• DOLAR 32.372
  • EURO 34.98
  • ALTIN 2325.574
  • ...
YÜZLERCE MAZLUM ADALET BEKLİYOR
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HABER MERKEZİ

28 Şubat 1997'de gerçekleşen post-modern darbenin üzerinden geçen onca yıla rağmen cezaevinde tutulan mazlumlara adalet bir türlü uğramadı. İslami hassasiyetlerinden dolayı, İslam'ın izzetini korumak ve savunmak adına, zulme sessiz kalmadıklarından dolayı derin devlet ve FETÖ`nün savcı, polis ve hakimlerince düzmece suçlamalarla müebbet hapis cezası verilen yüzlerce mazlum cezaevinde adalet bekliyor. Hizbullah, İBDA-C, Umut Davası, Sivas Davası, İslami Hareket, Hizbu-Tahrir ve daha nice İslami dava mahkûmları on yıllardır adalet bekliyor. Mazlum mahkumların mağdur aileleri, hükümete seslenerek; iftira ve türlü türlü desiselerle gözaltına alınarak işkencelerden geçirilen ve cezaevlerine atılarak bedenleri çürütülen evlatları için adaletin geç de olsa işletilmesini istiyor.

YOĞUN BAKIMA ALINAN ANNENİN TEK İSTEĞİ YUSUFİ OĞULLARINI GÖRMEK

İslami hassasiyetlerinden dolayı yaklaşık 25 yıldır cezaevinde bulunan Mehmet ve Sadun Çiğdem'in pankreas kanseri olan annesi Şamsa Çiğdem, durumunun ağırlaşması nedeniyle Diyarbakır'da özel bir hastaneye kaldırıldı. Tedavisine yoğun bakım ünitesinde devam eden acılı annenin son isteği, yıllardır haksız yere cezaevinde yatan oğullarını görebilmek.


Mehmet Çiğdem

Mahkûmların, annelerini görebilmeleri için aile, Siverek Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu ancak başsavcılık bu talebi reddetti. Savcılığın kararına tepki gösteren Şamsa Çiğdem'in yakınları, yasal yollarla güvence altına alınan haklarının verilmesini istediler. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileleri İnisiyatifi Genel Koordinatörü Mirhan Özbekli, bu mahkûmların annelerini görmelerinin yasal bir hak olduğunu söyledi.

Sadun Çiğdem


Şemsa Çiğdem

 

"YETKİLİLERİN BU KONUDA DUYARLI DAVRANMALARI GEREKİYOR"

Özellikle bir kısım savcılıkların, önlerine gelen talebi çok sağlıklı değerlendirmeden üstünkörü bir şekilde reddettiklerini anlatan Özbekli, şunları söyledi: "Bu, biraz da siyasi iktidarla alakalı. Adalet Bakanlığından biri çıkıp bu konuda bir açıklama yaparsa bence savcıları da bu konuda rahatlatır, yaşanan sıkıntıların önüne geçebilir. Tabi, bir kısım emniyet müdürleri de bu konuda sorun çıkarıyor. Yasal düzenleme şu: Savcı, hastanın olduğu ya da taziyenin olduğu yerdeki ilgili emniyet teşkilatına yazı yazar. 'Siz bunların güvenliğini sağlayabilir misiniz?' der. Emniyet de bu şahısların güvenliklerini sağlayabileceğini belirttiğinde bu sorun çözülmüş olur. Gördüğüm kadarıyla emniyet bu konuda daha insaflı davranıyor. Kimi zaman olumlu yönde rapor yazıyor ama savcılıklar nedense ya bilgi yetersizliğinden ya pratik yetersizliğinden ya da gerçekten kasıt olduğundan dolayı izin vermiyorlar. İnsani olarak olaya bakalım. 20 yıldır annenizi, babanızı ya da kardeşinizi rahat bir ortamda görmemişsiniz ve bunlar ölüme çok yakındır. Tutuklu veya hükümlülerin bunlarla görüşmeleri ya da en azından konuşamıyorsa bile görmeleri insani açıdan gerekliliktir. Yetkililerin bu konuda duyarlı davranmaları gerekiyor."

"BİR İNSANIN SUÇSUZ YERE 20 YIL CEZAEVİNDE KALMASI BÜYÜK BİR ZULÜMDÜR"

Nuri Arslan`ın anne ve babası, yaklaşık 20 yıldır tutuklu bulunan oğulları için adaletin tecelli edeceği günü beklediklerini ve çıkacak bir ceza indiriminden en başta 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının faydalanması gerektiğini söylediler. Gaziantep`te 1998 yılında gözaltına alınarak ağır işkenceler gören, daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Nuri Arslan, hukuk kurallarının hiçe sayıldığı yargılama sürecinde ağır cezaya çarptırıldı. 20 yıldır cezaevinde bulunan Arslan, yüzlerce 28 Şubat mağduru gibi yıllardır adaletin tecelli etmesini bekliyor. 90'lı yıllar ve 2000'li yılların başında mütedeyyin kişiler ve kurumlara yönelik başlatılan sürek avının kurbanlarından biri olan Nuri Arslan'ın anne ve babası yaşadıkları mağduriyeti anlattı. Arslan, "Ben oğlumun ne bir suçunu ne de bir hatasını görmemişim. Sadece camiye Kur'an-ı Kerim dersi vermeye gidiyordu. Camide namazını kılıyordu. Türkiye Müslüman bir ülke değil mi? Bu ülke Hristiyan, Yahudi bir devlet değil ki; Müslümanların yaşadığı bir ülkedir. Cumhurbaşkanı da Kur'an-ı Kerim okuyor ve benim oğlumun da Kur`an-ı Kerim okumaktan başka hiç bir suçu yoktur. Ama sırf bundan dolayı benim oğlum 20 yıldır cezaevinde." dedi.


Nuri Arslan`ın anne ve babası

"BİR DEFA OLSUN OĞLUMUN DOSYASINI AÇIP İNCELESİNLER"

Oğlunun dosyasının açılmasını ve yeniden yargılanmasını istediklerini, bu taleplerinin bile hiç dikkate alınmadığını belirten Arslan, "Ben de mağdurum ve sürekli evdeyim. Zaten yaşım 70 olmuş. Oğlumun hasretinden her gün ağlıyorum, yüreğim yanıyor. Oğlum sürekli aklımda, onun için hep üzülüyorum. Bir kere olsun oğlumun ve arkadaşlarının da durumunu sormaları gerekiyor. ‘Bu insanlar acaba neden bunca yıldır cezaevinde?` diye dosyalarını açmaları gerekiyor. Ne suç işlemişler? Bir defa dosyalarını açıp incelesinler. Devletin bunu yapması gerekiyor." çağrısında bulundu.

"BU AF BİZ MAZLUMLAR İÇİN ÇIKMAYACAKSA KİMİN İÇİN ÇIKACAK?"

Anne Hatun Arslan da oğlunun FETÖ'cüler tarafından ceza aldığını, bu zulmün artık biran önce bitmesini istediklerini ve çıkacak bir ceza indiriminden oğlunun da yararlanmasını talep ettiklerini belirtti. Oğlunun defalarca kalbinden ameliyat olduğunu, halen de kalp rahatsızlığının devam ettiğini ve buna rağmen oğlunun cezaevinde tutulduğunu belirten anne Arslan, şöyle konuştu: "Oğlum 20 yıldır cezaevinde. 20 yıldır biz böyle üzülüyoruz. Hep oğlumu düşünüyoruz. Bu çıkacak olan aftan oğlum da faydalanmalıdır. Bu af sadece hırsızlar için çıkmamalıdır. Oğlum ve arkadaşları için de çıkmalıdır. Bize de yazık, 20 yıldır bu şekilde bu hasreti çekiyoruz! Oğlumun hasretinden hasta olduk.. Bu af biz mazlumlar için çıkmayacaksa kimin için çıkacak?"


28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileleri İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Olam

"Yusufiler, Hazreti Yusuf gibi kumpaslar sonucu zindanlara konuldu"

28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileleri İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Olam, Yusufilerin Hazreti Yusuf gibi kumpaslar sonucu cezaevlerine konduğunu belirtti.

İslami hassasiyetlerinden dolayı, İslam'ın izzetini korumak ve savunmak adına zulme sessiz kalmadıkları için zindanlara konulan Yusufilerin mağduriyeti sürüyor. 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileleri İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Olam, Yusufilerin Hazreti Yusuf gibi kumpaslar sonucu cezaevlerine konduğunu belirtti.

"EN BÜYÜK SIKINTI YUSUFİLERİN MARUZ KALDIKLARI HAKSIZLIK VE ADALETSİZLİKTİR"

Yusufilerin tıpkı Hazreti Yusuf gibi kumpasa maruz kalan kişiler olduğunu belirten Olam, "Yusufiler, her türlü kumpas, uydurma delillerle ve her türlü işkence yaptırılarak çoğu tutuklanıp cezaevlerine konuldular. Bu Müslümanlar çok uzun zamandır cezaevlerindedirler. Yusufiler, tıpkı Hazreti Yusuf (aleyhisselam) gibi kumpasa maruz kalıp cezaevlerine konuldular. Yusufiler, isimlerini Hazreti Yusuf'tan (aleyhisselam) alıyor. Yusufiler, zindana Allah (celle celaluhu) için girdiler. Orda da Rablarıyla hemhal oldular. Zindanda kaldıkları süre boyunca maruz kaldıkları baskılara ve işkencelere rağmen hiçbir zaman inançlarından taviz vermediler. Yıllar boyunca davalarına ve şereflerine leke getirecek hiçbir harekette bulunmadılar. Sırf zindandan kurtulsunlar diye kimseye yalvarmadılar. En büyük sıkıntı Yusufilerin maruz kaldıkları haksızlık ve adaletsizliktir." ifadelerini kullandı.

"KONU MÜSLÜMANLARA GELİNCE DEVLET YETKİLİLERİ TAMAMEN SAĞIR VE DİLSİZ KALIYORLAR"

Müslümanlara karşı devlet yetkililerin sağır ve dilsiz kaldıklarını ifade eden Olam, "Sözde FETÖ kumpasıyla cezaevlerine konulan bir kısım kişiler cezaevlerinden salıverildiler. Konu Müslümanlara gelince devlet yetkilileri tamamen sağır ve dilsiz kalıyorlar. Bunların haksızlıklarını dile getiren insanlara kulak tıkıyorlar. Bizim amacımız, gayret ve çabamız Yusufilere yapılan haksızlığın ve adaletsizliğin giderilmesidir. Yakın zamanda MHP tarafından bir af önerisi meclise sunuldu. Bu affın içerisinde tamamen halkı mağdur eden ve halka yönelik suçlar işleyen insanları mağdur eden insanları kapsıyor. Oysa Sayın Cumhurbaşkanı açıklamasında devletin ancak kendisine karşı işlenen suçları af edebileceğini, mağdur olan insanların ancak af ederse kendisini mağdur eden kişilerin af edilebileceğini belirtiyor. Bunu belirtmesine rağmen meclise sundukları tekliflerde tamamen Müslümanları kapsam dışı bırakan taslaklar vardır. Bunları çeşitli platformlarda dile getirdik. Devlet yetkililerine de defalarca söyledik. Fakat herhangi bir netice alınmadı. Eğer bu insanlar bir suç işlemişlerse çıkarsınlar delilleriyle halkın önüne koysunlar. Bizim isteğimiz adaletsizliğin giderilmesidir." şeklinde konuştu. Olam, 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileleri İnisiyatifi olarak Yusufilerin özgürlüğü için tekrar bazı girişimlerde bulunacaklarını belirti.

(Mehmet Sait Çelik- Emrah Deniz, Hamza Adiyaman- İbrahim Koçyiğit –İLKHA)

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir