• DOLAR 32.441
  • EURO 34.844
  • ALTIN 2480.766
  • ...
İşgalcilerin Kanlı Karnesi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Beyaz Saray’ın Irak ve Afganistan’daki maceraperestliği devam ediyor. Ülkelerinde savaş devam ettiği için Irak ve Afganistan halkları ise fakirlik ve yoksullukla boğuşuyorlar.

Son zamanlarda Beyaz Saray’ın Irak ve Afganistan’da harcadığı büyük meblağlarla ilgili raporlar yayınlanırken, ABD’nin bu ülkelerde uzun süreli bir yatırıma giriştiği de gözden kaçmamaktadır. ABD’nin, bu yatırımdan kolay kolay vazgeçmeyeceği de farklı alanlarda dile getirilmektedir.

ABD’nin Irak’taki maceraperestliğinde harcadığı paralar 800 milyar doları aşmış durumda. Bu rakam Afganistan için ise 500 milyar dolar civarındadır. Aynı şekilde İstihbaratı Şeffaflaştırma Kurumunun hazırladığı bir rapora göre bir milyondan fazla Iraklı, bu ülkenin işgalinden sonra doğrudan ya da dolaylı olarak ABD tarafından öldürüldü. Irak’ın işgalinde öldürülen Amerika askeri 4800’ün üzerindedir. Afganistan’da ise ABD ve NATO güçlerinden öldürülenlerin sayısı 2900’ü aşmış durumdadır.

“ABD’nin Irak’a müdahalesinin uzun tarihi, bu ülke makamlarının yanlışlarından dolayı halka yönelik ihanetleri yüz kızartıcı hareketlerle doludur. Saddam’ın Kürdlere karşı işlediği cinayetleri gizlemek bunların en karanlık işlerindendir” cümlelerini Washington Post’taki bir yazısında Jim Hoagland kaleme aldı. ABD makamları, 20 yıl kadar önce Saddam’ın cinayetlerini kimi zaman gizlediler, kimi zaman da cüziyattan saydılar. Saddam Hüseyin’in yargılanmasında elde edilen bilgilere göre 1987’nin Mayıs ayında Baas güçleri Kürtlere karşı zehirli gaz kullanmış ardından Kürtlere ait köyleri ateşe vermişlerdi. Irak’ın Kuzeyine temsilci gönderen ABD bunlardan haberdar olmuş ancak hiçbir tepki göstermemişti.

Saddam’ın Enfal katliamları yalanlandı ve uzun süre gizli tutuldu. Reagan ve baba Bush dönemlerinde Saddam’ın cinayetlerine sessiz kalan ABD, İran karşısındaki savaşta Saddam’ı her yönüyle destekledi.

ABD’nin Saddam ile işbirliğinde Kürtlere karşı gerçekleştirilen cinayetlerin ifşası ve Saddam’ın çeyrek asır boyunca Irak halkına karşı işlediği cinayetler ABD’nin Irak halkını zulümden kurtarmak amacıyla bu ülkeye saldırmadığını açıkça ortaya koymaktadır.

Saddam’ın kullanım tarihinin geçtiğine karar veren ABD ve İngiltere bu ülkedeki kaynakların çarçur edilmesi için harekete geçtiler. Afganistan için de benzer şeyler söz konusuydu. Irak ve Afganistan’daki işgal zamanında büyük cinayetlere bulaşan Beyaz Sarayın yaptıklarını tekrarlamak, gönülleri kanatacak mahiyettedir.

Zaman geçtikçe ABD güçlerinin Irak ve Afganistan’da daha fazla cinayetlere bulaştığına tanık olmaktayız. Bu cinayetler her zamanki gibi uluslararası gözlemcilere gizli kalmış ya da bunlara duyarsız kalan uluslararası kurumlar gözlerini kapayarak geçiştirmeyi tercih etmişler. Irak ve Afganistan’ın her yerinde işgalcilerin cinayet eserlerini görmek mümkündür. Zaman geçtikçe daha fazla belirginleşen cinayetlerin kurbanları ise Afganistan ve Irak halkının sonraki nesilleridir.

Amerika’nın kullandığı kimyasal silahlardan ve zayıf uranyumdan dolayı Felluce şehrinde çocukların büyük bölümü sakat ya da hasta doğmaktadır. Bu gelişme, Iraklı kadınlar için hayatı kabusa dönüştürmektedir. Yeni araştırmalar Felluce şehrinde çocukların sakat ya da hasta doğmalarının, ABD askerlerinin kullandığı silahlar neticesinde oluşan genetik hastalıklardan kaynaklandığını ortaya koymaktadır.

Uluslararası sözde insan hakları kuruluşlarının bunlara karşı tutumları nasıl olmalıydı? Bu büyük cinayetlere tepki göstermeleri gerekmiyor muydu? Öyleyse Birleşmiş Milletlerin ve İnsan hakları örgütlerinin Felluce’deki insanlık dramına sessiz kalmalarının sebebi nedir?

Bu araştırmalar, Guardian Gazetesinin Amerika’nın kimyasal silahlarından dolayı sakat doğan çocuklarda görülen yüksek miktardaki kanser oranıyla ilgili haberlerini doğrulamaktadır. Elde edilen verilere göre Felluce’deki çocukların sakatlık ve hastalık oranları normal çocuklardan 11 kat daha fazladır. Geçen altı ay içinde yeni doğan çocuklardaki sakatlık ve hastalık oranının çok daha yüksek olduğu görünmektedir. Bu, Irak halkını, gelecek nesilleri ve masum çocukları rehin alan büyük bir felakettir. Bu facianın tek sorumlusu işgalci canilerdir.

Irak’ın bazı şehirlerinde ABD’nin 2004 yılında kullandığı zayıf uranyum hasta ve sakat çocuk doğumunu büyük ölçüde arttırdı. Ancak Irak işgalcilerine bütün bu cinayetlerin hesabı henüz sorulmadı!

Irak’ın servetinin yağmalanması, suçsuz insanların öldürülmesi ve milyonlarca insanın hayatının telef edilmesi bu ülkede büyük facialara yol açmaktadır. 11 Eylül saldırılarından sonra Irak ve Afganistan’a dayatılan savaş, terörizme karşı savaş bahanesiyle başladı ve aralıksız devam etmektedir.

Irak’ta masum insanların dökülen kanlarının ve bu ülkenin kaynaklarının yağmalanmasının tek sorumlusu işgalci ABD’dir. Görünüşte Irak’ı terk etse de Washington’un Bağdat’taki varlığı devam etmektedir. ABD’nin Irak’ta diplomat adı altında 15 bin eleman bulundurması, ABD’nin Irak’ı terk etme gibi bir amacının olmadığını ve burada çok daha uzun süre kalacağını göstermektedir.
 
Yazan: Ramin Şahmuhammedi
Kaynak: Resalet Gazetesi
Çeviren: Hanefi Aydın

Bu haberler de ilginizi çekebilir