• DOLAR 34.692
  • EURO 36.665
  • ALTIN 2958.14
  • ...
Batı, Kara Harekâtı (işgal) İçin Hazır…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mehmet Özcan / Analiz

Libya’da NATO destekli muhalifler, 42 yıllık Muammer Kaddafi iktidarını devirmekte şimdiye kadar başarısız kalırken, Libya lideri de tıkanan diplomatik yolları fırsat bilip direnişi halka bomba yağdırarak kırmaya çalışıyor.

Muhaliflere göre başta Misrata ve Ecdebiye kentlerinde olmak üzere Kaddafi güçlerinin saldırıları sonucu şu ana kadar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 10 bine yakın insan hayatını kaybederken, binlerce kişi yaralandı ve bazı kentler yerle bir oldu. On binlerce kişi ise komşu ülkeler Mısır ve Tunus’a sığındı. Muhalifler NATO’nun daha fazla güç kullanamamasından dolayı Kaddafi’nin insani bir trajedinin yaşandığı Misrata’yı haritadan silme niyetinde olduğunu belirtiyor. NATO saldırılarından kaçabilmek için taktik değiştiren Kaddafi birlikleri tıpkı muhalifler gibi sivil kıyafet giyerek, sivil araçlara yükledikleri silah ve mühimmatlarla muhaliflere saldırıyor. Kaddafi birliklerinin sivilleri kalkan olarak kullandığı da ifade ediliyor.

“YABANCILARIN KARIŞMASINI İSTEMİYORDUK, AMA”…

Muhalif güçlerin askeri bakımdan eğitimsiz ve de yeterli sayıda silaha sahip olmaması da onları güçlü silahlar ile askeri tecrübeye sahip Kaddafi güçleri karşısında çaresiz bırakabiliyor. Nitekim Mısrata’da bulunan muhaliflerin sözcüsü Nuri Abdullah Abdullati, yaklaşık yedi haftadır Kaddafi güçlerinin kuşatması altında olduklarını belirterek NATO’nun kara birliklerinin desteğine ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Abdullati, “Öncesinde yabancıların karışmasını istemiyorduk, ama bu, Kaddafi’nin Grad roketleri ve uçaklar kullanmasından önceydi. Şu an durum ölüm-kalım meselesine döndü. Bugün insanî ve İslamî ilkeler doğrultusunda birilerinin buraya gelip ölümleri durdurmalarını istiyoruz.” dedi.

Ancak muhtemel bir kara harekâtı, Libya’nın bölünmesine yol açacak, ülkenin Afganistan benzeri istikrarsız bir ortamın gelişmesine yol açabilecektir.

Avrupa Birliğine üye 27 ülke ise, ‘BM isterse’ kara harekatına başlamak için hazır olduklarını açıkladı. Açıklama ile İngiltere ve Fransa’nın Libya’ya üst düzey subaylarını göndermesi de bir oldu. Libya’nın da Irak ve Afganistan gibi olabileceği gerçeğinden yola çıkarak yeni bir işgalin kapısı da böylelikle aralanmış oldu.

LİBYA İNGİLTERE’NİN VİETNAM’I OLABİLİR

İngiltere’nin Libya’ya üst düzey subaylarını göndermesi gazete manşetlerine de yansıdı.

Independent gazetesi haberi ilk sayfasından “Helmand’dan Libya’ya: İngiliz komutan, isyancıların Kaddafi’ye karşı savaşına katılıyor.” başlığıyla verdi. İngiltere’nin Kaddafi karşısında daha da çıkmaza sürüklenebileceği öne sürülen haberde, Liberal Demokrat Partisi eski lideri Menzies Campbell’in “Gelişmeler Vietnam’da yaşananları anımsatıyor. Vietnam’a da daha önce askeri danışman gönderilmişti. Dikkatli olmalıyız.” ifadelerine yer veriliyor.

Gazete, Libya’ya gönderilen üst düzey komutanın daha önce de Afganistan’ın Helmand şehrinde görev yaptığı ve birliğinin de Afganistan’da en çok çatışmalara giren tecrübeli birlik olduğu kaydediliyor.

ÜLKEYE GİREBİLMEK İÇİN KADDAFİ’YE GÖZ YUMULUYOR

NATO, Libya`da Kaddafi ve birliklerine sadece havadan müdahale etmek üzere Birleşmiş Milletlerden görevi devralmıştı. Ancak süre zarfında gelinen nokta, Kaddafi’ye direk dokunulmadığı için sonuç alınabilecek bir ilerleme kaydedilemedi. Zaten Batılıların amaçladığı da bu değil miydi? Baştan beri Libya’nın yer altı zenginliklerine göz diken Batılı işgal güçleri buna bir kılıf uydurmak için çabalıyordu. Durumun işgale kadar geleceğini daha Libya’ya müdahale sürecinin başlangıcından bu yana dile getirmeye çalışmıştık. Çünkü atılan adımlar ülkeyi sürekli çıkmazlara götürüyordu. Zaman içinde Batılıların neden Kaddafi’ye dokunmadıkları da ortaya çıkmış oldu. Batılıların amacı muhalifleri de korumak olmadığından, Kaddafi’nin muhaliflere bir şekilde üstün gelmesini sağlamaktı, onu da kısmi olarak başardılar.

TÜRKİYE İŞGALE ENGEL OLMALI

Yani ülkede kanın durmaması, kaosun devam etmesi, Batılıların karadan girerek işgaline zemin ve zaman kazandırıyordu. Az değil, şu ana kadar 10 bin civarında insanın hayatını kaybettiği belirtiliyor. Yani can kaybı ne kadar çok olursa geçmişten günümüze İslam ülkelerini sömüren Batılı devletlerin Libya’yı rahatça işgal etmeleri, petrol ve diğer zenginliklerini çalmaları yerine zillet ve ahlaksızlığı bırakmaları o kadar kolaylaşacaktır. Arap ülkeleri, İslam dünyası ise her zaman olduğu gibi yine sessizliğini koruyor. Burada en büyük görev Türkiye’ye düşüyor belki de. NATO’da etkin bir üye olma hasebiyle olayların başından beri kanın durması için çabalayan Türkiye, ülkeyi işgale götürecek kara harekâtına engel olmalı ve Libya’yı refaha kavuşturacak girişimlerde bulunmalıdır.

Bu haberler de ilginizi çekebilir