• DOLAR 32.571
  • EURO 34.881
  • ALTIN 2433.328
  • ...
"Maalesef adil olmayan bir seçim yarışındayız"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜDA PAR Tatvan İlçe Teşkilatı tarafından iftar programı düzenlendi. Bir otelde düzenlenen iftar programına, HÜDA PAR Eğitim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Doyar, İstişare Kurulu Üyeleri Zeynelabidin Gülsever, İsmail Kocakaplan, HÜDA PAR Bitlis milletvekili adayları, partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlanan programda selamla konuşması yapan Bitlis Milletvekili Adayı Eşref Oran, katılım sağlayan herkese teşekkür ederek, 24 Haziran'da yapılacak seçimler için destek istedi.

Ardından konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Doyar, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında adil olmayan bir seçim yarışında olduklarını belirten Doyar, seçime girme yeterliliğine sahip olan partilerin tümünün hazine yardımından faydalanması gerektiğini söyledi.

Ramazan ayında bir baskın seçimle karşı karşıya kaldıklarını, HÜDA PAR olarak ilk defa 81 ilde seçime katılacaklarını dile getiren Doyar, "Bu Ramazan ayında bir baskın seçim sürecine girmiş bulunuyoruz. HÜDA PAR olarak ilk defa memleket genelinde bir seçim atmosferine giriyoruz. Allah nasip ederse hayırlısıyla bu seçimi iyi bir oy ile geçirmeyi ümit ediyoruz. Daha önce bir, iki seçim geçirdik; ama memleket genelinde ilk defa bir seçim yaşayacağız. İçinde bulunduğumuz bu memleketimizde, insanlarımızın her kesiminden şikâyetler vardır. Esnafları, memurları, aileleri dolaşıyoruz şikâyetler var. Bu şikâyetlerin her birini bir renk olarak algılayacak olursak yelpaze maalesef çok geniş." dedi.

"Adalet, devleti idare edenlerin eliyle mutlaka tecelli etmesi gerekiyor"

Memleketi idare edenlerin eliyle insanların hak ettikleri ve belkide en çok ihtiyaç duydukları adaleti göremediğine dikkat çeken Doyar, "Memleketimizde maalesef şu anda bütün kesimleriyle, halkın bütün katmanlarıyla, hepsini içine alacak şekilde bir adalet bunalımı yaşıyoruz. Onun için biz sürekli adalet diyoruz. Söylemlerimizde, ifadelerimizde, mesajlarımızda ve yaptığımız çalışmalardaadaleti hep merkeze alıyoruz.Nihayetinde eğer adalet tecelli etmezse insanlarımızın bütün kesimleri bundan olumsuz etkilenmektedir.Bunun birinci derecedeki sorumlusu devleti idare edenlerdir. Onun için adalet devletin idarecisi olanların eliyle mutlaka yerine getirilmesi gereken ve mutlaka acilen tecelli etmesi gereken bir husustur." diye konuştu.

"Sivil bir yasaya ciddi bir şekilde ihtiyacımız var"

Doyar, devletin adaletin tecellisi başta olmak üzere insanların, toplumların ihtiyaçlarını karşılamakla mükellef olduğunu ifade etti.

Doyar, konuşmasına şöyle devam etti: "Şimdi bizim nazarımızda devlet hizmet kurumudur. İnsanlara hizmet etmek için vardır. Devletin memurları da yine anlayışımıza göre hizmet etmelidir. İnsanların, toplumların ihtiyaçlarını karşılamakla mükelleftirler. Yine devlet bizim anlayışımıza göre hâkimi mutlak değildir. İstediği kanunları, istediği yasaları, çıkarma hakkına sahip değildir. Bizim insanlarımızın ihtiyaçlarını, inancını, örf ve âdetini dikkate almakla mükelleftir. Onların inancına uygun, sivil toplumun beklentilerini karşılayacak derecede sivil bir yasaya ciddi bir şekilde ihtiyacımız vardır."

"Aile, maalesef devletin bizzat eliyle tahrip edilmektedir"

Toplumun çekirdeği mesafesinde olan ailenin bugün içinde bulunduğu durumun içler acısı olduğunu aktaran Doyar, "Bugün aile önemli bir hususiyettir. Toplumun çekirdeği mesafesindedir. Ama bakıyoruz aile maalesef devletin bizzat kendi eliyle tahrip edilmektedir. Sözde aileyi koruma kanunu çıkarılmakta ama aile adeta dağıtılmakta, altına dinamit konup patlatılmaktadır. Ailenin korunması lazım. Bizim anlayışımıza göre evliliklerin teşvik edilmesi, hatta desteklenmesi ve maddi destek verilmesi gerekir. Bu anlamda yine zina maalesef yasak olmaktan çıkarılmış. Gençlerimiz, adeta zinaya teşvik edici zemin hazırlanmaktadır. Kesinlikle biz bütün bunların yanlış olduğunu hep dile getirdik. Eğer imkân ve fırsat olursa evliliğin teşvik edilmesi, zinanın tekrar yasak hale getirilmesi için elimizden gelen gayreti göstermeye çalışacağız." ifadelerini kullandı.

Kadınların çalışma şartlarının da hiç iyi durumda olmadığını belirten Doyar, "Kadınların kendilerine hitap eden yerlerde çalıştırılması, onların ağır şartlarda çalıştırılmaması, bir anne olarak onun hallerinin dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün bakıyorsunuz ki mutlaka kadına hitap eden ve mutlaka kadının çalıştırılması gereken yerlerde maalesef erkekler çalıştırılıyor. Erkeklerin çalıştırılması gereken yerlerde bayanlar çalıştırılıyor ve maalesef bayanlar ağır şartlar altında çalıştırılıyor. Hallerine uygun çalıştırılmıyor." şeklinde konuştu.

"Toplumun inanç ihtiyacını karşılayacak, ahlaki değerlere cevap verecek bir müfredata ihtiyaç var"

Toplumun inancına, ahlaki değerlerine hitap etmeyen bir eğitim sistemiyle karşı karşıya olduklarının altını çizen Doyar, ilkokul birinci sınıftan üniversite son sınıfına kadar, mutlaka toplumun inanç ihtiyacını karşılayacak, ahlaki değerlere cevap verecek bir müfredata ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Konuşmasının devamında Doyar, şunları kaydetti: "Eğitim durumuna bakıyoruz. Bizim toplumumuzun inancına, ahlaki değerlerine hitap etmeyen eksik ve yanlış olan çok şey görüyoruz. İslam sadece imam hatip okullarında ya da sadece ilahiyatta okutulacak kadar dar bir alanı kapsamamaktadır. İslam, bizim hayatımızın tamamını kuşatmaktadır. O zaman nesillerimiz İslam üzere büyümek durumundadır ve devlet bunu karşılamakla mükelleftir. İnsanlar dinlerini en rahat şekilde alabilmelidirler. Yine kitaplarımızda dinimize, özümüze aykırı, inançlarımıza aykırı şeyler var. Bütün bunların hepsinin ayrıştırılması gerektiğini düşünüyoruz."

"Tesettür anayasal güvence altına alınmalı"

Karma eğitimin artık zorunlu olmaktan çıkarılması, bugün yönetmeliklerle sadece ayakta tutulan tesettür sorununun mutlaka halledilmesi gerektiğini belirten Doyar, sadece okullarda değil, bütün kurum ve kuruluşlarda tesettürün anayasal güvence altına alınarak, böyle bir sorunun artık sorun olmaktan çıkarılması gerektiğine işaret etti.

"Avrupa Birliği sevdası artık son bulmalı"

Türkiye'nin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu, artık Avrupa Birliği sevdasından vazgeçilmesi gerektiğini dile getiren Doyar, "Türkiye'ye bakıyoruz; maalesef çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Hem devlet hem devlet kurumları hem de toplum olarak dış politikanın yanlışlıkları sebebiyle Türkiye'de birkaç savaş riski atlatıldı. Bizim bu konudaki anlayışımız şudur; iyi komşuluk, iyi geçinme, ama menfaate dayalı ilişkiler kesinlikle olmamalı. NATO'nun çıkarları, NATO'nun menfaatini gözetleyen ilişkiler kesinlikle olmamalı ve bunlara son verilmeli. Bu bağlamda söylüyoruz. Avrupa Birliği sevdası artık son bulmalı. Avrupa Birliği'ne giriş bize asla fayda getirmemektedir. Avrupa Birliği'nden bize gelse gelse zarar gelir." dedi.

"Ekonomide telaffuz edilen rakamlar halka yansımıyor"

Ülke ekonomisine de değinen Doyar, telaffuz edilen rakamların halka yansımadığını vurgulayarak, şunları söyledi: "Ekonomiye bakıyoruz; maalesef ekonomideki durum iç açıcı değil. Asgari ücret az olmasına rağmen, vergi alınmaktadır. Ekonomik görüşmeler, ekonomik gelişmeler de rakamlara bakıyoruz, çok güzel rakamlar telaffuz ediliyor. Ama bunlar sahaya, esnafımıza, ticaretimize, ailelerimize yansımıyor. Ekonomik gelişmeler, mutlaka insanlarımıza, topluma, sokağa yansıtılması lazım. İşte bunların reel olarak sürdürülmesi gerekir."

"Adil olmayan bir seçim yarışındayız"

Adil olmayan bir seçim sürecinden geçildiğini anımsatan Doyar, kıt imkanlarla seçim yarışında mücadele ettiklerini belirtti.

Doyar, "Şimdi bir seçim arifesindeyiz ve 11 parti seçime giriyor. Ancak bunlardan birkaç tanesi hazine yardımı alabiliyor. Biz kıt imkânlarımızla seçim çalışmalarını yürütürken, diğer partiler hazine yardımı alıyor. Ama aynı şartlarda sözde seçime giriyoruz. Onun için bu adaletsizliğin mutlaka ortadan kaldırılması gerektiğini, seçime girme yeterliliğine sahip olan partilerin tümünün hazine yardımından alması gerektiğini ifade ediyoruz. Biz maalesef adil olmayan bir seçim yarışındayız. Bizim imkânlarımız kıt; ama devletin imkânlarından bolca istifade eden insanlarla seçime giriyoruz." ifadelerini kullandı.

"HÜDA PAR'ı diğer partilerden ayıran üç önemli temel fark...!"

HÜDA PAR'ı diğer partilerden ayıran üç önemli noktaya temas eden Doyar, İslam'ı esas alan bir parti olduklarını dile getirerek, "HÜDA PAR olarak bizi diğer partilerden ayıran üç tane temel özelliğimiz var. Bunlardan bir tanesi şudur ki, biz İslam'ı esas alıyoruz. İslam'ı ölçü alıyoruz. Biz bununla aslında çok büyük bir yük alıyoruz. Ama aynı zamanda bununla diğer partilerle aramıza çok büyük ve ciddi bir fark koyuyoruz. İslam'ı ölçü almak demek, Allah ve Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in haram kıldığı hiçbir şeyi biz kendi üzerimize alamıyoruz. Programımıza yerleştiremiyor, bunlarla meşgul olamıyoruz. Hırsız olamıyoruz, rüşvetçi olamıyoruz, adam kayıramıyoruz; haksızlık yapamıyoruz, insanların oylarını emanet değil de kendi keyfimize göre kullanamıyoruz. Kısacası İslam'ın haram kıldığı hiçbir şeyle meşgul olamıyoruz." dedi.

"Siyasi partiler birbirine düşman değil, rakip partilerdir"

HÜDA PAR'ın diğer partilerden farkının dürüst ve ilkeli siyasete imza atığını söyleyen Doyar, "Biz dürüst ve ilkeli siyaseti esas alıyoruz. Bununla şunu kastediyoruz. Bu memleketin sorunları bütün siyasi partilerin ortak sorunlarıdır. O zaman siyasi partiler birbirine düşman değil, rakip partilerdir. Bugün rakip partiler bir araya gelebilmeli. Memleketin sorunları onların ortak sorunları olduğuna göre, birbirleriyle bunu konuşmaları, karşılıklı görüş alışverişinde bulunma olgunluğuna ulaşabilmelidirler. Birbirleriyle çatışma yerine, doğruları toplu olarak kabul etmeli ve burada yardımlaşabilmelidirler. Yanlışlarda direnmemeli. Yanlış yaptı diye tümden onu reddetmeme veya doğru yaptı diye yanlışlarını görmeme lüksüne sahip olmalıdırlar. O zaman hangi parti rakibimiz olursa olsun fark etmiyor.Eğer doğru yaparsa biz onlarını doğrularını alkışlar; ama yanlış yaptığı zamanda karşısında dururuz." diye konuştu.

"Biz adaletin sözde değil, özde olmasını, herkes için olmasını istiyoruz"

"Fakat çatışmacı değil, uzlaşmacı ve yapıcı bir dil ve üslup ile bunu yapmaya çalışıyoruz." diyen Doyar, konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Hikmeti elden bırakmayız. Dolayısıyla biz böyle bir muhalefet anlayışı sürdürme çabasındayız. Üçüncü bir farkımız da gerçek adaleti esas almamızdır. Biz adaletin sözde değil, özde olmasını, herkes için olmasını istiyoruz. Sadece tarafgirlik, adamı olan, dayısı olan değil; herkese mutlaka eşitlik yapılması gerekiyor. Her işte mutlaka adaletin tecelli etmesi gerekir diye düşünüyoruz ve bunun da mutlaka devlet eliyle, devlet idarecilerinin eliyle yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer devlet erkanı, devlet yetkilileri adil olmaz, adaletin tecellisi için çalışmaz, kendilerini birinci derecede sorumlu görmezlerse o zaman adalet tecelli etmez."

Son olarak Doyar, toplumun da mecliste hükümetin de HÜDA PAR'a ihtiyacı olduğunu, bunların tümünün hizmete dönüşmesi için halkın oylarına ihtiyaç olduğunu belirterek, 24 Haziran seçimleri için destek istedi. (Şükrü Tontaş-İLKHA)












 

Bu haberler de ilginizi çekebilir