• DOLAR 32.6
  • EURO 34.776
  • ALTIN 2520.753
  • ...
Ya Hemen Şeffaf Bir Seçim; Ya da…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mehmet Özcan / Analiz


Suriye’deki olay ve gelişmeler çığırından çıkmış durumda. Ülkedeki kaos durulmaktan çok, daha da kızışacak gibi görünüyor. Halk ayaklanmalarının başlangıcından buyana sürecin buradan çıkacağı belliydi. Çünkü sunulan ve oluşturulan çözümsüzlük, “Arap Baharı”yla şaşkına dönen batıya zaman kazandırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Esed’in diretmesi, muhaliflerin güçsüz olmalarına rağmen birlikte hareket etmeyişi, içerideki halk ile dışarıdaki muhalif temsilcilerin birbirlerini tanımaması ve iletişim eksikliği, ülkenin durumunu iki taraf için de aleyhe çevirerek içinden çıkılamayacak bir hale soktu. Öyle ki batının müdahalesine karşı olan muhalifler bile Libya örneği bir müdahaleye razı gelmeye başladılar.
 
Gelinen noktada tüm kesimler Suriye konusunda sürecin sonuna gelindiğinin farkında. Bu saatten sonra kim haklı kim haksız tartışmaları anlamsız kalıyor. Ancak nasıl bir sonuçla karşılaşılacağını kimse şimdiden kestiremiyor. Ama ülkeyi üç dört parça görmek isteyen israil ve ülkeyi, kontrolü kendileri sağlamak koşuluyla muhaliflere teslim etmeyi taahhüt eden ABD ile batılı ülkelerin niyetlerini ve bu yöndeki girişimlerini kabul etmek mümkün değil.
 
Batı’nın şu ana kadar müdahale etmemesini sırf muhalifler öyle istedi diye olmadığını da bilmekte fayda var. Çünkü ekonomik krizin yanı sıra seçim sürecindeki ABD ve yine ekonomik krizle boğuşan Avrupa’nın böyle bir riske girmesi mümkün görünmüyordu. Bunun yerine Türkiye’nin Suriye topraklarına girmesi için yoğun bir uğraş verildi. Türkiye ise buna hep karşı çıktı ve halen de girmemekte ısrar ediyor. Ama Türkiye şimdi, çözümün bittiği nokta itibariyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin alacağı müdahale kararı sonrası ortak hareket edeceği ülkelerle birlikte Suriye’ye girebileceğinin sinyallerini veriyor.
Suriye’ye yapılacak bir müdahale için ilgili tüm ülkelerin planları masada duruyor. Başta Türkiye olmak üzere bazı duyarlı ülkeler, Esed rejiminin ülkede uyguladığı katliamları sonlandırmak için son seçenek olan müdahaleyi düşünürken, sicilleri yaptıkları işgal ve katliamlarla kabarık batılı ülkelerin içinde olacağı bir müdahalenin Suriye’ye vereceği tahribatı ve sonrası emellerini kabul etmek akıl karı değil.
 
Yapılacak bir müdahale öncesi gönül isterdi ki Esed rejiminin kendini feshederek Suriye’nin hemen genel bir seçime girmesiydi. Ancak bu hali hazırda mümkün görünmüyor. Bu durumda şu husus unutulmamalıdır; katliamların durdurulması için ne gerekiyorsa yapılmalı ancak bölgede Hizbullah ve İran’a saldırıların yolunu açacak, başka İslam ülkelerine işgal yolu açabilecek ve ucu Türkiye’ye de dayanabilecek ucu açık bir sürecin önü kesinlikle açılmamalı. Stratejik öneme sahip bölge için en ince ayrıntı bile hesaplanmalı ve adımlar öyle atılmalı.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir