BATMAN- Kısa adı Özgür Eğitim-Sen olan Özgür Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası İl Temsilcisi Mustafa Sevinçer, 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili açıklama yaptı.

 

Sevinçer, kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen zorunlu eğitimin süresini artıran yasa teklifi üzerinde yapılan tartışmaların devam ettiğini ve pek çok tartışmada olduğu gibi bunda da "Doğru veya yanlışı doğru veya yanlış kılan kaynağıdır" mantığının yürütülmesinin toplumda konsensüs sağlanmasını engellediğini kaydetti.

 

"Başkasının söylediği her şey yanlış bizim söylediklerimiz her zaman doğrudur" mantığı ile hareket edilmesinin ülkemizde pek çok sorunda olduğu gibi "zorunlu eğitim" konusunda da kangrenleşmeye neden olacağının aşikâr olduğunu belirten Sevinçer, "Yasa tasarısını savunan hükümet ve çevresi tasarının adeta gelmiş geçmiş en iyi eğitim sistemi olduğunu ifade ederken, iktidara karşı olanlar ise tasarıyı tamamen reddetmişlerdir. Bu tarz bir yaklaşımın temelinde iki tarafın da olayın bilimsel doğrular ve eğitimin temel ilkeleri üzerinden değil de birçok olay da olduğu gibi ideolojik kaygılar üzerinden değerlendirmelerinin yattığını düşünüyoruz" dedi.

 

8 Yıllık Kesintisiz Eğitim İle Milyonlarca Öğrencinin Geleceğiyle Oynandı
Herkesin unutmaması gereken hususun uygulanacak bu sistemin hepimizin geleceği olan çocuklarımızın "Geleceği" olduğunu vurgulayan Sevinçer, " Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği üzerinde konuşurken, geleceklerini tartışırken kesinlikle dar ideolojik kaygılardan sıyrılmamız ve çocuklarımızın yarınlarına dair en faydalı ilkeler doğrultusunda karar vermemiz gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

 

Türkiye`ye yıllar kaybettiren 28 Şubat darbesinin bir ürünü olan 8 yıllık kesintisiz eğitim ile milyonlarca öğrencinin geleceğiyle oynanarak, hiçbir pedagojik eğitim kuramıyla uyuşmayan bu uygulamanın 15 yıl boyunca süregeldiğini dile getiren Sevinçer, "Bu uygulamanın ortadan kaldırılması şüphesiz sevindiricidir; ancak yeni düzenleme yapılırken 28 Şubat zihniyetinde olanların yaptığı gibi dayatmacı bir anlayışla toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren birtakım değişikliklerin uygulamaya konulması ve ülkede yaşayan diğer kesimlerin ötekileştirilerek görmezden gelinmesi kaygı vericidir" diye tepki gösterdi.

 

Düşünce ve Öneriler
Batman Özgür Eğitim Sen olarak 4+4+4 olarak ifade edilen mesele ile ilgili olarak kendi düşünce ve önerilerini şöyle açıkladı:

"1-Türkiye gibi özellikle eğitim alanında gelişmemiş (Temel evrensel pedagojik ilkeler baz alındığında) ülkelerde bireyin devlet tarafından eğitilmesi (terbiye edilmesi) esas olduğundan zorunlu eğitimin süresinin artırılması mutlak bir doğruymuş gibi algılanmaktadır. Bilimsellikten uzak resmi ideolojinin yapılandırmacı anlayışla ya da çağ ötesi yaklaşımlarla verilmesi bu topluma ivme kazandırmayacaktır. Resmi ideolojinin 8 ya da 12 yılda verilmesi de bizlere bir şey kazandırmayacaktır. Ülkemizde eğitim müfredatı değiştirilmediği, eğitim müfredatı toplumdaki bireylerin özgürce gelişebilecekleri bir hale getirilmediği sürece toplumun gelişmesine katkı sunmayacaktır.

 

2.Yasa teklifinde mecburi ilköğretim yaşının 6`dan 5`e çekilmesi öngörülmektedir. Çocuklarımızın-özellikle elverişsiz şartlara sahip çocuklarımızın- aile ortamından uzaklaştırılıp devletin terbiye alanına sokularak 5 yaşından itibaren resmi ideolojiyle yoğrulmasına neden olacaktır.

3. İlk 4 yıldan sonra velinin öğrencisini istediği okula yönlendirebilmesi yani kesintili sitemin getirilmesi ve bununla birlikte ikinci 4 yıldan sonra yine öğrencinin açık öğretimi tercih edebilmesini doğru bir karar olarak görmekteyiz.

4.İlk teklifte hükümet çıraklık eğitim yaşını 14`ten 11`e indirmeyi düşünmüş ancak gelen tepkiler üzerine 11 yaşından vazgeçilmişti. Hükümetin bu düzenlemesini çocuk işçiliğini artırmaya çalışmak olarak değerlendiren bazı kesimler bireye hiçbir el becerisi kandırmak gibi bir özelliği olmayan eğitim sistemini bu noktadan eleştirerek getirerek çözümler sunmasını beklemekteyiz. El becerisinin erken yaşlarda başladığı gerçeği ortadayken bunu iktidarın çocuk işçiliğini artırmaya yönelik bir teşebbüsü gibi göstererek karşı olmayı doğru bulmamaktayız.

5- Kuran-ı Kerim ve siyer derslerinin seçmeli ders olarak müfredat kapsamına alınması sevindirici olmakla beraber toplumda yaşayan farklı kesimlerin de dikkate alınarak seçmeli ders yelpazesinin genişletilmesi gerektiğine inanmaktayız. (Alevilik gibi.)

6-Hükümetin eğitimle ilgili hazırladığı bu tasarıda anadilde eğitime hiç değinmemiş olması üzüntü vericidir. Özellikle Kürtlerin anadilde eğitim haklarını görmezden gelmek bu ülkenin kurucu haklarından biri olan Kürtleri yok saymaktır." (Veysi Demir-İLKHA)