleler şöyle: "1938 yılında Türk ordusu Tunceli ilindeki bir ayaklanmayı bastırdı. Köylüler canlıyken yakıldı ya da gazla zehirlendi. Yaşanan trajedi Türkiye tarihinin en karanlık sayfalarından. Atatürk hayattayken ve kurduğu CHP iktidardayken gerçekleştiği için de bir tabu olmaya devam ediyor. Tunceli sakinleri, bu nedenle, babası sürgüne gönderilen binlerce Aleviden biri olan Kemal Kılıçdaroğlu`nun şimdi CHP`nin lideri olmasının mucizevi olduğunu söylüyor."

Kılıçdaroğlu`nun liderliğinde CHP`nin aşırı milliyetçi üyelerinin tasfiye edildiğini, yeni parti programının bir liberal manifestoyu andırdığını ve aday listesinde 109 kadının da olduğunu belirten yazı, Kılıçdaroğlu`nun ekonomik vizyonun ise daha bulanık olduğunu ve dış ilişkiler politikasının henüz oturmadığını da ekliyor.

"Kılıçdaroğlu bir sonraki başbakan olmayabilir, ancak gittikçe daha sıkı bir rakip oluyor" tespitiyle sona eriyor Economist`in analizi.


İngiltere`nin Orta doğu ilişkileri

Guardian, İngiltere`nin Orta doğu`daki iktidarlarla olan ilişkilerine geniş yer ayırmış.

Gazete, Bahreyn hükümetinin ülkedeki demokrasi yanlısı göstericilere uyguladığı şiddeti protesto etmek için Londra`da bir gösteriye katılan yedi stajyer pilotun okuldan uzaklaştırıldığını yazıyor.

Oxford Hava Akademisi`nin yedi öğrencisinin Bahreyn yetkililerinin isteği üzerine okuldan uzaklaştırıldığı, ayrıca öğrencilere hemen ülkelerine dönüp katıldıkları gösterilerle ilgili sorgulanacaklarının söylendiği de haberde belirtiliyor.

Guardian gazetesine olayla ilgili açıklama yapan, Manchester merkezli Bahreyn Barış ve Adalet grubunun kurucusu Yaser el-Sayegh, okulu Bahreyn hükümetiyle olan uzun dönemli anlaşmalarının değerine pilotların güvenliğinden daha fazla önem vermek ve Körfez ülkesinin gösterileri bastırma girişimlerini destekliyor gibi görünmekle suçluyor.

Haberde ele alınan diğer iki ülke ise Mısır ve Suriye.

Gazete, Gamma International isimli İngiliz yazılım şirketinin, Mısır`ın devlet güvenlik servisine e-posta şifrelerini ele geçirebilecek ve bilgisayar ağlarına zarar verebilecek bir program satmayı teklif ettiğini yazıyor.

Teklifin kayıtlarının servis binasına giren iki insan hakları savunucusu tarafından bulunduğunu yazan haberde, Kahireli blog yazarı Mustafa Hüseyin`in de şu sözlerine yer veriliyor: "Bu teklif, işkence, insan hakkı ihlalleri ve siyasi aktivistleri takip etme gibi faaliyetler gerçekleştirdiği çok iyi bilinen bir bakanlığa gönderildi. Gamma isimli şirket, özel hayatımıza müdahale ve aktivistleri tutuklama suçlarının ortağı olarak ifşa edilmeli."

Guardian ayrıca, İşçi Partisi tarafından yapılan Suriye kökenli İngiliz işadamı Ayman Asfari`nin St. Andrews Üniversitesi`ne yaptığı 100 bin sterlin tutarındaki bağışı Muhafazakar Parti`nin iade etmesi çağrısını da sayfalarına taşımış.
Filistin siyasetindeki uzlaşma ne anlama geliyor?

Rakip siyasi oluşumlar el Fetih ve Hamas arasında yapılan anlaşma İngiliz basınında farklı şekillerde yorumlanıyor.

Times gazetesi, konuya ayırdığı baş yazısında, uzlaşmanın bir yanıyla barış görüşmelerinde Filistinlilerin ortak bir sesi olmasını sağlayabileceğini ve bu yüzden umut verici olduğunu söylüyor. Ancak İsrail`le yapılacak bir anlaşmayı zorlaştırabileceğini de ekliyor.

İsrail başbakanı Natenyahu`nun Ramallah`taki Filistin yönetiminin İsrail ile Hamas arasında seçim yapmasını istemesinin yanlış olduğunu savunuyor yazı ve şöyle devam ediyor:

"Bunun yerine, herhangi bir hükümetle yapılacak uzlaşmanın temelini oluşturacak koşulları açıklamalı. Bunlar arasında da tabi ki Hamas`ın siyaseti ve yöntemlerinin reddi var."

Independent ise el Fetih ve Hamas`ın uzlaşmasını kaçırılmaması gereken bir barış fırsatı olarak tanımlıyor.

Gazetenin baş yazısında öne çıkan noktalar şöyle: "Hamas`ın İsrail`e ilişkin resmi duruşunu ne kadar ılımlılaştıracağı belirleyici olacak. Uluslararası toplumun tepkisi de önemli olacak. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği`nin vermesi gereken karar şu: uzlaşmayı olumlu bir gelişme olarak mı değerlendirecekler, yoksa İsrail`in refleks düşmanca tepkisini mi benimseyecekler?"

Yazı, İsrail ve uluslararası topluma yapılan, beş yıl önce kaçırdıkları fırsatı bu sefer yakalamaları ve Hamas`ı barışçıl müzakereler sürecine kilitlemeleri çağrısıyla noktalanıyor.

Bu haberler de ilginizi çekebilir