• DOLAR 32.494
  • EURO 34.987
  • ALTIN 2433.14
  • ...
Erdoğan: ABD arabuluculuk rolünü kaybetmiştir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İngiltere'de Chatham House'da bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliği'ni Kudüs'e taşıma kararını eleştirerek "Son adımıyla Amerika çözümün değil sorunun bir parçası olmayı tercih ederek Orta Doğu barış sürecindeki arabuluculuk rolünü yitirmiştir, kaybetmiştir." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "israil-Filistin gerilimi, Orta Doğu bölgesini on yıllardır istikrarsızlığa sürükleyen en önemli sorunların başında geliyor. Biz, 1967 sınırları dâhilinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılığa sahip bir Filistin Devleti'nin kurulmasının, bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisi için yegâne yol olduğunu hep söyledik. Bugün, ABD'nin Büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma yönündeki kararını uygulama noktasında çok talihsiz buluyoruz." ifadelerini kullandı.

Resmî ziyareti vesilesiyle Birleşik Krallık'ın başkenti Londra'da temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, düşünce kuruluşu Chatham House'da "Türkiye'nin Bölgesel ve Küresel Vizyonu" başlıklı bir konuşma yaptı.

"Filistin'de, son birkaç haftada yaklaşık 50 kişi keskin nişancılar tarafından öldürüldü"

İngiliz yazar William Shakespeare'in, bugün hayatta olması ve Hamlet adlı eserini tekrar yazması durumunda Prens Hamlet'e yine "Dünyanın çivisi çıkmış." dedirteceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye'de yıllardır gözlerinin önünde çocukları katledilen annelere, ebeveynlerinin ölümünü izleyen çocuklara bakıp da başka bir şey söyleyebilmek mümkün değildir." diye konuştu.

Filistin'de, son birkaç haftada yaklaşık 50 kişinin keskin nişancılar tarafından özellikle hedef alınarak öldürüldüğünü, evlerine geri dönmekten başka talebi olmayan bin civarında insanın kasten vurulduğunu görüp de "Dünyanın çivisi çıkmış." demekten başka bir şey söylemenin mümkün olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afrika'da günde bir doların altında para kazanıp, ailesini doyurmaya çalışan bir babaya sorun bakalım, o başka bir şey söyleyebilecek mi?" diye ekledi.

Bu sorunların çözümüne öncülük etmekle sorumlu uluslararası toplumun, henüz terörizmle mücadelede ortak bir paydada buluşmayı dahi başaramadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, senin teröristin kötü, benim teröristim iyi mantığının, sorunları çözmeyip yeni sorunları ortaya çıkardığını söyledi.

"Avrupa'nın göbeğinde insanlar dinleri, kültürleri yüzünden ötekileştiriliyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye bu krizlerle uğraşırken, Batıda çok tehlikeli bir sürecin işlediğine dikkat çekerek, Avrupa'nın göbeğinde insanların inançları, dinleri, kültürleri ve hayat biçimleri yüzünden ötekileştirildiğine, iç siyasi hesaplarla üç semavi dinin de kutsalı olan Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye yönelik adımların uluslararası toplumun tüm itirazlarına rağmen hayata geçirildiğine değindi.

"Dünya 5'ten büyüktür." haykırışının gerisinde, küresel güvenliğin sağlanması konusundaki bu haksızlıklara, adaletsizliklere, çiftçe standartlara ve kayıtsızlıklara yönelik eleştirilerinin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin beş daimi üyeyle dünyayı yönetmesini asla kabullenmediklerini, üye 196 ülkenin, dönüşümlü olarak daimi üye olarak konseyde görev alması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğer adaleti arıyorsak ve Birleşmiş Milletler adalet üzere tesis edilmişse, bunun gereğini yapmalıyız. Susmak yerine, bana ne demek yerine, dayatmaları kabullenmek yerine mücadeleyi tercih ediyoruz. Dünyanın çivisi çıktıysa, o çiviyi yerine sokacak olan sert bir çekiç darbesi değildir, işleri düzeltecek olan umuttur, diyalogdur, zulme karşı ortak mücadele yürütmektir, paylaşmaktır." şeklinde konuştu.

"Başından itibaren Suriye ihtilafının çözümü yolundaki gayretlere dâhil olduk"

Konuşmasında 8'inci yılına giren Suriye krizine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin en başından itibaren ihtilafın çözümü yolundaki gayretlere dâhil olduğunu, Cenevre sürecine aktif katkı verdiğini, muhalefetin garantörü sıfatıyla Astana'da somut sonuçlar için büyük gayret sarf ettiğini, sahada gerginliklerin azaltılması için gözlem noktaları tesis etmekten terör örgütlerine fiili müdahaleye kadar her türlü inisiyatifi üstlendiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Suriye'de sivillere asla zarar vermeyecek şeklide operasyon yürüttüğüne dikkat çekti ve şunları kaydetti: "Sivilleri kendilerine kalkan yapan teröristler karşısında gerektiğinde biz kayıp vermeyi göze alıyoruz; ama sivillere kesinlikle zarar vermiyoruz. Buna karşılık Suriye'nin her yerinde hem rejim güçleri hem teröristler hem de rejimle ve teröristlerle birlikte hareket eden ülkelerin güçleri kesinlikle böyle bir hassasiyete sahip değildir. Bunun için ülkede çoğunluğu çocuk, kadın, yaşlı olmak üzere bir milyona yakın insan hayatını kaybetmiş, tarihî şehirler yerle bir edilmiştir. Türkiye'nin El Bab ve Afrin'e girdikten sonra bu şehirlerde çekilen fotoğraflarla Halep'te, Doğu Guta'da, Rakka'da yapılan operasyonlar sonrasındaki fotoğrafları lütfen bir karşılaştırın, hiçbir söze gerek yok, farkı orada göreceksiniz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran'ın nükleer programı konusunda ortaya konan kapsamlı ortak eylem planının, korunması gereken önemli bir diplomatik başarı olduğunu, İran'la tesis edilecek iyi ilişkilerin, istikrarlı, demokratik, müreffeh ve birleşik bir Irak'ın geleceği bakımından da önemli olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yemen'de 4'üncü yılına giren krize de değinerek ülkenin toprak bütünlüğü temelinde kapsayıcı bir siyasi çözümden yana olduklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'da uzlaşmayı sağlamak ve ülkeyi yeniden inşa etmek için çalışan Libya halkını, Başkanlık Konseyini ve Millî Mutabakat Hükûmetini desteklediklerini, Körfez krizi ile ilgili olarak da bölgede barışın ve huzurun kalıcı olmasını temenni ettiklerini sözlerine ekledi.

"Son adımıyla Amerika Orta Doğu barış sürecindeki arabuluculuk rolünü yitirdi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: "israil-Filistin gerilimi, Orta Doğu bölgesini on yıllardır istikrarsızlığa sürükleyen en önemli sorunların başında geliyor. Biz, 1967 sınırları dâhilinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılığa sahip bir Filistin Devleti'nin kurulmasının, bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisi için yegâne yol olduğunu hep söyledik. Bugün, ABD'nin Büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma yönündeki kararını uygulama noktasında çok talihsiz buluyoruz. Uluslararası hukuku çiğneyen, Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı bu kararı bir kez daha reddediyoruz. Son adımıyla Amerika çözümün değil sorunun bir parçası olmayı tercih ederek Orta Doğu barış sürecindeki arabuluculuk rolünü yitirmiştir, kaybetmiştir. Uluslararası toplum bir an önce üzerine düşeni yaparak İsrail'in artan saldırganlığını ve Filistin halkına yönelik ihlallerini sona erdirmek için süratle harekete geçmelidir. Bu arada İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak bu atılan adımın insanlığın barışına hizmet etmediğini, tam aksine bölgenin ve insanlığın birbirine düşmesi için, bölgeyi karıştırmak için adeta bir fitil ateşlemesi olduğunu da hatırlatmak isterim." (İLKHA) 








 

Bu haberler de ilginizi çekebilir