• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
İşgalci zulmü, körfez ihaneti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mehmet Tahir Özsoy / DOĞRUHABER

Terör rejimi israili, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlayan ve tüm Yahudilerin terör rejimine dönme hakkı olduğunu vurgulayan "Yahudi ulus devlet" yasa tasarısı onaylandı. 55 "hayır" oyuna karşılık 62 "evet" oyuyla meclisten geçen sözde yasa, terör rejiminin zulmüne yeni bir boyut kazandırıyor. Terör rejimi israilin bir anayasası olmadığı için devletin anayasası mesabesindeki "temel kanunlarının" içine girecek olan yasayla terör rejimi, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlanıyor. Hâlihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ırkçı politikaları yasayla hükme bağlayacak tasarıyla, Arapça resmi dil olmaktan çıkacak ve ülkenin tek resmi dili İbranice olacak. Bununla birlikte tasarının en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında şu hükümler yer alıyor: "Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir, israil bir Yahudi devletidir, israil dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanıdır, hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı referans alınacaktır, dünyadaki tüm Yahudilerin israile dönme hakkı vardır, Yahudilerin dini günleri resmi tatil sayılacaktır ve israil'in başkenti Kudüs'tür."

Tasarıda, "israil, tüm dünyadaki Yahudilerin tarihi ana vatanıdır" denilerek Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve hakları da görmezden gelinmiş oluyor. Terör rejimi dünyanın değişik bölgelerinde bulunan Yahudileri işgal ettiği topraklara gelip yerleşmeye teşvik ederken, 1948'de vatanlarından sürdüğü Filistinlilere geri dönme hakkını tanımayı ise reddediyor

“SUÇLARINI YASALLAŞTIRIYORLAR”

Konuyla ilgili gazetemize açıklamada bulunan Filistinli akademisyen Muin Naim, terör rejiminin işlediği suçları sözde yasalarla pekiştirdiğini belirtti. Bölgede demokrat ve medeni olarak lanse edilen işgal yönetiminin en ırkçı rejimlerden olduğunu vurgulayan Naim, “Bu yasa ne uluslararası insan hakları mahkemelerinde ve hukuk anlaşmalarında ne de israil işgal devletinin iddia ettiği demokratik ve medeni ülke yapısı ile bağdaşmayan bir yasadır. Bu yasanın içerisinde din bazlı bir ayrımcılık var. Irk temelli bir ayrımcılık var. Dil temelli ayrımcılık var. İsrail işgal devletinin anayasası yok. İstedikleri anda anayasa gibi yasa çıkarıyorlar işgal parlamentosunda. Kendilerini belli bir anayasa çerçevesinde sınırlamak istemiyorlar. İstedikleri zaman uygun şartlara göre suçları yasallaştırıyorlar. Bölgede demokrat ve medeni olarak lanse edilen israil işgal devleti bölgenin en ırkçı ve en ayrımcılık yapan devleti konumuna gelmiştir. Daha önce uygulamada bunu yapıyordu. Şimdi yasalarla bunu pekiştirdi.” şeklinde konuştu.

“İKİNCİ NEKBE`NİN SON ADIMI”

“Aslında birinci Nekbe 1948`de yaşandıysa, bu ikinci Nekbe`nin son adımı ve yasalaştırılmış hali.” diyen Filistinli akademisyen, “Bugün israil işgal devletinin zulmü altında yaşayan 2 milyon Filistinli, hiç yokmuş gibi davranılıyor. Ne siyasi hakları var, ne dini hakları var, ne dil hakları var. Ancak geçici bir konum durumundaki; israil işgal devleti istediği zaman bunları da oradan çıkaracak. Sadece Müslümanları da değil. Buna dikkat çekmek istiyorum. Hristiyan Filistinliler de dahil buna, Dürzi Filistinliler de dahil, bu yasadan etkileniyor, etkilenecektir. Ve orada bunların var olma hakkı yok sayılıyor bu yasaya göre.” dedi.

“MÜSLÜMANLAR ARTIK HAREKETE GEÇMELİ”

Müslümanların artık konuşmaktan harekete geçerek bir şeyler yapmaları gerektiğini belirten Naim, şunları kaydetti: “Müslümanlar artık susmalı ve harekete geçmeli. İsrail işgal devleti kurulunca büyük israil hedefiyle kurulmuştu. 100 yıldır büyük israile ulaşamayıp sadece Filistin`i işgal etmeyle yetinmiş durumdalar. Orada da rahat kalamıyorlar. Rahat yaşayamıyorlar. Bunun tek sebebi Filistin halkının direnişi, Filistin halkının ayakta kalması. O halk ve direniş kırılırsa artık büyük israil işgal devletinin kurulması ve genişlemesinin önünde hiçbir engel kalmaz. Bugün Suriye`yi de alırlar, Allah korusun yarın Türkiye`yi de alırlar. Sadece Filistin için değil her ülkenin kendi çıkarı, kendi stratejik geleceği için bu işgal devletinin önünü kesmesi ve bu işgal devletine haddini bildirmesi gerekiyor. Çünkü bu işgalci çete ne yasa, ne kanun bilir. Ancak ve ancak güç ve baskıdan anlar.”

UREYKAT: BU YASA, ETNİK TEMİZLİĞE HAZIRLIK ADIMIDIR

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Saib Ureykat, terör rejimi israili, tüm dünya Yahudilerinin temsilcisi etnik-dini bir devlet olarak tanımlayan ve tüm Yahudilerin terör rejimine dönme hakkı olduğunu vurgulayan "Yahudi ulus devlet" yasa tasarısının onaylanmasını, "etnik temizliğe hazırlık adımı" şeklinde değerlendirdi. Ofisinden yapılan yazılı açıklamada Ureykat'ın, Ramallah kentinde Fransa Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Jerome Bonnafont ile bir araya geldiği belirtildi. Görüşmenin detaylarının verildiği açıklamaya göre Ureykat, yasanın, Doğu Kudüs'ün de dahil olduğu Batı Yaka'yı terör rejimine ilhak etmek ve Gazze'de ayrı bir devlet kurmak şeklindeki terör rejiminin başbakanı Binyamin Netanyahu'nun planını destekler nitelikte olduğunu belirtti. Yasanın Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmeleri ve uluslararası kanunlara aykırı olduğunu kaydeden Ureykat, "Irkçılığı yasalaştıran bir devletin, BM'nin de içinde bulunduğu uluslararası kurum ve kuruluşlara üyeliği nasıl devam edebilir?" ifadesini kullandı. Ureykat, 1967 sınırlarında iki devletli çözüme bağlı olduklarını vurguladı. "Yahudi ulus devlet" yasa tasarısına ilişkin oylama önceki gün sabah erken saatlerde yapılarak, 55 "hayır" oyuna karşılık 62 "evet" oyuyla meclisten geçmişti.

KÖRFEZ İHANETİ

Terör rejiminin Filistin`de gerçekleştirdiği bu işgal ve saldırılar körfez ülkelerinde gündem bile olmuyor. Katar ve Türkiye`yi düşmanlaştıran yönetici ve medya organları konu israil olunca suspus oluyor. Filistin`in boğulmasına göz yumuluyor. Hatta başlarına bela olarak gördükleri HAMAS`ın tüketilmesi ve Filistin davasından kurtularak terör rejimi ile gizliden yürüttükleri ilişkileri resmi bir çerçeveye oturtmak istiyorlar. İktidarlarının devamı için Filistin davasına ihanette bulunan bu ülkelerin, bölgedeki değişim ve devrimlerden ders almadıkları ortada.

 

 

 

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir