” Acaba benim davam ne kadar haktır? Ya da ne kadar doğrudur?” Tamda o anda içimden bir ses Sakın ola Hüseyin, bu vesveselere kanmayasın. Biraz maziye bak, o zaman anlarsın. İstersen sana birkaç örnek vererek yardımcı olayım. Hani sizin orda mütedeyyin bir müslümanın evine yapılan baskında biri” Vallahi davanızın hak olduğunu biliyorum ama ne yapalım bizde emir kuluyuz.” Doğru ya Ebu cehil`de Efendimizin hak dava üzerinde olduğunu biliyordu. Ama ona iman etmiyordu. Çünkü nefsinin kölesiydi.” Dedi. O anda başımdan kaynar sular döküldü. Ben nasıl böyle bir düşünce kapılabilirim? Dedim. İçimdeki sesin beni rahat bırakacağı yoktu. İçimdeki ses: Sen Hüseyinleri, Cemalleri Abdusselamları düşün onlar davalarını korumak adına, işkencelerin altında, zindanların mahzun bakışları altında canlarını verdiler. Birçoğuna da yurtlarında yaşama hakkı tanımadılar. Bunları Mekke dönemiyle karşılaştır. Müşrikler Sümeyye ve Yasir`i yakalayıp en ağır işkencelerden geçirirken onlar canlarını vermek pahasına olsa bile davalarını korudular, inançlarından taviz vermediler. Mekke`de Müslümanlara yaşama hakkı tanımadılar. Söyle bakayım Hüseyin bir fark var mı? Bir fark görüyor musun? Dur ben sana bir fark söyleyeyim. Zaman ve kişiler değişmiş ama zihniyet aynıdır.”dedi. İçimdeki sese: Yeter! Sen haklısın. Beni rahat bırak biraz uyuyayım.”diye. Ama içimdeki sesin beni rahat bırakacağı yoktu. Adeta beni tatmin etmek istiyordu. Bana:”Benden öyle kolay kurtulamazsın. Bak sana başka mir misal vereyim. Günümüzde” Ben müslümanım ve dinimin emrettiği gibi yaşamak istiyorum.”deyipte zülüm, baskı, işkence görmemiş olsun. Senin tanıdığın böyle biri var mı? Mekke`de de öyle değilmiydi? “Lailaheillallah” diyen herkes işkenceye maruz kalmıyor muydu? Söyle bakalım yanlış mıyım?” dedi. Gerçektende öyleydi. Günümüzde dinini hakkıyla yaşamaya çalışan her müslümana gerek çevresi olsun gerek gazeteleri, televizyonları, mahkemeleri olsun. Hepsi bir olup onlara baskı yapıyorlar.

Muhammed Hüseyin Alasulu / Diyarbakır - Yaş: 19

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.