• DOLAR 32.59
  • EURO 34.824
  • ALTIN 2502.174
  • ...
Yargıtay`dan Anayasa Önerisi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, TBMM`ye yeni anayasa çalışmalarında esas alınmak üzere, "Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcılığı Kurulmasına Dair" 5 maddelik öneri sundu.


Yeni anayasa ile "Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcılığı" kurulması istenen önerinin 1. maddesine göre, Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulacak, anayasa ve kanunlarla verilen görevleri yerine getirecek.

Önerinin 2. maddesinde, Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcılığı`nın, Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcısı ile yeteri kadar Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcıvekili ve Yüksek Mahkeme Cumhuriyet savcılarından oluşması öngörülüyor.

Önerinin 3. maddesi, Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcısı`nın, Yargıtay Büyük Genel Kurulu`nun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği üç aday içinden cumhurbaşkanınca dört yıl için seçilmesi ve süresi biten başsavcının yeniden seçilebilmesini de içeriyor.

Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcıvekilleriyle ilgili düzenleme içeren 4. madde, başsavcıvekillerinin, nitelikleri kanunda gösterilen, birinci sınıf Yüksek Mahkeme Cumhuriyet savcıları arasından, Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcısı tarafından, Yüksek Mahkeme Cumhuriyet savcılarının ise niteliklerinin kanunda gösterilen, hakim ve Cumhuriyet savcıları arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından atanmasını öngörüyor.

Önerinin 5. ve son maddesi, Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcılığının kuruluş ve görevleri ile çalışma usul ve esaslarının, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenmesini öngörüyor.

Gerekçeden

Başsavcılık önerisinin gerekçesinde, Türkiye`de yargı birliğini sağlayabilmek için tek bir yargı yapılanmasının kabul edilmesi gerektiği belirtildi.

Gerekçede, şunlar kaydedildi:

"Bu çerçevede, yargı birliğinin sağlanması halinde, 1982 Anayasası`nda yüksek mahkeme olarak düzenlenmiş Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi`ne gerek kalmayacak, tek bir yüksek mahkeme ve alt derece mahkemeleri sistemi kurularak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`nde de öngörülen iki dereceli yargılama sisteminin bir gereği olarak da bölge adliye mahkemeleri (istinaf Mahkemeleri) yapılandırılabilecektir.

Birleştirilen ve yüksek mahkeme adı altında bütünleştirilen sistemde farklı hukuksal normların derecelerin ve faaliyet alanlarının ise ihtisas mahkemeleri ve daireleri aracılığı ile düzenlenmesi mümkün olabilecektir.

Burada hemen eklemek gerekir ki yargı birliğine geçildiğinde ve ihtisas mahkemelerinin kurulması ile birlikte ilk derece mahkemelerinde bu vesile ile kalite, sürat ve etkinliğinin artırılması mümkün olacaktır.

Bu anlamda Askeri Yüksek İdare Mahkemesi`nin görev alanının idari yargı ile idari yargının görev alanının adli yargı ile askeri ceza yargısının görev alanının ise adli yargı ile çoğu zaman kesiştiği ve benzer davalara ayrı yargı yerlerinin kendilerini görevli sayarak bakmaya devam ettikleri uygulamada ortaya çıkan bir gerçektir."

Ortaya çıkan görev uyuşmazlıklarının çözümü için Uyuşmazlık Mahkemesi kurulduğu ifade edilen gerekçede, "Uyuşmazlık Mahkemesine gelen dava ve kararlar incelendiğinde, gelişen ve değişen Türkiye de yargısal alanın çoğu zaman kesiştiği ve farklı yargı yerlerinin kendilerini aynı konuda görevli gördükleri, bu nedenle davaların gereksiz yere uzayıp gittiği gerçeği de bu objektif zorunluluğu ortaya koymaktadır. İhtisas mahkemeleri arasında çıkması muhtemel görev uyuşmazlıkları da bu sistem içinde daha seri bir biçimde çözümlenebilecek, ayrıca Uyuşmazlık Mahkemesi adı altında bir yüksek mahkemeye de gerek kalmayacaktır" denildi.

"Yargılama erkinin bir olması"

Anayasanın 9. maddesinde, yargı yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağının ifade edildiği vurgulanan gerekçede, şöyle devam edildi:

"Bu hükmün özü, yargı yetkisinin kullanılmasının yalnızca bir organa ait olmasıdır. Devletin egemenliğine dayanarak yaptığı bir faaliyet olan yargılamanın, devletin egemenliği gibi tek olması mantıki bir zorunluluktur. Egemenlik denilen erkin, yasama, yürütme ve yargılama erklerinden oluştuğunu, bir devlet içinde birden fazla yasama erki veya birden fazla yürütme erkinin olamadığı gibi yargılama erkinin de birden fazla olamayacağını, bir başka deyişle, yargılama erkinin bir olması gerektiğini ifade etmektedir.

Bu çerçevede, yargılama birliği prensibinin ifade etmek istediği anlam; her devlet içinde yargılamanın egemenlik gibi tek oluşu ve o devletin egemenliğine tabi bütün şahısların bir tek yargı erkine bağlı oluşudur. Uzmanlaşma ve verimlilik yargı birliği prensibinden ayrılmayı gerektiren oluşumların gerekçesi olmaz. Zira ihtisaslaşma yargı birliği prensibi içinde daha etkin ve verimli şekilde gerçekleştirilebileceği gibi, hızlılık, ucuzluk, kalite ve benzeri açılardan daha üstün niteliklere sahip bir yargı sistemi, ancak, yargı birliği sisteminin benimsenerek, Türk yargı sisteminin yeniden yapılandırılmasıyla mümkün kılınabilir."

Bu nedenlerle `olması gereken hukuk açısından` benimsenmesi gereken ilke, nasıl ki tek bir yasama organı veya tek bir yürütme organı varsa, tek bir yargı organı olması gereğidir.

Bunun ülkemizin şu an içinde bulunduğu koşullar nedeniyle sosyal, siyasi veya fiili sebeplerle mümkün olmaması halinde, bir başlangıç olarak anayasa yargısı, adli yargı, idari yargı ve askeri yargı da yüksek mahkeme savcılıklarının `Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcılığı` adı altında birleştirilmesi; `geçici` ama `kötünün iyisi` bir çözüm tarzı olarak düşünülebilecektir.

Yeni anayasa ile yargı birliğinin kurulmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`nin çeşitli maddelerinde düzenlenen adil yargılanma hakkı, yaşama hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı gibi yargısal faaliyetlerle doğrudan ilgili temel insan haklarına, daha kaliteli bir yargı hizmeti ile ulaşılmasına katkı sağlayacağı belirtilen gerekçede, şu görüşlere yer verildi:

"Yargı birliğinin sağlanması kapsamında, tek bir Yüksek Mahkeme`nin kurulması veya öneride yer aldığı şekilde Yüksek Mahkeme Cumhuriyet Başsavcılığı`nın kurulması; mevcut yapıdaki parçalanmadan kaynaklanan birçok sorunu kendiliğinden bertaraf edecek, mali kaynakların verimli bir şekilde kullanılması sağlayacak ve sistem için daha güçlü bir konuma sahip olacaktır. Bunların yanında, ülkemizin aday ülke konumunda olduğu Avrupa Birliği`ndeki savcılık kurumu ile diğer uluslararası yargı organları nezdindeki savcılıklara (örneğin Uluslararası Ceza Divanı`ndakine) paralel bir yapı için önemli bir adım oluşturacaktır."
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir