• DOLAR 32.373
  • EURO 34.971
  • ALTIN 2325.43
  • ...
"Bu devlet hafıza ile Cumhurbaşkanı bile güvenlik soruşturmasına takılır"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Partisinin Malatya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında katılan HÜDA PAR Medya Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük, son günlerde gündemden düşmeyen ve mağduriyetlere sebep veren Güvenlik Soruşturmaları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

FETÖ'nün oluşturduğu kirli devlet hafızası ile hareket edilmesi durumunda yaşanan mağduriyetlerin artacağına dikkat çeken Elibüyük, bu hafıza ile yargılama yapılması durumunda Cumhurbaşkanının dahi güvenlik soruşturmasına takılacağını söyledi.

"FETÖ ile mücadele Müslümanlarla mücadeleye evirilmemelidir"

FETÖ ve ETÖ gibi kirli yapıların devletin zihninde oluşturduğu hafızaların can yakmaya devam ettiğini ifade eden Elibüyük, "FETÖ'nün kurmuş olduğu kumpaslar sonucu sadece cezaevinde yatanlar değil, onların çocukları hatta torunları dahi güvenlik soruşturmalarına takılmaktadır. Eğer FETÖ gibi ETÖ gibi kirli yapıların oluşturduğu devlet hafızası ile hareket edilecek olsa bu güvelik soruşturmalarına takılacak olan en başta Sayın Cumhurbaşkanıdır.  Zira kendisi devlet hafızasında Tevhit Selam soruşturmasında yönetici olarak yargılanıyor. 15 Temmuz darbe girişiminde hayatı pahasına, işgalci darbecilere karşı meydanlardan çekilmeyen bu insanların mağduriyetlerine bir an önce son verilmelidir. FETÖ ile mücadele edelim derken, bu mücadele Müslümanlarla mücadeleye evirilmemelidir. Devlet hafızasına yeniden format atılmalıdır." ifadelerini kullandı.

"Her ne kadar bizim dışımızda gibi görünüyorsalar da..."

15 Temmuz'da ortaya çıkan dost-düşman tanımı esas alınarak devlet hafızasının yeniden oluşturulması gerektiğinin altını çizen Elibüyük, ülkeye ve millete ait olan yerli yapıların, istihbarat raporlarına dayandırılarak düşmanlaştırılmasının doğru olmadığını söyledi.

Elibüyük, "Türkiye'de çok sıcak gündemlerin yaşandığı, bir günde birkaç gündemin yaşandığı siyasi bir arenadan, zor bir süreçten geçiyoruz. Hem iç meselelerimiz hem de komşularımıza bakan yönleriyle de sürekli devam eden sorunlarımızın olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Suriye, Yemen, Irak... Her ne kadar bizim dışımızda gibi görünüyorsalar da yanı başımızda, sınır komşumuz dediğimiz ülkeler olsalar da onlar da ümmet içerisinde bizden bir parça ve onların meselelerini de kendi iç meselemiz olarak görüyoruz, görmek zorundayız." şeklinde konuştu.

"Afrin'in yönetimini bir an önce Afrinlilere devredilmelidir"

Son günlerin en çok tartışılan meselelerden birinin de Afrin meselesi olduğunu söyleyen Elibüyük, bu konuda partilerinin duruşunun net olduğunu söyleyerek, "Bu konuda söylememiz gereken birçok şeyi en üst perdeden başta Sayın Genel Başkanımız başta olmak üzere partimizin politikalarını ortaya koyduk. Başından beri ifade ettiğim gibi; Suriye'de savaş başlamadan önce durduğumuz yer ne ise bugünde aynı noktadayız. Suriye meselesi katmerleşmeden, daha büyük sorun haline gelmeden uzlaşı yoluyla bir masa etrafında çözülmesi gereken bir mesele olarak gördük. Bugünde yine aynı noktadayız. Zira bir milyondan fazla Suriyeli hayatını kaybetti. Sadece Türkiye'de 3- 4 milyon civarında mülteci var. Bir an önce Suriye ile alakalı politikaların gözden geçirilmesi ve sorunla alakalı daha sağlıklı, çatışmayı bitiren bir yol haritası izlenmesi gerekir. Afrin meselesi ile ilgili söylenmesi gerekenler de söylendi. Bu saatten sonra bizim çağrımız şudur: Afrin'in yönetimini bir an önce Afrinlilere devredilmelidir. İnşallah en kısa sürede bu sorun çözülür." dedi.

"İsteyen istediği ile oturabilir ittifak yapabilir"

Siyasette ittifak meselelerine de değinen Elibüyük, seçimlere 1 yıldan fazla bir sürenin kaldığı bir dönemde ittifak kurulması söylemi üzerinden kamplaştırıcı, kutuplaştırıcı ve ötekileştirici bir dilin kullanılmasını doğru bulmadıklarını söyledi.

Elibüyük, "HÜDA PAR'ın gündeminde ittifaklardan daha önemli olan gündemler vardır. Türkiye'nin başka sorunları var ve bu sorunlara yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bir yıldan fazla bir süre var seçimlere. Bu kadar erken bir zaman içerisinde ittifakların oluşturulması, tartışılması ve bu söylemler üzerinden kamplaştırıcı, kutuplaştırıcı ve ötekileştirici bir dilin kullanılmasını da biz doğru bulmuyoruz. İsteyen istediği ile oturabilir, ittifak yapabilir, konuşulabilir. (İLKHA)




 

Bu haberler de ilginizi çekebilir