• DOLAR 32.602
  • EURO 34.83
  • ALTIN 2492.838
  • ...
Yavuz: Ey devlet hatalarınla yüzleş
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, Batman Bağımsız Milletvekili Adayı Doktor Aydın Gök'ün seçim mitinginde halka hitap etti.

16 Mayıs Şehir Stadyumu önünde düzenlenen seçim mitinginde gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Yavuz, Kürt meselesi, aile kanunu, eğitim, tarım ve ekonomideki sıkıntılara değindi.

Yavuz şöyle konuştu: "Bir kez daha Allah'ın selamıyla sizleri selamlıyorum. Kardeşlik elimizi uzatıyoruz. Bu el tarihin bağrından kopup gelen Melaye Cezeri, Meleya Bateyi, Şeyh Said'in elidir. Toplumun hem dünya hem ahiret saadetine ulaştıran bir merkez. Önce insan öncelik adalet demişiz. Sevgi, merhamet, kâinat, din ve devlet insan için. Bu kardeşlik elimizi uzatmışız. Bu kardeşlik zirveye çıkınca ümmet olarak milleti İbrahim olarak zaferlere imza atmışız. Ne zaman kardeşlik bozulmuş birbirimizden ayrı düşmüşüz, zayıf olmuşuz. Bizi yok etmek isteyen, Bizi bir kaşık suda boğmak isteyenlere esir olmuşuz maalesef. Kürt meselesi basit bir mesele değildir. Şu anda Irak'ı yeryüzünün deccalı işgal etmiş mi, Suriye'yi işgal etmiş mi? İran ve Türkiye'yi parçalamak işgal etmeyi istiyor mu? Evet, hep beraber görüyoruz. Gözlerimizin önünde. Bunun sebebi nedir. Ey Irak devleti, ey Suriye devleti, ey İran devleti, ey Türkiye bu meseleyi halletmedikçe sizi parçalamak isteyen, size diş bileyen, küresel şeytanlar yeryüzünün şeytanları sizleri de parçalayacak, işgal edecek. Ama siz bu mazlum milletin haklarını Allah'ın verdiği şekliyle adalet içinde verirseniz kim nerden gelirse gelsin Amerika'nın, siyonizmin bu bölgeye o kirli elini ve dilini uzatmasına müsaade etmeyin."

"Eğer aramızda İslam hukukunu kaldırırsanız herkes bir tarafa savrulur"

Kardeşliğin yeniden tesis edilmesi çağrısında bulunan Yavuz, "Gelin 1414 yılında İdris-i Bitlisi ile Yavuz Sultan Selim arasında İslam hukuku üzerinde meydana gelmiş o ittifakı bir daha canlandıralım. Milleti İbrahim-i fabrika ayarlarına bir daha döndürelim ki bizimle baş edemesinler. Kardeşlik tesis olmuştu. İdris-i Bitlisi ile Yavuz Sultan Selim arasında Türklerle Kürtler arasında aziz İslam hukukunun hakemliğinde, denetiminde ve gözetiminde ne oldu. Kürdistan coğrafyası neşvu nema buldu. Melayi Cezeriler, Feqiye Teyralar, Ahmedi Haniler, Şeyh Abdusselamlar yetişti. Huzur oldu. Dünyanın cennetini yaşadık. Ne oldu. Kardeşlik bozuldu. Kim bozdu bu kardeşliği. Bu kardeşliği İslam hukukunu kaldırıp yönünü Kabe-i Muazzama'dan Paris'e çevirenler bozdu bu kardeşliği. Bakınız Yavuz Sultan Selim'le anlaşma imzalayan Mevlan İdrisi Bitlisi bir Kürt âlimidir. O, Osmanlıyla anlaşma imzaladı. Peki, ne oldu da yine bir Kürt İslam âlimi olan Mahmud Berzenci, Şeyh Abdusselam Barzani ve en nihayetinde Şeyh Said Efendi neden itiraz etti. Bir Müslüman Kürt âlimi neden ittifak kurar, anlaşma yapar da diğer Kürt İslam âlimleri rahatsızlıklarını ortaya koyar itiraz ederler. Bu kimin suçudur? Bu sorunun soğukkanlı şekilde cevabını vermek ve yüzleşmek zorundayız. O cevap bizde var. O cevabı biliyoruz. Bu bölgenin hakları Türk Kürt Araplar Farslar, Zazalar bütün bu milletler, haklar kendi haklarının teminatını İslam hukukunun gözetiminde buluyorlar. Eğer aramızda İslam hukukunu kaldırırsanız herkes bir tarafa savrulur." dedi.

"Can yakan bu sorunu ortadan kaldırmak için sebepleri ortadan kaldıralım"

Konuşmasında Bağımsız Milletvekili Adayı Aydın Gök'e destek çağrısında bulunan Yavuz, "Gelin bu kardeşliği bir daha tesis edelim. Aydın Gök Batman'da vekilimizdir. Farklı isim arayışlarına girmeden gelin bu kardeşimize destek verin. Ey HDP'ye, AK Partiye, başka partilere gönül vermiş kardeşlerim. Gelin can yakan bu sorunu ortadan kaldırmak için sebepleri ortadan kaldıralım. Geçmişte test edilmiş, onaylanmış, huzuru temin etmiş bu sorunu Aydın Gök'ün eliyle Ankara'ya meclise taşıyalım inşallah. Muhterem kardeşlerim. Bu mesele hakkaniyet, adalet ve İslam hakemliğinde çözülmedikçe batının aramıza soktuğu habis ideolojileriyle çözülmeye çalışıldıkça canımız yanmaya devam edecek, evlatlarımız bizden uzaklaşacak, yüreğimiz yanacak." ifadelerini kullandı.

"Ey devlet hatalarınla yüzleş"

Yavuz konuşmasının devamında şunları kaydetti:

"Devlete diyoruz ki; Ey devlet hatalarınla yüzleş. Şu ırkçılık, kavmiyetçilik ısrarından vazgeç. Bu topraklarda ırkçılık, milliyetçilik barınamaz. Bu toprakların gerçeği olan aziz İslam'a dönüş yapmak zorundayız. HÜDA PAR olarak bizlerin yeni anayasada olmasını istediğimiz madde şudur; Bu milletin inancına aykırı tek bir kanun çıkarılmasın. Anayasada böyle madde olmasın. Çünkü Allah kavimleri ve dilleri bir ayet olarak yaratmıştır. Kavmimizi ve dilimizi beğenmemeniz Allah'ın yarattığını beğenmemeniz manasına geliyor. Bizim çıkış noktamız bizim felsefemiz işte bu hakikat üzerine oturmaktadır. Örgütler ya da bu meseleyi biz çözeriz diyenler makyavelist davranabilirler, konjonktürel davranabilir.  Bu bize zarar veriyor. 'Kürdistan fikrini falan çöpe atalım' diyebilirler. Ama biz diyemeyiz. Çünkü Rabbimiz Rum suresi ayet 22'de 'diller ve renkler benim ayetlerimdendir' diyor. Yeryüzü hangi pozisyonda olursa olsun şartlar ne olursa olsun Kur'an'ın bu sabitesi değişmeyecek. Bizim de bu mazlum milletin insani, vicdani ve İslami talebinden asla vazgeçmeyeceğiz. Her ortamda şiddete bulaşmadan emperyalist elleri bu işe bulaştırmadan milleten aldığımız yetki ve destekle bu meseleyi tek bir insanın burnu kanamadan suhuletle kolaylıkla çözeceğiz. 79 ilde hür adaylar bunu gerçekleştirecek. Batman'da da vekâlet verdiğiniz Aydın Gök kardeşimiz, bu sesi bu ahlaki, vicdani, İslami sesi meclise taşıyacak. Bir asırdan beridir huzurumuzu kaçıran ağır bedeller ödenen bu meseleyi el birliğiyle çözeceğiz. Onun için sizden destek talep ediyoruz."

"Mazlum milletin insani ve İslami talebin uzlaşarak meclise götüreceğiz"

"Başta Kürt meselesi olmak üzere bu memlekette yanlış gittiğini düşündüğümüz bütün meseleleri meclise taşıyacağız." diyen Yavuz konuşmasına şöyle devam etti:

"Şu andaki en önemli sorun İktidarın doğrularını sürekli tekrarlamak değil, iktidara doğruları anlatmaktır. Eğer biz iktidara doğruları anlatmazsak bu dünya sadece buradan ibaret değil ki. Yarın öbür gün elinde yetki olanlar ruz-i mahşerde bunu niye bize anlatmıyorsunuz, yanlış giden şeyleri neden bize anlatmıyordunuz deseler ne yapacağız. İşte onun için sesimizi duyurabilmek adına yetki, destek vekâlet istiyoruz. 81 milyon memleket evladına; ey millet! Sırtınızda akrep var, ihbar ediyoruz.  Biz sizin dostununuz. Hem milleti hem iktidar sahiplerini uyaralım. Bizim uyarmamız hakaret, küfür, tekfir, şiddet içermez. Çünkü biz dostuz. Nazik ve nezih bir üslup kullanırız, ama cesurca. Söylenmesi gereken ne var. Mesellerimizi çözmek için asla çatışmayacağız. Çatışma zarar verdi bize. Evlatlarımız bizden koptu, insanlarımız hayatlarını kaybetti, şehirlerimiz savaş alanına döndü. Biz bunu yapmayacağız, çatışmayacağız. Çatışma sorun çözmüyor, kangrenleştiriyor, içinden çıkılmaz hale getiriyor. Uzlaşarak, anlaşarak çözeceğiz. Böyle bir yolu, metodu benimsemeniz tek bir talebimizden vazgeçeceğiz anlamına gelmiyor. Hiçbir talebimizden vazgeçmeden, bu mazlum milletin insani ve İslami talebinin tek bir tanesinden vazgeçmeden uzlaşarak meclise götüreceğiz, anlaşmayla uzlaşmayla sonuç elde edeceğiz."

"Aileyi koruma değil ailenin güvenliğini tehlikeye düşüren kanunu derhal kaldırın"

Çıkarılan aile kanunuyla ilgili de eleştirilerde bulunan Yavuz, "Aile konunu diye bir kanun çıkarıldı. Aile kanunu bu toprakların genetiğine yabancı. Neler oldu. Çok feci şeyler oldu. Kadına şiddet deniliyor. Kadın ölümleri deniliyor. Sen bu kanunu getirmekle bunun önünü açtın. Şiddeti elbette tasvip etmiyoruz. Peygamber Aleyhisselam, 'sizin en hayırlı olanınız eşine en iyi davranandır.' diyor. Biz böyle bir mektepten geliyoruz. Ancak cehaletine, öfkesine, hiddetine bir anlık yenilip eşine şiddet uygulayan, nefret dili kullanan eşi karakola şikâyet edince karakol onun eşine, hanımına el koyuyor. Aslında eşi yarım saat sonra pişman olacak. Yani özür dilecek, bir anlık öfkesinin kurbanı oldu. Yarım saat sonra iş düzelecek. Sen onun eşine el koymakla, onunla görüştürmemekle iyi yapmıyorsun. O erkek izzeti nefsine yönelik rencide edilmiş bir duygu olarak görüyor ve ilk gördüğü an Allah muhafaza ona ya zarar veriyor ya da hayatına kıyıyor. Bu iş böyle çözülmez. Bu milletin çözümü var zaten. Bu milletin âlimleri, seydaları, ruspileri var, bu millet hakemlere gider. Bu milletin sözünü dinlediği seydaları, âlimleri, ruspileri erkeğin kulağından tutar iki tokat atar bu meseleyi çözer. Yüzyıllardır asırlardır bu mesele böyle çözüldü. Onun için bu aileyi koruma değil ailenin güvenliğini tehlikeye düşüren kanunu derhal kaldırın diyoruz." şeklinde konuştu.

"Gençlerimiz 10 saat internetin başından kalkmıyorsa sorun vardır demektir"

Konuşmasında eğitimin yetersizliğine de değinen Yavuz, "Eğitime bakalım. Allah rızası için gençlerimiz okullara gidiyor. Gençlerimizin ahlaki, manevi eğitim vermekten uzak, ruhsat, ticareti eksen almış, sanki ticaret kurumu, aynı zamanda resmi ideolojinin aşılama merkezine dönüşmüş. Bakın Batman'ın çok saf ve safiyane gençleri. Türkiye'nin kendi köyünde yiğit, mert, misafirperver gençleri eğitim sürecine dâhil oluyorlar. Eğitim sürecinden çıktıktan sonra Allah muhafaza nitelikli dolandırıcı haline geliyorlar. Yolsuzluklara, hırsızlıklara, hayâsızlıklara bulaşmış insanların isimlerinin önünde koca koca unvanlar var. Profesörler, siyasetçiler var. Bunun ayrıntısına girmek istemiyorum. Bunun sebebini başka yerde arama. Bunun sebebi sensin. Bu milletin genetiğine, dokusuna uymayan, milletin inancına aykırı, Paris için, Brüksel, Londra'nın şartları için hazırlanan maddeleri kes kopyala yapıştır yoluyla bu millete nasıl reva görürsün. İşte sonuçlar. Bu sonuçlardan memnun muyuz? Eğer bugün Okullardan yetişen gençlerimiz anne babalarını, öğretmenlerin 10 dakika dinlemeyip müdahale edilmeyince 10 saat internetin başından kalkmıyorsa sorun vardır demektir. Bu sorun mudur bacılarım. Bu bir sorundur. Hükümet görsün." diye konuştu.

"Çiftçi süt için markete şehre koşuyorsa sorun vardır demektir"

"Tarım politikasına bakınız. Çiftçi süt için markete şehre koşuyorsa sorun vardır demektir. Sorunun adı milli ve yerli olmayan tarım politikasıdır." İfadelerini kullanan Yavuz konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Küresel baronlar şu ürünlere destekleme veriyorum. Avrupa fonundan destekliyorum deyip tarımsal alışkanlıklarımızı bozuyorlar. Kendileri buğday ve mercimeğe fazlasıyla destekleme veriyorlar. Bu topraklarda biz buğday ve eti dışarıdan alıyoruz. Kendi kendimize yetiyoruz hikâye oldu. Artık biz buğday, mercimek ve eti dışarıdan alıyoruz. Ey tarım bakanı ne yapıyorsun. Uyuyorsun. İyi uykular. Ama biz uyandıracağız. Zor bir iştir. Malcolm X ne diyor; 'bütün uyuyanları uyandırmaya uyanık tek bir insan yeter.' Gelin Aydın Gök kardeşimizi meclise göndererek gaflet uykusuna dalmış gafilleri uyandıralım. Bu millet daha fazla bedel ödemesin. Kürt meselsinde, eğitim, tarım politikaları da, yeni anayasa meselesinde uyandıralım ki daha fazla bedel ödemeyelim."

"Ekonomide şu anda tehlike sinyalleri çalıyor"

Yavuz, "Ekonomide şu anda tehlike sinyalleri çalıyor. Çünkü ekonomimiz milli ve yerli değil. 10 yılda bir bizim vergilerimiz, alın terimiz, helal gelirimiz faize gidiyor. Bir ülkenin bir senelik bütçesi 10 yılda bir faize gidiyor. Bu sömürü düzenidir. Bu olmaz. Neden gür bir sesle sistemi düzeltelim diyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı diyor faizi düşürün merkez düşürmüyor. Acaba başka bir Cumhurbaşkanı mı var. Siz talimat verince o değiştirecek. Sayın Cumhurbaşkanı siz bu ülkeyi yönetiyorsunuz. Eğer faiz yüksekse, dalgalı seyri düzeltmek için merkez bankası çareyi küresel haydutlara teslim olmakta, kredi derecelerine sığınmakta buluyorsa yazık oluyor. Güç merkezlerinde onlara teslim olmayın. Gelin komşularınızla tam kapasite çalışın. Yolsuzlukla, rüşvetle ve kamuda haddi hesabı olmayan israfla yüzleşin. Bunları ortadan kaldırın. İslam ülkeleriyle ortak bakanlık kurun. Avrupa birliği, Kopenhag kriterleri bize bir şey kazandırmadı. Gelin İslam ülkeleri bakanlığı kurun, ortak para birimi olsun. Komşularımızla sınır ticareti yapalım. Dolara faize muhtaç olmadığımızı göreceğiz. HÜDA PAR başa geldiğinde yeryüzü şeytanlarının, baronlarının bizim karıştırdığı ellerini ve dillerini kesip bu zulümden bizi kurtaracaktır." ifadelerini kullandı.

"HÜDA PAR'ın elinde medeniyet projesi vardır"

15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra yaşanan hukuksuzluklara da dikkat çeken Yavuz, "15 Temmuz'dan sonra FETÖ'yle mücadele adına bir mülakat sistemi getirildi. KHK'larla suçlu suçsuz herkes devlet görevinden atıldı. Bu adaletsizliktir. Siz çeşitli zamanlarda bu örgütün önünü açtınız. Hatta herkesi bu tür örgütlere selam vermeye zorladınız. Hekim başhekim olmak için selam vermeye zorlayan sizsiniz. Devlet buna selam verin dedi. Sonra kim selam verdiyse bu teröristtir dedi. Terör örgütü dediğiniz yapılar devleti yönetti. Ergenekon, FETÖ devleti yönetti. İki terör örgütünün yönettiği devlette normallik olur mu? Senin teyzen, yetmiş yedi sülalen terörle ilintilidir diye işten atıyorsun. HÜDA PAR bunu reddediyor. Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk edemez. HÜDA PAR'ın elinde medeniyet projesi vardır. Biz hazreti Peygamber'in 'Ebu Süfyan'ın evi güvenlidir' diyen medeniyetine sahibiz. Bunların ağababaları dışarı kaçtılar. Neden engel olmadınız. Eğer siz baronları yargın önüne çıkaramıyorsanız diğerlerine terörist muamelesi yapamaz, işten atamazsınız. Oların hakkını HÜDA PAR savunacaktır." ifadelerini kullandı.

Yavuz konuşmasının sonunda Aydın Gök'e destek çağrısını yineleyerek şöyle konuştu: "Hür kadrolarla meclise taşıyacağız. Aydın Gök'e destek vermemiz lazımdır. 3 gününüz kaldı. Kapıları çalın. Anormal davrananlar olsa ehemmiyeti yok. Şu binada evladımız yanıyor. Evladımızı kurtaracağız. Ayağımıza çakıl takılıyor ehemmiyeti yok. Şu ahlaksızlık döneminde, evlatlarımızı kurtarmanın derdindeyiz. Başka bir gayemiz yok. Bu gayenin kutsal, mukaddes olduğunu bilin. Halkımızın cebinde gözümüz yok. İhalelerde gözümüz yok. Ücretimizi Peygamberlerin dediği gibi ücretimiz âlemlerin Rabbi Allah'a aittir. Döktüğümüz ter başına sevap kazanacağız. Dünyamız ve ahiretimiz mutlu, saadet dolacak. Ümitsiz olmayın. Güneşin doğma vakti gelmiş. Onun için bir kez daha söylüyorum. Kardeşlerimizi meclise taşıma noktasında gecemizi gündüzümüze katalım." (Veysi Buran, M.Fatih Akgül, M. Said Çelik - İLKHA)  


























 

Bu haberler de ilginizi çekebilir