• DOLAR 32.331
  • EURO 34.994
  • ALTIN 2297.427
  • ...

 

EKONOMİ SERVİSİ

Kocaeli Ticaret Odası Meclisi aylık olağan toplantısını, Meclis Başkanı Akın Doğan başkanlığında gerçekleştirdi. 4 gündem maddesinin ele alındığı toplantı öncesi Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan “Dünya ve Türkiye Ekonomisi” ile ilgili önemli bilgiler aktardı. Herkesin bu süreçte 2 soruya odaklandığını söyleyen Prof. Dr. Bayraktutan, “Şu sıralar gündemimizde en çok sorulan 2 soru var. 1.`si genel olarak Türkiye ekonomisi ve özel de TL dış saldırılarla karşı karşıya mıdır? İkincisi ise TL neden değer kaybediyor?” diyerek döviz kurundaki gelişmeleri de aktardı.

‘TL`NİN DURUMUNU SADECE DIŞ GELİŞMELERE BAĞLAMAK İMKANSIZ`

TL`nin geçtiğimiz 1 aylık süreçte dolar karşısında yüzde 20 değer kaybettiğini söyleyen Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan, “Kurdaki artış kısmen dışarıdan kaynaklanan bir gelişmedir. Rusya, Güney Afrika ve Güney Kore para birimleri dışında kalan tüm gelişmekte olan ülke para birimleri Mayıs ayında dolar karşısında değer kaybettiler. Dolar endeksi yükseldi. Ancak kayıpların boyutunu ve TL`nin ulaştığı seviyeyi yalnızca dış gelişmelerle açıklamak imkansızdır. Diğer para birimlerindeki değer kayıp oranı ile YL`nin değer kaybı arasındaki fark bunun kanıtıdır. TL sadece Mayıs`ta %20 civarında değer kaybederken, Brezilya Reali`nde değer kaybı sadece % 1.7 oldu” dedi.

DOLAR NEDEN YÜKSELDİ?

Dolar kurundaki yükselişin başlıca nedenlerini açıklayan Bayraktutan, “Gelişmekte olan ülkelere yönelik para akışında gözlenen azalma, kredi kuruluşlarının Türkiye`nin notunu düşürmesinden kaynaklı kimi yabancı fonların piyasadan çıkma eğilimi ve dövize yönelimi, dış ticaret açığı ve cari açık pozisyonunun artarak devam etmesi, yabancılar nazarında bozulan Türkiye algısının toparlanamaması ve jeopolitik risklerin artarak devam etmesi, erken seçim süreciyle birlikte oluşan belirsizlik, Türkiye`nin ekonomide risk algısını yansıtan 5 yıllık kredi risk priminin 281`e yükselmesi ve kredi kuruluşlarının olumsuz değerlendirmeleridir” dedi.

‘KUR ARTIŞI BEKLENTİSİ DEVAM EDİYOR`

Türkiye üzerindeki risk algısını düşürmek için atılacak her adımın; piyasaların sakinleşmesini ve fiyatlarda normalleşmesinin önünü açacağını söyleyen Bayraktutan, “Yabancı sermayelerin gelip- gelmemesi, yada geliş hızı Türkiye`nin risk algısı ile yakından alakalı. Yabancı yatırımcıların piyasadaki ağırlıklarının yüksek olması ve satış ağırlıklı seyirlerini korumaları piyasalardaki gerilimin ana nedeni olarak öne çıkıyor. Yurtdışında yerleşik yatırımcılar 18 Mayıs haftasında 72 milyon dolarlık hisse senedi, 637,9 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi ve 41.5 milyon dolarlık şirket borçlanma senedi satmıştır. Ayrıca yurt içindeki yerleşiklerin kur artışı beklentileri halen sürüyor” ifadelerine yer verdi.

DOLARDA HEDEF 5.25`Tİ

Müdahale edilmeseydi Doların 5.25`ler seviyesine çıkmasının hedeflendiğini söyleyen Bayraktutan, “Diplomatik ilişkilerin sertleştiği ülkelerdeki ekonomi ve finans çevrelerinin Türkiye ile ilişkilerinde sıkıntıların çıkması normaldir. Bu gibi sıkıntılar ortaya çıkmasa da, yurt içinde doları fiyatlandıranlar, politik riski psikolojik beklentilere ekleyince dolar kurundaki artış çizgiyi aşıyor. Dolar kurunda, dış ve iç ekonomik etkenler sonucu ortaya çıkan artışın dışında, olağanüstü- sağlıksız fiyatlamanın nedeni psikolojiktir. TL`nin değer kaybıyla panik yaygınlaştı. TL/Dolar kritik direnç seviyesinin üzerine çıktı ve müdahale gelmeseydi hedef olarak 5.25`lere yönelmişti” dedi.

NE YAPMALI?

Bayraktutan, ‘ne yapılmalı` sorusunu ise şöyle yanıtladı; “Aşırı oynaklıkların bir günde sonlanması beklenemez. Azalarak zamanla ortadan kalkması makbul olandır. Siyasi açıklamaların, mali disiplini sürdürmek, cari açığı düşürmek ve Merkez Bankası`nın enflasyonu düşürme çabalarına destek olmak amacıyla yapısal reformları hızlandırmak konusunda hükümetin kararlı olduğu algısı oluşturması gerekmektedir.”