Yavuz: Kürt meselesini altı ayda çözeriz
Partisinin Şanlıurfa mitingde konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz; önemli mesajlar vererek, Kürt meselesini 6 ayda çözülebileceğini söyledi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Mehmet Yavuz, partisinin Şanlıurfa İl Başkanlığı tarafından Kent Müzesi önünde düzenlediği mitingde konuştu. İç ve dış gündemle ilgili hükümetin yanlış politikalarını eleştiren Yavuz, hükümetin HÜDA PAR'ın çözüm önerilerini kulak ardı ettiğini ifade etti.
Konuşmasına halkın Ramazan bayramını tebrik ederek başlayan Yavuz, Şanlıurfa'da uzun bir müddet öğretmenlik yaptığını, 7 Haziran 2014 genel seçimlerinde bağımsız milletvekili adayı olarak seçimlere Şanlıurfa'dan girdiğini, bu yüzden Şanlıurfa halkının kendisini yakından tanıyıp, bağrına bastığını anımsattı.
"Devleti terör örgütü yönetiyordu"
Hükümetin 'Çözüm Süreci'nde izlediği yolun yanlış olduğunu daha önce de defalarca belirtiklerini kaydeden Yavuz, bir daha aynı yanlışların yaşanmaması, devletin içine sinmiş örgütlerin halka acılar yaşatmaması için HÜDA PAR'ın sunmuş olduğu önerilerinin dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Yavuz, "Bu şehrin, ülkenin ve milletin tırnağına tekbir çakıl taşının değmemesi için mücadele ediyoruz. Çünkü aynı gemideyiz. Gemi su alır, delinirse hep beraber kaybederiz. Çözüm Süreci'nin yanlış ilerlediğini söyledik ama hükümet yetkilileri, 'Bakın asker ve polis cenazeleri gelmiyor. Siz de hiçbir şeyi beğenmiyorsunuz. Ne güzel bir süreç başlatmışız. Terör örgütü silahlarını bırakacak, sınırların dışına çıkacak' derken biz de diyorduk ki, 'biz bu topraklarda yüz yıllardır yaşıyoruz. Kimin ne yapmaya çalıştığını biz çok iyi biliyoruz. Bu bölgede elinde silah bulunan hem örgütün güçleri hem de devleti yöneten terör örgütü (FETÖ)' Bunu biz söylediğimiz zaman bize, 'nasıl olur, alnı secde gören insanlara nasıl iftira atarsınız' dediler ve daha sonra gördünüz 15 Temmuz oldu. 15 Temmuz'dan sonra dönemin İçişleri Bakanı Sayın Efkan Ala, '7 bin istihbarat polisinin 6 bin 700 yüz tanesi, FETÖ terör örgütü mensubudur. Bu devleti, terör örgütü yönetiyordu' diye kendileri ifade ettiler. Biz daha tokat atılmadan, bu millet bedel ödemeden bunları söylüyorduk: Bakın bu terör örgütü dediğiniz yapılar, bir birileriyle yardımlaşıyor. Bir taraftan PKK, bir taraftan FETÖ. Bu örgütler ortak bir şekilde, beraber hareket ediyorlar. Bunu dediğimizde ise 'Aklınızı peynir ekmekle mi yediniz' dediler. 'Nasıl olur FETÖ ile PKK beraber hareket ediyorlar.' O zaman bizi, işi bilmemekle, siyaseti bilmemekle suçladılar maalesef. O gün bizi dinlemiş olsalardı ne şehirlerimiz savaş alanına dönüşecek, ne binlerce insanımızın hayatına mal olacak, ne de hep beraber neredeyse memleketimizin parçalanma girişimine maruz kalacaktık." dedi.
"Suriye'de silahların patlamasına sebebiyet verecek yanlış politikalar uygulandı"
Hükümetin Suriye'de yanlış politikalar izlediğine dikkat çeken Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye meselesi baş gösterdiği zaman hükümeti uyardık. Suriye'nin başında bir zalim var, kabul ediyoruz. Fakat bu Ortadoğu denilen İslam Coğrafyasında birçok zalim var. Amerika neden özellikle Suriye'de işleri karıştırmaya başlıyor? Bunu iyi bilelim. Mesele siyonist terör rejimi, Allah'ın lanetlemiş olduğu, 'Siz Müslümanların en büyük düşmanıdır' dediği siyonistler, topraklarınıza, iffetinize, namusunuza göz dikmişler. Hepinizi köle yapacak, kendileri efendi olacak. Suriye'de çıkarılan savaşın ana sebebi budur. Münbiç'teki, Rakka'daki, Felluce'deki de budur, Irak'taki de budur. Çünkü bu psikopat çete, dünyayı çekinmeden ateşe atan psikopat çete, Nil ile Fırat arasında ki toprakları, kendi babasının malı olduğunu söylüyor. Onun için diyorum ki siz, iyi dinleyin. Yavaş yavaş geliyor. Evlatlarımızın ikbali ve istikbaline göz dikmiş. Hükümeti uyardık, bizi dinlemedi. Maalesef Suriye'de silahların patlamasına sebebiyet verecek yanlış politikalar uyguladı. Ne oldu, kim kazandı? Onun için, 'Türkiye'nin HÜDA PAR'a ihtiyacı var' dedik. HÜDA PAR'ın tarihe karşı, halka karşı, hakka gür bir sesle kimseden çekinmeden cesurca ve hakaret etmeden bu hakikatleri dile getirmesi için, mecliste bize vekâlet verin, bu hür adayları meclise gönderin."
"Kürt meselesini altı ayda çözeriz"
Kürt meselesini 6 ayda çözülebileceklerine vurgu yapan Yavuz, çözümün Urfa'nın ucuzluk pazarında olduğunu söyledi.
Yavuz, "Kürt meselesi var diyorlar. Nedir bu Kürt meselesi. Bölgesel mesele olmaktan çıkmış, küresel ve uluslararası bir mesele haline gelmiş. Nedir bu, niye bu hale geldi? İşte bu ferasetsizlikten ve basiretsizlikten kaynaklandı. Biz bu meseleyi 6 ayda çözeriz. Nasıl çözeriz? Çok basit, daha önce de söyledim. Çözüm Urfa'nın ucuzluk pazarında. Niye bu meseleye Amerika'yı, israili, Fransa'yı ve İngiltere'yi bulaştırıyorsun? Çözüm dediğimiz gibi Urfa'nın ucuzluk pazarında, Urfa'nın ucuzluk pazarında esnaflarımız asırlardan beridir en az dört dil konuşuyor. Ticaret için gelen müşterileriyle Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Zazaca konuşuyor. Allah aşkına niye Kopenhag kriterlerinde milletin zamanını harcıyorsunuz? Niye bu milletin zamanını Londra'da ve Washington'da boşa harcıyorsunuz? Ticaretten dolayı Urfa bu meseleyi çözmüş. Ucuzluk pazarı bu meseleyi çözmüş. Alın size model siyasete yansıtın bitsin bu mesele." diye konuştu.
"İnsan hayatından daha kıymetli ve değerli bir şey yoktur"
Seçimlerin huzurlu bir şekilde geçmesi için bütün partilerden randevu talebinde bulunduklarını hatırlatan Yavuz, "Bakınız HÜDA PAR seçime girme yeterliliği bulunan bütün partilerden randevu talep etti. Neden biliyor musunuz? Suruç'taki o elim vaziyeti yaşamayalım diye, insanımızın kanı dökülmesin diye. Şunlardan da mı talep ettiniz? Evet, herkesten randevu talep ettik, kan dökülmesin diye. Çünkü HÜDA PAR'ın anlayışına göre insan hayatından daha kıymetli ve değerli bir şey yoktur. Hiçbir siyasi kazanç, politik çıkar ve menfaat, insan hayatından değerli olamaz. HÜDA PAR'ın tek amacı akan kanı durdurmak ve kanın akmasını engellemektir." ifadelerini kullandı.
"Devletin hafızası güncellenmelidir"
"Bu milletin 22 yaşındaki evlatları en verimli yaşlarında memurluğa geçerken FETÖ'nün ve 28 Şubat'çının hazırladığı güvenlik soruşturmasına tabi tutuluyor ve işe alınmıyorsa darbe karşıtı cepheyi birileri zayıflatıyor demektir" diyen Yavuz, "Tehlike içerden de geliyor. Ben buradan yine ihbar ediyorum! Ey Hükümet, Ey Cumhurbaşkanı bakın sizin sırtınızda bir akrep var. Sizi sokacak, lütfen buna izin vermeyin ve şu devletin hafızasını bu milletin inancına göre bu milletin değerlerine, tarihlerine, dostlarına göre gelin güncelleyin, bu akıl tutulmasından hep beraber kurtulalım." çağrısında bulundu.
"Darbecilerin Anayasa'sıyla hâlâ neden hükmediyoruz?"
Yavuz, sözlerine şöyle devam etti: "Darbecilerin Anayasa'sıyla hâlâ neden hükmediyoruz? Neden bizim medeni kanunlarımız İsviçre'nin kanunları olsun? Neden idare hukukumuz Fransa'nın olsun? Neden bizim ceza kanunlarımız İtalya'dan gelsin? Neden bizim ticaret kanunlarımız Almanya'dan gelsin? Bizim elimiz sakat, gözümüz kör mü? Bir ticaret kanunu yapamıyor muyuz? Bir medeni kanun oluşturamıyor muyuz? Eğer oluşturamıyorsak bırakın bu işi yapmayın. HÜDA PAR'a verin bu işi. HÜDA PAR, İngiliz'in de, İtalyan'ın da, Fransız'ın da, Alman'ın da lütfuna ihtiyaç duymadan bunu gerçekleştirecektir, Allah'ın izniyle. Bu milletin inancına aykırı hiçbir kanun çıkarılamaz. Adaleti merkeze yerleştirelim. Nedir Adalet? Devletin dinidir. Hiçbir ideoloji dayatmasın, kimseyi ötekileştirmesin. Dili de yasaklamasın, dini de yasaklamasın. Dil de, din de insan içindir. İnsan, yeryüzünün en değerlisidir, en şereflisidir. HÜDA PAR'ın 'Önce İnsan, Öncelik Adalet' demesinin sebebi, işte budur."
Miting öncesi konvoy şeklinde şehir turu atan HÜDA PAR Şanlıurfa milletvekili adayları, halkı selamlayarak miting alanına geldi.
Kent Müzesi önündeki miting Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından, Milletvekili adaylarından Lokman Yalçın ve Emin Güneş, kısa bir selamlama konuşması yaparak, HÜDA PAR'ın Şanlıurfa'ya, Şanlıurfa'nın da HÜDA PAR'a ihtiyacının olduğuna dikkat çektiler.
Ses sanatçıları ise HÜDA PAR Şanlıurfa adına bestelenen marşları seslendirdi. Şanlıurfalılar, marşlara eşlik ederek, tekbirler getirdi. (Mustafa Gül, Hüseyin Sayhar - İLKHA)