• DOLAR 32.564
  • EURO 34.836
  • ALTIN 2418.193
  • ...
siyonistlerin Kaynayan Kazanı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Bir müddet önce işgal topraklarıyla ilgili geçtiği haberlerde, buradaki gelişmeleri değerlendirerek, ümitsizliğin arttığını ileri sürüp böyle devam ederse Siyonist rejimin varlığını sürdüremeyeceğini ve bütünüyle yok olacağını bildiren yazılar yayınladı.
İşgal edilmiş topraklar aylardır protestolara sahne olmaktadır. Gösteriler bazıları tarafından Wall Street protestolarına benzetilmektedir. Caddeleri mesken edinen protestocular Siyonist rejimin her alanda siyasetini değiştirmesini istemektedir.

Protestolar başlangıçta hayat şartlarının zorluğu ve ekonomik problemlere itiraz şeklinde başladı. Süratli bir şekilde artış gösteren protestolar işgal altındaki topraklarda toplumsal bir soruna dönüştü. Siyonist rejimin basın organları Siyonist rejimi zorlayan protestoların şiddetini itiraf etmek zorunda kaldılar. Siyonist gazetelerden Haaretz bu konuda şunları dile getirmektedir. “Göstericiler günlük hayatta masrafların artışından ve toplumsal sorunlara itirazdan dolayı protestolara başladılar. Protestoları devam ettirmeye kararlı görünüyorlar. Gösterilerini Amerika’daki Wall Street ve Avrupa’dakiler gibi yapıyorlar. Knesset (meclis)’e ve Başbakan’ın evine açılan caddelere çadırlar kurup kapanmasına neden oldular”
Protestolar, toplumsal ve ekonomik sıkıntı yaşayan işgal topraklarındaki insanların zor yaşantılarının Siyonist rejimin kulaklarına ulaşmasına sebep oldu.

Uzmanların bildirdiğine göre Siyonist görüş hiçbir şekilde ahlakiliği kabul etmez. Zulüm üzerine bina edilen bu rejimin dayanaklarında ciddi bir zayıflama ve çözülme görünmektedir. Siyonizm, başkalarının haklarını ellerinden alma üzerine bina edilmiş bir harekettir. İşgal topraklarında görev yapan bazı üniversite hocaları Siyonist rejimi Nazilere benzetmekte, buradaki Yahudileri de Nazi Yahudileri olarak nitelendirmektedir.

İşgal topraklarına yaşayanların çoğu Siyonistlerin halka dayattığı toplumsal unsurların kendilerine faydasının olmadığını ileri sürmektedir. Yapılan haksızlık ve kayırıcılık halk arasında ciddi bölünmelere yol açmış, Siyonistlerin insanlık dışılıklarını su yüzüne çıkarmıştır.

İşgal topraklarına taşınan Afrikalı Yahudiler, işgal topraklarındaki dışlamacı ve ırkçı yaklaşımlardan dolayı büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar. Kendilerine vahşi muamelesi yapıldığı için öfkelidirler. Çoğunluğu seksenli yıllarda işgal edilmiş topraklara taşınan Afrika kökenli Yahudiler, cennete gittiklerine inanıyorlardı. Siyonist topluma katıldıkları günden sonra sürekli aşağılandıklarını ileri sürüyorlar. Çağrıldıkları zaman hakaret edici ve küçük düşürücü ifadeler kullanılmaktadır.
İşgal topraklarında kendilerine “Kibiyat” denilen beyaz tenli Yahudiler, belediyenin izniyle “Flaşas” olarak adlandırılan Afrikalı Yahudilere bir şey satmama ve kiraya vermeme konusunda karar aldıklarında öfke patlamasına uğrayan Siyah derili Yahudiler protestolara başladılar.

Sadece ordu için kanları faydalı görülen Flaşaslar, oldukça yorulmuş görünüyorlar. Konuyla ilgili Knesset’e çağrılan Siyonist rejimin Muhaceret ve Toplumsal Girişim bakanı, böyle bir problemin varlığını inkâr etti. Ve dedi ki “En iyisi Flaşaslar seslerini kesip devletin kendileri için yaptıklarından memnuniyetlerini izhar etsinler”

Flaşasların nüfusu yaklaşık yüz bin civarındadır. Siyonist rejimin nüfusunun % 1.5’i kadardır. Siyonist rejimi protestoların dışında hiçbir yolları kalmamıştır.

Toplumsal baskılar, Siyonist rejimin içindeki bu halk kitlesi arasında ailesel cinayet ve öldürmelerin artmasına yol açmıştır. Hayat sıkıntılarından, işsizlikten ve gelir sahibi olmamaktan dolayı eşini ve çocuklarını öldüren ve ardından intihar edenlerle ilgili olaylar 30’un üzerindedir. 2009 yılında Muhaceret ve Toplumsal Girişim Bakanlığı tarafından Siyonist rejim dâhilinde yaşayan Etiyopya Yahudileriyle ilgili bir araştırma yapıldı. Bunun raporu öyle aşağılayıcı ve hakaret edici ifadeler içeriyordu ki, önemli bir kısmının yayınlanamayacak durumda olduğu söyleyip gizli tuttular.

Avrupa’daki Yahudiler de zor durumda olduklarını ifade ediyorlar. Geleneklere bağlı olarak kamuoyunun bakışları altında bir hayat sürdürmeye çalışıyorlar.

Siyah elbise, başta siyah külah, uzun sakal ve asılı saçlar gibi sembollerle Avrupa şehirlerinde göze çarpıyorlar. Bu Ortodoks Yahudi görüntüsüdür. Ancak bugün bu tipler sadece bazı televizyon programlarında yer almaktadır. Bunlardan çoğu İsrail’in varlığını kabul etmeyip Siyonist rejimle ilgili iyi bir bakış açısına sahip değiller.

İşgal edilmiş topraklardaki diğer büyük sorun Siyonist rejimin ordusudur. Birçok ülkede orduya hizmet bir nevi övünç sayılırken, Siyonist rejimin askerleri isteksizce ve zorla askere alınmaktadır. Onları askere yönlendirecek hiçbir sebep kalmamıştır.

Rahatsızlıklar gençler arasında ve gördükleri eğitim şeklinde de göze çarpmaktadır. 1993 yılında gençlere yönelik yapılan araştırmada öğrencilerin % 30’u Yahudiliği övünç kaynağı olarak kabul etmiyor, Yahudi toplumda yaşadıklarından rahatsızlık duyuyordu.

Bugün işgal edilmiş topraklarda Siyonizm’e karşı çıkmak epey revaçtadır. Geçen yıllarda Filistinlilerle çatışmalar Siyonistlerin en büyük sorunuyken bugün Siyonist toplumunun içindeki çalkantılar bu rejimi endişelendirmektedir.
Pahalılık, eğitim şekli, vergiler, dışlayıcı uygulamalar, dünya halklarının Siyonizm’den nefreti, ekonomik ve toplumsal gelişmeler her geçen gün halkları daha fazla sokaklara yönlendirmektedir. Tarihte görülmediği kadarıyla bu gelişmeler işgalcilerin geleceğini tehlikeye sokmakta ve Siyonistleri karanlığa doğru sürüklemektedir.

Kaynak: Kayhan News
Çeviren: Hanefi Aydın

Doğruhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir