• DOLAR 32.5
  • EURO 34.766
  • ALTIN 2485.18
  • ...
Ne Papazmış Ama!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HABER MERKEZİ

Türkiye-Amerika arasında papaz savaşı yaşanıyor. Aylardır süren savaşta kılıçlar çekildi ve tehditler arka arkaya gelmeye başladı. Amerika`nın aylardır bırakılması için Türkiye`ye baskı kurduğu papazın ev hapsine alınması da Amerika`yı mutlu etmedi. ABD Başkanı Donald Trump ve yardımcısı Mike Pence'in ev hapsine alınan ABD'li casus Papaz Andrew Brunson'un "serbest bırakılmaması durumunda Türkiye'ye yaptırım uygulanacağı" şeklindeki küstah tehditleri Türkiye`den aynı şekilde sertlikte cevapla karşılık buldu. Amerika`nın ilk yaptırımı ise ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi`nden geldi. Komite, Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan tasarıyı kabul etti. Karşılıklı tehditler havada uçuşurken, yaşanan gelişmeler kamuoyunda ‘ne papazmış ama` yorumlarına neden oldu.

İLK KÜSTAH TEHDİT ABD BAŞKAN YARDIMCISINDAN

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ev sahipliğini yaptığı Dini Özgürlükler Konferansı'ndaki konuşmasında ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Türkiye`de ev hapsinde tutulan rahip Brunson konusunda Ankara`ya küstah tehditler savurdu. Pence, “Cumhurbaşkanı Erdoğan`a ve Türk Hükümeti`ne sesleniyorum, Amerika Başkanı adına bir mesajım var: Papaz Andrew Brunson`ı serbest bırakın ya da sonuçlarıyla yüzleşmeye hazırlanın” dedi ve bu sonucun Türkiye'ye yönelik ağır yaptırımlar olacağını kaydetti.

TRUMP: TÜRKİYE'YE GENİŞ YAPTIRIMLAR UYGULAYACAĞIZ

ABD Başkanı Trump, Türkiye'ye tehdit savuran Twitter mesajında, "ABD, büyük bir Hristiyan, aile babası ve muhteşem bir insan olan Papaz Andrew Brunson'un uzun süreli tutukluluğu nedeniyle Türkiye'ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalı!" ifadelerini kullanmıştı.

İLK YAPTIRIM ABD SENATOSU DIŞ İLİŞKİLER KOMİTESİNDEN GELDİ

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence'in, ABD'li Papaz Brunson'ın serbest bırakılmaması halinde Türkiye'ye yaptırım uygulayacakları şeklindeki tehditkar söylemlerinin ardından, "Türkiye Uluslararası Finans Kuruluşları Yasası" adıyla, Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan tasarıyı kabul etti. Senatörler Bob Corker, Bob Menendez, James Lankford, Thom Tillis, Jeanne Shaheen ve Bill Nelson'un imzalarıyla sunulan tasarı, Dış İlişkiler Komitesince kabul edildi. Uluslararası finans kuruluşlarının Türkiye'ye kredi vermesinin önüne geçilmesinin hedeflendiği tasarıda, Türkiye'de FETÖ ve PKK'den yargılanan ABD'li ve Türkiye asıllı ABD vatandaşlarının tutukluluk halleri gerekçe gösterildi. Senatör Corker, tasarıya ilişkin açıklamasında, yargının bağımsızlığı ilkesini hiçe sayarak, "Bu tasarıya gerek duyulmasını asla istemedik fakat Türkiye hükümetini, ABD vatandaşları ve yerel elçilik çalışanlarını haksız yere tutuklamasının ve rahatsız etmesinin sonucunun olacağı konusunda uyardık." ifadelerini kullandı. Senato Dış İlişkiler Komitesince oylanan tasarının yasalaşabilmesi için hem Senato hem de Temsilciler Meclisinden geçmesi ve ABD Başkanı tarafından onaylanması gerekiyor.

TÜRKİYE`DEN TEPKİLER GECİKMEDİ

Sosyal medya hesabı Twitter üzerinden açıklama yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Türkiye bir hukuk devletidir ve Türk adaleti herkese eşit mesafededir. Ucuz tehditlere karşı da tahammülümüz yoktur. ABD`li muhataplarımız, Millet adına hüküm veren Türk yargısının kararlarına saygı duymak zorundadır." dedi.

"TÜRKİYE KENDİ KADERİNİ TAYİN EDEN TAM BAĞIMSIZ VE EGEMEN BİR ÜLKEDİR"

Adalet Bakanı Abdülhamid Gül de Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, "Türkiye kendi kaderini tayin eden tam bağımsız ve egemen bir ülkedir.  Brunson davası da, tam bağımsız ve egemen bir ülkede olması gerektiği gibi kendi mecrasında ilerleyecek, Yüce Türk Adaleti nihai sözü söyleyecektir." ifadelerine yer verdi.

"ABD, TEHDİTLER SAVURARAK NETİCE ALAMAZ"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, ABD yönetiminin açıklamalarının, bir NATO müttefiki olan Türkiye'ye yönelik kullanılan tehditkar dilin kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirten Kalın, "FETÖ konusunda bugüne kadar hiçbir adım atmayan Amerika Birleşik Devletleri yönetimi, bağımsız Türk yargısının yetki alanında olan bir hususu bahane ederek, Türkiye`ye karşı tehditler savurarak netice alamayacağını bilmelidir." dedi.

ÇAVUŞOĞLU: HUKUK KURALLARI HERKES İÇİN İSTİSNASIZ GEÇERLİDİR

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Trump'ın Türkiye'yi yaptırımla tehdidine ilişkin "Türkiye'yi kimse dikte edemez, tehdidi tolere etmeyiz. Hiç kimsenin tehdidine müsamaha edemeyiz. Hukuk kuralları herkes için istisnasız geçerlidir. Türkiye`ye kimse emir veremez ve tehdit edemez" " ifadesini kullandı. Çavuşoğlu,  "ABD yönetimini bir an önce bu yanlış (tehditkar) söylemi bir kenara bırakarak yapıcı diyalog çerçevesine dönmeye davet ediyoruz." dedi.

"TÜRKİYE'YE KİMSE EMİR VEREMEZ VE TEHDİT EDEMEZ"

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy'da söz konusu tehditkar söylemlere yazılı bir açıklamayla cevap verdi. Türkiye'nin, hukukun üstünlüğünü esas alan köklü bir demokratik geleneğe ve siyasi düzene sahip egemen bir devlet olduğunu vurgulayan Aksoy, "Türkiye'ye kimse emir veremez ve tehdit edemez. Türkiye'ye karşı tehditkar bir dil kullanılması kabul edilemez." değerlendirmesinde bulundu. Aksoy, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini düzeltmek için bugüne kadar gereken siyasi iradeyi ortaya koyduğuna ve üzerine düşeni fazlasıyla yaptığına dikkati çekerek, "ABD yönetiminin ülkelerimiz arasındaki müttefiklik ve dostluk ilişkilerini hiçe sayan tehditkar mesajlarını kabul etmemiz mümkün değildir." dedi. Aksoy, "Brunson davası hakkında Amerikalı muhataplarımıza çeşitli vesilelerle gerekli açıklamalar yapılmış ve konunun bağımsız Türk yargısının yetki alanında olduğu açık bir şekilde vurgulanmıştır. ABD yönetimini bir an önce bu yanlış (tehditkar) söylemi bir kenara bırakarak bugüne kadar sürdürdüğümüz yapıcı diyalog çerçevesine dönmeye davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

WASHİNGTON POST`UN İDDİASI: TRUMP İLE ERDOĞAN, BRUNSON-ÖZKAN TAKASINDA ANLAŞMIŞTI

Washington Post gazetesi, Tel Aviv`de tutuklu Ebru Özkan`ın 15 Temmuz`da ABD Başkanı Donald Trump`ın talebi üzerine Papaz Craig Brunson`ın Türkiye`de serbest bırakılması karşılığında salıverildiğini yazdı. Gazete, ABD Başkanı Donald Trump`ın 14 Temmuz`da İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu`yu telefonla arayarak israil`de 11 Temmuz`da gözaltına alınan Ebru Özkan`ın bırakılmasını istediğini yazdı. Gazeteye göre Trump, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile 11 Temmuz`daki NATO zirvesinde yaptığı görüşmede ABD`li din adamı Andrew Brunson`un serbest bırakılması karşılığında bir anlaşma yaptığı için israil`den bunu talep etti. İşgalci israil merkezli Haaretz gazetesine konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir israilli yetkili, Trump`ın Özkan`ın serbest bırakılmasını istediğini doğruladı. Yetkili “Başkan Trump`tan bu yönde bir istek geldiğini doğrulayabilirim” diye konuştu.

BRUNSON ANLAŞMASI İDDİASINA YALANLAMA

Washington Post gazetesinin iddiaları Türkiye tarafından yalanlandı. Türkiyeli yetkili, "İsrail'de düzmece terör suçlamalarıyla gözaltına alınan Ebru Özkan'ın salıverilmesi karşılığında Andrew Brunson'ın serbest bırakılmasına yönelik Türkiye ile ABD arasında anlaşma yapıldığına yönelik haberler tamamen asılsızdır." dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir