Şükrü Gündüz / Doğruhaber
Saadet Partisi, toplu taşıma araçlarındaki taciz olaylarına karşı ve kadınların daha rahat bir şekilde yolculuk yapabilmeleri için ‘kadınlara özel pembe metrobüs’ projesine destek bulmak için imza kampanyası başlattı. Toplu taşımada cinsel tacizin önüne geçmek amacıyla sadece kadınlara hizmet verecek pembe metrobüsler isteyen Saadet Partililer, Şirinevler Meydanı’nda broşür dağıtıp, imza kampanyasına destek istedi.

1 Nisan tarihine kadar devam edecek imza kampanyasından sonra toplanan imzalar İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanlığı’na teslim edilecek. Pembe Metrobüs önerisi daha önce İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’ne sunulmuştu.

TOPLUMUN BÜTÜN KESİMLERİ BUNA DESTEK VERMELİ
Saadet Partisi İl Kadın Kolları üyeleri adına açıklama yapan Nagehan Gül Asiltürk, kampanyalarının ideolojik olmadığını belirterek, benzer uygulamaların Avrupa’nın bazı ülkelerinde Rusya ve Japonya’da da olduğunu söyledi.

Buna benzer uygulamaların başka ülkelerde olduğunu Türkiye’de geç bile kalındığını söyleyen Asiltürk, “Bir kere daha hatırlatmak isteriz ki, bu teklifi ideolojik yaklaşım içinde değerlendirmek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Adına bakanlık kurup, hayat şartlarının kendilerine dayattığı, maddi- manevi zorlukları hafifletmeye çalıştığımız kadınlarımız için, İstanbul’da yapılacak bu uygulama 2010 yılında yapılan referandumun ruhuna da uygun olarak “pozitif ayrımcılık” yaklaşımı olarak eminiz ki toplumun bütün kesimleri tarafından desteklenmelidir. Bu konunun ideolojik yaklaşımlarla açıklanmayacak kadar önemli bir toplumsal gereksinim olduğunu ortaya koymaktadır. Rusya’da, Meksika’da ve bazı Avrupa ülkelerinde de yapılan bu uygulama için ülkemizde geç bile kalınmıştır.

Her 3-4 araçtan sonra 1 adet pembe renkli metrobüsün sefere konulması kadınlarımızın olumsuz seyahat koşullarını, asgariye indirecek ve huzurlu bir yolculuk etme imkânı sağlayacaktır” diye konuştu.

Birçok ülkede benzer uygulamalar var,
Birçok ülkede Pembe Metrobüs’e benzer uygulamalar olduğunu ifade eden Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ayla Kerimoğlu, “Bazı Avrupa ülkelerinde bu tür uygulamalar var. Bu uygulamaların artıları da eksileri de söz konusu olabilir. Toplumun böyle bir isteği varsa toplumun bu isteği dikkate alınmalıdır. Ama şöyle bir sıkıntı olabilir. Kadınların sadece bu pembe metrobüsle seyahat etmesi mi gerekiyor? Bunların sayısı yetecek mi? Bunun dışında cinsel tacizin önüne geçmek ve kadınların daha rahat bir şekilde yolculuk yapabilmeleri açısından bu talebin de değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.

TOPLUM KARŞI KARŞIYA GETİRİLMEMELİ
Pembe metrobüs fikrinin sadece dinsel bir argümanla ortaya çıkmadığının toplumun her kesimine iyi anlatılması gerektiğini belirten Kerimoğlu, “Bunu topluma hangi amaçlarla yapıldığının iyi anlatılması gerekir. Bunun sadece dinsel bir argümanla ortaya çıkmış bir talep olmadığı cinsel tacizin önüne geçmek, kadınların daha rahat bir şekilde yolculuk edebilmeleri ve daha düzenli ortamlarda yolculuk edebilmeleri için bunun yapılmak istendiğinin iyi açıklanması lazım. Toplumumuz çok hassas dönemlerden geçiyor. Bu kutuplaşmayı tekrar tetikleyecek bir söylem ve davranıştan çekinmek lazım. Toplum yeni yeni birbiriyle yakınlaşmaya ve birbirini anlamaya çalışıyor. Bu ayrışma alttan gelen bir ayrışma değildi, yukarıdaki baskılardan gelen bir ayrışmaydı ama sonuçta toplum bu noktaya gelmişti. Şimdi bu uzlaşma noktalarına gelmişken ayrışma noktalarını kaşıyacak şeylerin üzerinden bir söylem kullanılarak bunun yapılması da doğru değil” diye konuştu.

BU KONU BAŞKA YERLERE ÇEKİLMEMELİ
Saadet Partisi’nin böyle bir şeyi gündeme getirmesinin bazı kesimler tarafından yanlış anlaşılıp başka yönlere çekildiğini ifade eden Kerimoğlu, “Saadet Partisi’nin bunu gündeme getirmesi kadın hakları bağlamında olsa bile farklı bir yöne çekilebiliyor. Bunun sebebi ise bazı kesimlerde oluşan ön yargıdır. Belki bu tür bir çalışma kadın örgütlerinin ortak bir talebi olarak ortaya çıkmış olsaydı Saadet Partisi ya da başka partiler buna destek verseydi bu farklı anlaşılmazdı. Buna art niyet ya da önyargı da diyebilirsiniz. Bunu bir feminist kadın derneği dile getirmiş olsaydı kadınlara tacizin önlenmesi açısından bunu gerekli görüyoruz deselerdi kimse bunun arkasında bir dini argüman aramayacaktı” şeklinde konuştu.